Metin Gürcan'ın bugün aldığı 400 dolar yarın 400 bin dolar olabilir miydi? Başka kimler var?

26 Kasım Cuma günü saat 10:03'te ajansa Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan'ın gözaltına alındığı haberleri düştü. "Siyasal ve askeri casusluk" suçuna yönelik bir operasyon kapsamında gözaltın alınan Gürcan'ın İstanbul Bakırköy'deki evinde de aramalar gerçekleştirildi.

1. resim
05.12.2021

Aynı gün partisinin İstanbul il başkanlığında bir programa katılan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gazetecilerin Gürcan ile ilgili sorusuna;

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020 yılındaki bir soruşturmasına dayanarak bu işlemin yapıldığı bilgisini almış durumdayız. Söz konusu soruşturmayla ilgili hukukçu arkadaşlarımız konuyu yakından takip ediyor. Ben eşi Senem Hanım'la telefonda görüşerek geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Hem ailesine hem de Metin Beye olan hukuki desteğimiz şu anda yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu sürecin tamamen hukuki bir mecrada ilerlemesi gerektiğinin son derece önemli olduğunu burada özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum. Konuyla ve dosyayla ilgili daha detaylı bilgilere sahip olduktan sonra kamuoyuna daha detaylı bilgileri vereceğiz.

şeklinde cevap verdi.

Casusluk suçlaması

Metin Gürcan'ın gözaltına alınmasından bir gün sonra suçlamalarla ilgili bilgilerde netleşmeye başladı. Gürcan, Türkiye'nin bölgesel stratejileri ve savunma sanayine ilişkin verileri yabancı diplomatlar, hatta istihbaratçılarla paylaşmakla suçlanıyordu.

Dosyaya eklenen ve medyaya servis edilen fotoğraflardan Gürcan'ın iyi bir teknik ve fiziki takibe tutulduğu, soruşturmanın olgunlaştırıldıktan sonra harekete geçildiği anlaşılıyor.

Ankara'daki bir AVM otoparkında, otel lobisinde yabancı misyon görevlileriyle bir araya gelen Gürcan'ın zarf içerisinde para aldığı görülüyor.

Metin Gürcan'ın ilk ifadesi

Metin Gürcan, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde yapılan ilk sorgusunda yabancı misyon görevlileriyle zaman zaman bir araya geldiğini kabul etti.

Görüşmelerde, Türkiye ve Orta Doğu üzerine hazırladığı gelişmeleri içeren çizelge ve analizleri paylaştığını söyleyen Gürcan, casusluk suçlamasını ise kabul etmedi.

Hiçbir diplomatla gizlilik derecelerinde resmi bilgi ve belgeyi paylaşmadığını ve 2019 yılından itibaren kişi ve kurumlara tamamen açık şekilde danışmanlık hizmeti verdiğini ve karşılığında da ödeme aldığını söyleyen Gürcan, Türkiye, Suriye, Irak, İran, Ukrayna, Afganistan ve Libya gibi ülkelerdeki gelişmeleri herkesin erişimine açık kaynaklardan derlediğini ifade etti.

Headquarter ifadesini neden kullandı? Belge Gürcan'ı yalanladı.

Polisler tarafından Gürcan’a, yabancı bir misyon görevlisi ile Karabağ'da savaşın kazanılmasında büyük etkisi olan Türk SİHA'ları üzerine yaptığı görüşme de soruldu.

Gürcan, ‘headquarter’ (merkezi) ifadesi ile istihbaratçı olan bir kişi ile yaptığı görüşmeler sorulduğunda, görüştüğü kişinin elçilik görevlisi olduğunu, istihbaratçı olduğunu bilmediğini söyleyerek, "Ben burada kendi parti genel merkezime gitme vakti geldiğini vurgulamak istedim. Burada bir karışıklık var. İş dünyasında bile sivil hayatta bile sıklıkla kullanılan İngilizce başlangıç seviyesinde bilinen bir ifadedir." şeklinde cevap verdi.

