İsrail'in saldırı tehdidi sonrası gözler, İran'ın stratejik tesislerine çevrildi

Petrol, enerji ve nükleer alanlarında faaliyet gösteren tesisler, İran'ın ekonomik gücü ile askeri ve stratejik potansiyelini temsil ediyor. Tesisler, sahip oldukları kapasiteyle dikkat çekiyor.

1. resim

İran'ın 1 Ekim'de İsrail'e düzenlediği füze saldırılarından sonra İsrail'in enerji, petrol ve nükleer tesislere saldırı tehdidinde bulunması üzerine gözler İran'ın stratejik öneme sahip tesislerine çevrildi.

İsrail'in İran'ın petrol tesislerine saldırı yapmayı planladığına dair gelen tehditler üzerine İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Ali Fedevi, dün yaptığı açıklamada, herhangi bir saldırıya İsrail'in tüm enerji tesislerini hedef alarak karşılık vereceklerini söyledi.

ABD Başkanı Biden ise dün yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a ne şekilde tepki vereceği hususunda halen net karar vermediğini belirterek, "Eğer onların yerinde olsam petrol sahalarından farklı alternatifleri düşünürdüm." ifadelerini kullandı.

İran Ulusal Petrol Şirketinin verilerine göre, ülkenin yaklaşık 208 milyar varil ham petrol, 34 trilyon metreküp de doğalgaz rezervi bulunuyor. Bu nedenle petrol ve doğalgaz, İran ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor ve her ne kadar ABD'nin tek taraflı yaptırımları nedeniyle ciddi oranda petrol satışı kısıtlansa da İran'da ekonomi büyük ölçekle enerji ihracatına dayalı durumda.

Petrol ihracat üssü Hark Adası

İran'ın enerji üssü diyebileceğimiz en önemli stratejik bölgesi Basra Körfezi'nde yer alan Hark Adası'nda kurduğu petrol tesisleri. İran'ın petrol ihraç etme kapasitesinin en kritik noktalarından biri olan Hark Adası'nın Basra Körfezi’ndeki konumu, onu küresel enerji ticareti için önemli bir üs haline getiriyor.

Ülkenin güneyindeki Buşehr eyaletinin yaklaşık 50 kilometre açıklarında yer alan Hark Adası, devlete ait İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) tarafından kurulan devasa petrol depolama tanklarına ev sahipliği yapıyor. Hark Adası’ndaki tüm işlemler, NIOC tarafından yürütülüyor. İran'ın buradaki tesislerde milyonlarca varil ham petrol depoladığı biliniyor.

Ada ayrıca İran'ın en büyük petrol ihracat terminaline de sahip. Burada, tankerlere yüklenen ham petrol, dünya pazarlarına sevk ediliyor. Petrol ihracatının büyük kısmı bu adadan yapılıyor.

Abadan Rafinerisi

Bunun yanı sıra ülkenin güneybatısındaki petrol zengini Huzistan eyaletine bağlı Abadan kentinde yer alan Abadan Rafinerisi, İran'ın en büyük petrol tesisi sayılıyor.

İran Petrol Bakanlığına bağlı Enerji Haber Ajansı'nın (SHANA) 3 Mart 2024'teki haberine göre, tesisin günlük işleme kapasitesi yaklaşık 630 bin varil.

Basra Körfezi kıyısında bulunan rafineri, 1980-88 arasında İran-Irak Savaşı sırasında Iraklı güçlerin saldırılarıyla ağır hasar görmüş, daha sonra onarılarak yeniden faaliyete başlamıştı.

Aseluye doğalgaz terminali

Basra Körfezi kıyısındaki Buşehr Eyaleti'nde yer alan Aseluye doğalgaz tesisi, İran'ın en büyük gaz sahası sayılan ve Katar ile İran'ın ortaklaşa geliştirdiği Güney Pars sahasının hemen yakınında bulunuyor.

Bu nedenle ülkenin en büyük doğalgaz üretim tesislerinden birine ev sahipliği yapıyor. Güney Pars doğalgaz sahasından gelen ürünler Aseluyeh terminalinden ihraç ediliyor.

İsfahan Rafinerisi

İsfahan'daki petrol rafinerisi, ülkenin iç petrol ürünleri ihtiyacını karşılamak için önemli bir konumda bulunuyor. Günlük işleme kapasitesi yaklaşık 375,000 varil olan tesis, İran’ın rafineri kapasitesinde de önemli bir paya sahip.

