İtalya'nın Lampedusa Adası'ndaki göçmen merkezinin insani koşullarına yönelik eleştiriler artıyor

Sivil toplum kuruluşları, İtalya'nın güneyindeki Lampedusa Adası'ndaki kabul merkezinin göçmenleri kötü şartlarda ağırladığı görüşünde.

1. resim

En fazla 400 kişiye ev sahipliği yapmak için inşa edilen Ada'daki kabul merkezi, eylül ortasında yaşanan düzensiz göç krizi nedeniyle kapasitesinin çok üzerine çıkarak 7 bine yakın kişiyi ağırladı.

Hazirandan bu yana kabul merkezinin idaresinden sorumlu olan Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), acil çözümler sunmak ve Avrupa'da daha iyi bir yaşam umuduyla her hafta Kuzey Afrika'dan gelen erkek, kadın ve çocuklara "insan onuruna yakışır" bir yaşam sağlamak için çabalarını artırdı.

Fotoğraf / AA
Fotoğraf / AA

Aralarında çok sayıda çocuk ve hamile kadının da bulunduğu 6 binden fazla kişinin, 12 Eylül'de Lampedusa'ya varmasının ardından Ada'nın nüfusu sadece 24 saatte 2'ye katlandı.

Lampedusa, Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya ulaşmak üzere yola çıkan bir dizi küçük teknenin ilk varış limanı olarak on yıllardır Akdeniz'deki göç krizinin ana lokasyonlarının başında geliyor.

Öte yandan Lampedusa'nın aşırı kalabalıklaşması, İtalya ve Avrupa'daki kimi kesimlerde gerginlik ve umutsuzluğa neden oldu.

Eylülde 80'den fazla uluslararası sivil toplum kuruluşunca yapılan ortak açıklamada, Ada'da bulunan kabul noktasının binlerce kişiyi ağırlayacak fiziki şartlara sahip olmadığına işaret edilerek, "Yeni gelenlerin, yerel halktan uzak tutulduğu ve ana karaya nakledilmeden önce bulundukları 389 kişi kapasiteli merkez, Ada'ya her gün gelen insanları onurlu şekilde karşılayacak kapasiteye sahip değildir." ifadesine yer verildi.

Çabalarını iki katına çıkartarak çalışan Kızılhaç personeli, acil durumu yönetmesinin yanı sıra tehlikeli yolculukları sırasında hem fiziksel hem de psikolojik sorunlarla boğuşan göçmenlere sıhhi ve psikolojik destek sağlıyor.

Kızılhaç, çalışmalarında "birebir temasla insani bağlar kurmayı" önceliyor

İtalyan Kızılhaçı Göç Departmanı Başkanı Francesca Basile, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Kızılhaç'ın çalışmalarında "bire bir temasla insani bağlar kurmayı" öncelediğine vurgu yapan Basile, "Deneyimlerimiz, İtalya'nın dört bir yanından gelen çalışanlara güvenerek acil durumlara hızla tepki vermemizi sağlıyor. Amacımız, her zaman, riskli bir yolculuğun ardından bilinmeyen bir ortama sürüklenen insanlar için kilit önem taşıyan insani bağların kurulmasını sağlamaktır." dedi.

Basile, Kızılhaç'ın aileleriyle irtibatlarını kaybeden göçmenlere yardımcı olmayı amaçlayan "Aile Bağlantılarını Yeniden Kurma" (RFL) isimli programının yürütülmesinde “kritik” rol oynadığını belirterek, bu program aracılığıyla yaşanan son düzensiz göç krizi sırasında sayıları yaklaşık 300'e ulaşan refakatsiz çocuklara yeterli yardım sağlamaya çalışıldığını kaydetti.

Asıl zorluğun refakatsiz çocukların kalacağı iyi bir yer bulmak olduğunu ifade eden Basile, çocukların hoşça vakit geçirmelerini sağlayacak alanlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Kızılhaç tarafından şu an Lampedusa'da misafir edilen düzensiz göçmenlerin 128'inin refakatsiz olduğu bilgisi verildi.

İtalya hükümeti, göçmen krizini "savaş" olarak nitelendiriyor

Avrupa Birliği (AB) Sınır Koruma Ajansının (FRONTEX) verilerine göre, 2023'ün ilk 8 ayında Avrupa Birliği'nde (AB) meydana gelen 232 bin 350 "düzensiz sınır geçişinin" yarısı Orta Akdeniz'den gerçekleşti.

Lampedusa Adası'na ulaşan düzensiz göçmenler, en fazla Tunus ve Libya'dan geldi.

Uluslararası kuruluşlar, eylülün ortasından itibaren sadece bu yıl güzergahta 2 binden fazla kişinin öldüğünü veya kaybolduğunu raporladı.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İtalya'nın yılbaşından bu yana yaşadığı göç baskısının "sürdürülemez" bir seviyeye ulaştığını belirtmiş, Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini ise düzensiz göçleri "savaş eylemi" olarak nitelendirmişti.

Ülkeye göçleri durdurma vaatleriyle eylüldeki seçimi kazanan hükümet, düzensiz göçmenlere yönelik gözaltı süresini 3 aydan 18 aya çıkarmış ve vizesiz gelenleri gözaltına almak için yeni merkezlerin açılmasını onaylamıştı.

Meloni, gelen kişilerin, "Avrupa’nın geleceği için bir tehdit oluşturduğu" yorumunda bulunmuş, konuya ilişkin AB'nin desteğine duyulan ihtiyacı vurgulamıştı.

Başbakan Meloni, düzensiz göçmenleri taşıyan teknelerin Tunus'tan kalkışını önlemek için AB misyonunun başlatılmasını talep etmiş olsa da böyle bir girişimin uluslararası yasalarca engelleneceği tahmin ediliyor.

Tartışma