Fakat Gürcan'ın bilgisayarından elde edilen ve İstanbul’da gerçekleştirilen güvenlik konferansına katılacakların listesinin bulunduğu belgede, Gürcan’ın görüştüğü elçilik görevlisinin “İstihbarat Genel Sekreter Temsilcisi” olarak yer aldığı ortaya çıktı.

Metin Gürcan'ın, "1.5 yıldır görüşmekte olduğunuz kişinin istihbarat görevlisi olmadığını söylemiştiniz. Bilgisayarınızdan çıkan belge öyle demiyor?" diye soran savcıya verdiği cevap; "İstihbaratçı olduğu bilgisini şu anda bana gösterdiğiniz ve bilgisayarımdan çıktığını söylediğiniz belgeden öğrendim. Halbuki kimliğine bakmıştım. Ben şahsı elçilik yetkilisi biliyorum. Katılımcılar listesini çok sayıda katılımcı olması nedeniyle dikkatle okumam zordur. Kimliğine dair açıklamayı fark etmemem gayet normaldir" oldu.

Savcının tutuklamaya sevk yazısındaki istihbaratçı detayı

Savcılığın tutuklamaya sevk yazısında Gürcan’ın para trafiğine dair detaylar yer aldı. Gürcan'ın diğer danışanlarından resmi hesabına, banka yoluyla para aldığının görüldüğü vurgulanırken, istihbaratçı olduğu iddia edilen kişi ile para alışverişinin kapalı zarf içerisinde ve elden yapıldığının tespit edildiği belirtildi.

Metin Gürcan ve X2 olarak kullanılan istihbaratçı AVM otoparkında araç içerisinde
Metin Gürcan ve X2 olarak kullanılan istihbaratçı AVM otoparkında araç içerisinde

Yaptığı danışmanlığın legal bir danışmanlık olduğunu iddia eden Gürcan’ın, istihbaratçı ile para transferini banka üzerinden yasal şekilde yapmayarak, ayrıca AVM otoparkı gibi lokasyonlarda araç içi buluşmalar gerçekleştirerek bilgi-para değişimini gizlemeye çalıştığı vurgulandı.

Gürcan'ın aldığı parayı AVM içerisindeki bankamatiğe yatırdığı görülüyor
Gürcan'ın aldığı parayı AVM içerisindeki bankamatiğe yatırdığı görülüyor

Savcılık sorgusunun ardından, tutuklama istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza hakimliğine sevk edilen Gürcan, "gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tutukluluk sonrası DEVA Partisi'nden açıklamalar

Gürcan'ın tutuklanmasının ardından, DEVA Partisi Başkanlık Kurulu, Genel Başkan Ali Babacan'ın başkanlığında bir değerlendirme toplantısı yaptı.

Yeneroğlu: Hukuki destek vereceğiz

BBC Türkçe'ye konuşan DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Metin Gürcan'a, ceza hukuku çerçevesinde yöneltilen casusluk suçlaması ile parti olarak siyasi etik açısından yaptıkları değerlendirmenin ayrı tutulması gerektiğini söyledi ve ekledi:

Ceza hukuku açısından değerlendirdiğimizde ortada casusluk suçunun maddi unsurlarını gerçekleştiren herhangi bir fiil yok.

Gürcan'a yöneltilen "askeri ve siyasi casusluk" suçlamasının ise "mesnetsiz" olduğunu söyleyen Yeneroğlu, DEVA Partisi olarak avukatları aracılığıyla hukuki destek vererek, kurucularının adil yargılanma hakkını savunacaklarını kaydetti.

Yeneroğlu; Gürcan'ın açık kaynaklardan verilen bilgilerle bir akademisyen olarak analizlerini yabancı diplomatlarla paylaşmasında sakınca olmayacağını ancak bir siyasetçi olarak yabancı bir ülkenin diplomatına bilgi verip bunun karşılığında bir otoparkta zarf içinde kayıt dışı para almasının siyasi etik açısından kamuoyunca sorgulanmasının da haklı bir tutum olduğunu söyleyerek, "Bu görüntüler DEVA Partili olarak beni de ciddi olarak rahatsız etmiştir. Benim siyasi ahlâkıma da uyan görüntüler değildir" dedi.

