Machu Picchu’daki işçiler uzak diyarlardan geliyordu
Yeni bir genetik çalışma, Machu Picchu’nun seçkinlerine katılan işçilerin imparatorluk tarafından fethedilen topraklardan geldiğini ortaya çıkardı.
Machu Picchu’nun en parlak döneminde kimler yaşıyordu? Science Advances’te yayımlanan yeni bir çalışma, 500 yıldan uzun bir süre önce gömülen işçilerin, İnka İmparatorluğu’nun neresinden geldiğini bulmak için ilk kez antik DNA’yı kullandı.
Araştırmacılar, orada yaşayan ve çalışan insanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için Machu Picchu’da gömülü olan bireyler üzerinde genetik testler yaptılar.
Machu Picchu, Peru’nun Cusco bölgesinde bulunuyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Burası, dünyanın en tanınmış arkeolojik alanlarından biri ve her yıl yüzbinlerce ziyaretçi ağırlıyor. Bir zamanlar İnka İmparatorluğu’nun kraliyet mülkünün bir parçasıydı.
Diğer kraliyet yerleşmeleri gibi, Machu Picchu da yalnızca kraliyet ailesine ve İnka toplumunun diğer seçkin üyelerine değil, aynı zamanda birçoğu yıl boyunca burada yaşayan görevlilere ve işçilere de ev sahipliği yapıyordu.
Bu sakinlerin yerel bölgeden gelmeleri gerekmiyordu. Araştırmacılar, DNA kanıtlarıyla sakinlerin geçmişlerinin çeşitliliğini ancak bu çalışmada doğrulayabildiler.
Nesbitt, “Çalışma, bize seçkinler ve kraliyet ailesi hakkında değil, daha düşük statüdeki insanlar hakkında bilgi veriyor. Bunlar, hizmetli nüfusun mezarlarıydı.” diyor.
Bu DNA analizi, modern genetik soy kitlerinin çalıştığı şekilde çalışıyor. Araştırmacılar, ne kadar yakından ilişkili olabileceklerini görmek için Machu Picchu’da gömülü 34 kişinin DNA’sını İnka İmparatorluğu çevresindeki diğer yerlerden gelen bireylerin DNA’sıyla ve Güney Amerika’daki bazı modern genomlarla karşılaştırdı.
DNA analizinin sonuçları, bireylerin İnka İmparatorluğu’nun her yerinden, bazılarının Amazonya kadar uzaklardan geldiğini gösterdi. Çok azı birbirleriyle DNA paylaşıyordu, bu da Machu Picchu’ya bir aile veya topluluk grubunun parçası olmaktan ziyade bireyler olarak getirildiklerini gösteriyor.
Nesbitt, “Tabii ki genetik, etnik köken veya buna benzer bir şey anlamına gelmez. Ancak bu, İnka İmparatorluğu’nun farklı bölgelerinde farklı kökenlere sahip olduklarını gösteriyor.” diyor.
“Çalışma, Machu Picchu ve diğer İnka yerleşmelerinde yapılmış olan birçok başka araştırmayı gerçekten güçlendiriyor.” DNA analizi, mezarlarla ilişkili bulunan eserlerin tarihi belgelemesini ve arkeolojik çalışmalarını destekliyor.
Bu çalışma, arkeolojide geleneksel arkeolojik teknikleri yeni teknolojiler ve bilimsel analizlerle birleştirme yönündeki daha büyük bir hareketin parçası. Farklı alanların bu kombinasyonu, yapılan keşiflerin daha eksiksiz bir şekilde anlaşılmasını sağlıyor.