Bender Abbas Rafinerisi

Basra Körfezi kıyısındaki Bender Abbas şehri yakınında yer alan rafineri, günlük 350,000 varil petrol işleme kapasitesi ile İran’ın en büyük rafinerilerinden biri sayılıyor.

Bu tesis, ülkenin hem iç tüketimi hem de ihracat için kullanılıyor.

Tahran Rafinerisi

İran'ın başkenti Tahran’ın güneyinde yer alan bu rafineri, ülkenin iç tüketimi ve enerji üretimi açısından kritik bir öneme sahip. Günlük rafine kapasitesi yaklaşık 250,000 varil olan bu tesis, ülkenin başkentine olan yakınlığı ile stratejik bir konumda yer alıyor.

Nükleer Tesisler

İran, uzun yıllardır ABD başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin yaptırımlarına ve itirazlarına rağmen ülkede bir çok nükleer tesise de sahip bulunuyor.

ABD, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) denetimleri altında programını sürdüren İran'ın nükleer silah elde etme potansiyelinden endişe duyarken, İran ise nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu savunuyor.

İran’ın nükleer tesisleri hem enerji üretimi hem de potansiyel askeri kapasiteleri nedeniyle de stratejik öneme sahip bulunuyor.

İran'da bilinen 8 nükleer tesisin başında Buşehr Nükleer Enerji Santrali, İsfahan Nükleer Araştırma Merkezi, Fordo'daki uranyum zenginleştirme tesisi, Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisi ve Arak Ağır Su Reaktörü geliyor.

Buşehr Nükleer Santrali

İran'ın ilk ve tek nükleer enerji santrali Buşehr Nükleer Santrali, ülkenin güneyindeki Buşehr kentinde bulunuyor. Rusya tarafından inşa edilen tesis, 2013'te İran'a devredildi.

Basra Körfezi kıyısında yer alan Buşehr eyaletindeki bin megavat kapasiteli nükleer santral, 4 Eylül 2011'de ilk etapta 60 megavat gücündeki elektrik üretimiyle faaliyetine başlamış, bu kapasite 2012'nin Nisan ayında 940 megavata yükselmişti.

Dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 2015 yılının ocak ayında Buşehr kentini ziyaretinde yaptığı konuşmada söz konusu santralin elektrik üretiminin 3 bin megavata yükseleceğini duyurmuştu. İran, bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.

Natanz Şehid Ahmedi Ruşen Nükleer Merkezi

İsfahan kentine bağlı Natanz bölgesinde yer altında inşa edilen Natanz Nükleer Tesisinin inşaatına 2000 yılında başlandı. Natanz, İran'ın en büyük uranyum zenginleştirme tesisi olarak biliniyor.

Natanz'daki tesis, İran'ın nükleer programının en önemli parçası sayılıyor. İran'ın başkenti Tahran'ın yaklaşık 320 kilometre güneyinde yer alan tesis, düşman hava saldırılarına karşı yer altına inşa edildi.

Tesis, daha önce biri "Stuxnet" olmak üzere üç kez ABD ve İsrail tarafından sabotajlara uğradı. İranlı yetkililer eylemlerle ilgili İsrail ve ABD'yi suçladı.

Fordo uranyum zenginleştirme tesisi

Tahran yönetimi gizli tuttuğu Fordo Nükleer Tesisinin varlığını ilk kez 2009'da UAEA'na bildirdi. Kum kentinin güneyinde Fordo bölgesinde yer altında inşa edildi.

Uranyum zenginleştirilmesi için gerekli tüm ünitelerin monte edildiği Fordo, ülkenin uranyum zenginleştirme için en önemli ikinci tesisi sayılıyor.

Erak Ağır Su Reaktörü

İran'ın Erak nükleer kompleksi temel olarak ağır su üretim tesisi ve ağır su reaktörü olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Ağır su üretim tesisinin 2006'dan beri faaliyette olduğu biliniyor.

Tesis, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında 2015’te imzalanan nükleer anlaşma kapsamında kapatıldı ancak ABD'nin anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından 2019'da yeniden faaliyete geçirildi.

Kaynaklar

Tartışma