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin: Hukuki desteğimizi sonuna kadar devam ettireceğiz

DEVA Partisi sözcüsü İdris Şahin, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Metin Gürcan'ın dosyasında askeri ve siyasi casusluk yaptığına dair en ufak bir delil olmadığını, Metin Gürcan’ın görüştüğü kişilerle ortam dinlemesi yapıldığını ve bu tapelerde gizli-çok gizli sayılabilecek hiçbir bilgi, belge alışverişi veya diyalog tespit edilemediğini vurguladı.

Sözcü Şahin, Metin Gürcan’a atfedilen suçlamaları, akademik kimliğiyle açık kaynaklardan edindiği bilgilerle hazırlamış olduğu raporların telif bedeli karşılığında muhataplarına sunulması olarak değerlendirdi.

Hedefin DEVA Partisi olduğunun açıkça ortaya konulduğunu iddia eden Şahin, partimize kurulan bu komploya asla izin vermeyeceğiz açıklamasında bulundu.

DEVA Partisi yetkilisinden aldığımız cevaplar

Yukarıda dosyadaki verileri ve DEVA Partisi kanadından yapılan açıklamaları paylaştık. DEVA Partisi sözcüsü İdris Şahin her ne kadar hedef DEVA Partisi'dir şeklinde bir açıklama yapmış olsa da, iktidar kanadından siyasi olarak DEVA Partisi'ne karşı suçlayıcı açıklamaların gelmediği göz önünde bulundurulursa DEVA Partisi'nin bu süreçte hedefe konulmadığını söyleyebilmek mümkün.

Siyasi bir ismin yabancı misyonlara stratejik alanlarda analiz ve rapor vermesi doğru mu?

Türkiye son yıllarda özellikle savunma alanında ciddi bir ivme kazandı. Stratejik mühimmatlarda kendi yeterlilikleriyle kabiliyetlerini geliştiren ve %80'lere varan yerlilik oranına ulaşan bir ülke haline geldi. Bu durum tabi ki diğer ülkelerin dikkatini çekmeye başladı. Özellikle Karabağ Savaşı'nda bütün dünyanın dikkatini çeken yerli ve milli SİHA'lar dünya savunma sanayisinin ana gündem maddelerinden biri haline geldi.

Yabancı misyonların, Türkiye'de faaliyet gösteren danışmanlık, analiz ve raporlama şirketlerinden bu konuda açık kaynaklara dayalı izlenimlerini talep etmesi anlaşılabilir.

Fakat bizce Metin Gürcan olayına dair sorulması gereken asıl sorulardan ilki şu;

Türkiye'de iktidar olma hedefi ile kurulan, siyasi iktidara talibim diyen bir siyasi partinin kurucusu, üstelik askeri meslek hayatının yaklaşık 8 yıllık bölümü Güneydoğu Anadolu bölgesi, Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da çeşitli operasyonel faaliyetler, irtibat ve eğitim görevlerinde geçmiş eski bir askerin, Türkiye'nin en stratejik süreçlerine dair verileri, istihbaratçı olup olmadığından emin bile olmadığını söylediği yabancı misyon temsilcileriyle paylaşması doğru mudur?

Sorularımızı DEVA Partisi'nin ismini vermek istemeyen hukukçu bir ismine yönelttik. DEVA Partisi yetkilisi ilk olarak Partilerinden bir çok hukukçunun Gürcan'ı ziyaret ettiğini ve Metin Gürcan'ın bu dosyadan kesinlikle beraat edeceği düşüncesinde. "Eğer ortada casusluk olsaydı, Gürcan'ın raporları sunduğu muhataplarının da gözaltına alınması gerekir, hatta sınır dışı edilmesi gerekirdi" diyor.

Dosyada 2 defa ortam dinlemesine takıldığını belirttiği Gürcan'ın 2 defa da resmi olmayan şekilde ödeme aldığını da teyit ediyor.

Siyasi bir ismin, danışmanlık adı altında, resmi bir şirket sahibi olarak bile olsa, Türkiye'ye dair stratejik bilgi ve analizleri açık kaynaklardan edinerek de olsa, kim olduklarını bilmediği yabancı misyon görevlilerine sunması ne kadar doğru olduğu sorusunu da yönelttiğimiz DEVA Partisi yetkilisi bu durumun meşru olmadığını net olarak ifade ediyor.

Ve ekliyor... Hukuki süreç tamamlandıktan, parti nezdinde Metin Gürcan hakkında idari bir işlem başlatılıp başlatılmayacağına karar verilecek. Fakat hukuki süreç tamamlanmadan, kurucumuz olan bir insanla alakalı kimse bizden suçlayıcı ifadeler beklemesin.

Kurucular kurulu üyelerinin ne iş yaptığını bilmiyorlar mıydı?

Kurucular kurulu üyelerinin daha öncesinde kimlerle ne iş yaptığını bilim bilmedikleri yönünde yönelttiğimiz soruya ise;

"Metin Gürcan'ın bir akademisyen olduğunu, raporlar hazırladığını ve belirli vakıflardan telif ücretleri aldığında dair bilgimiz var ama bunun resmi kanaldan olmadığı, büyükelçilik çalışanlarına gayrı resmi bir şekilde verildiğine dair bilgimiz tabi ki yoktu. Bunu bize hiçbir zaman söylemedi. Söylemiş olsaydı, bu konuyla alakalı mutlaka bir adım atılırdı.

şeklinde cevap veriyor.

Metin Gürcan dosyası hakkında sorulması gerekenler!

Dosyada gizlilik kararı olduğu için dosya hakkında bilgi edinmek çok mümkün değil. Süreç içerisinde iddianame tamamlandıkça kamuoyu da bu konu hakkında bilgi sahibi olacak.

Fakat biz medya olarak zihinlerdeki soruları sormak zorundayız.

DEVA Partisi'nin web sitesinde yer alan biyografisinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki meslek hayatının yaklaşık 8 yıllık bölümü Güneydoğu Anadolu bölgesi, Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da çeşitli operasyonel faaliyetler, irtibat ve eğitim görevlerinde geçti ifadeleri yer alan Gürcan, hizmet verdiği kişilerin yabancı misyon görevlileri olduğunu bile bile bu faaliyetleri neden yürüttü?

Siyasi unvanı da olan bir isim neden 400 dolar için AVM otoparkında, tam görevini dahi bilmediği bir yabancı misyon yetkilisi ile buluştu ve para alışverişi gerçekleştirdi?

Verdiği hizmetin yasal olduğunu düşünen biri neden resmi kanallar aracılığı ile değil, ödemesini gayrı resmi bir şekilde elden aldı?

Metin Gürcan'ın analiz ve raporlarını oluşturan veriler açık kaynaklardan ise, kendisinden hizmet alanların iç bünyelerindeki ekipleriyle bu kaynaklara erişim imkanları yok muydu? Neden Metin Gürcan'dan hizmet almayı tercih edip, AVM otoparklarında zarf içerisinde ödeme yapmayı tercih ettiler?

Metin Gürcan'ın rapor ve analizleri için ilişkide olduğu başka kaynakları var mı? Özellikle savunma sanayi ile ilişkili resmi ve özel kurumlarda irtibatta olduğu isimler kimler? Bu isimlere yönelik de operasyonlar gerçekleştirilecek mi?

Bugünkü şartlarda 400 dolar karşılığında yabancı misyonlara hizmet veren eski asker ve siyasi isim Metin Gürcan'ın, yarın farklı imkanlara sahip olduğunda 400 bin dolar karşılığı hizmet sunmayacağından emin olunabilir mi?

Metin Gürcan'dan rapor ve analiz alan isimler için de hukuksal bir süreç başlatılacak ve sınır dışı edilmeleri gibi bir durum söz konusu olacak mı?

Bütün bunlarla birlikte; son 1 soruyu da, bu operasyonun hedefi DEVA Partisi'dir diyen, DEVA Parti'sinin yetkili isimlerine sormalıyız...

Bugün hükumete yakın, aynı titrlere sahip bir isim böyle bir operasyona konu olsaydı, siyasal olarak bunu dillendirmeyecekler miydi?