Moldova dilini değiştirdi

💢 Moldova'da uzun zamandır tartışılan "resmi dil" sorunu çözüme kavuştu. 

💢 Yıllardır devam eden Moldova dili ve Romence ayrımının kökeni neydi?

💢 Atılan resmi dil adımı kimlere ne mesaj veriyor?

1. resim

Moldova’da çok uzun zamandır tartışılan konu çözüme kavuştu. Ülkenin resmi dili artık Moldova dili değil, Romence. Moldova Parlamentosunun şubat sonunda kabul ettiği karar, bu hafta Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun onayının ardından resmen yürürlüğe girdi. Sandu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada

“Romence’nin Moldova’da yaşayan ve bu toprakları seven bizleri birleştirmesini istiyorum. Biz, dünyadaki 27 milyondan fazla insan Avrupa Birliği’nin resmi dillerinden biri olan Romence konuşuyoruz”

dedi.

Moldova Cumhurbaşkanı, yıllardır Moldova dilinin Romenceden ayrılmasının üçüncü güçlerin eliyle uydurulmuş yapay bir sorun olduğunu kaydetti:

“Yıllardır Moldova vatandaşlarının Romence değil, Moldova dilinde konuştuğunu iddia edenlerin tek amacı bizi bölmekti. Çünkü bir milleti böldüğünüzde onu itaat altına almak ve kontrol etmek daha kolay oluyor. Bölünmüş bir halk kendini koruma kabiliyeti olan güç değildir. Bizi bölmeye çalışanların derdi sadece dil bilimi değildi, Moldova’yı ebedi bir ulusal çekişmenin içinde tutmaktı”.

Moldova dili var mıydı?

Çoğu dilbilimciye göre Moldova dili ile Romen dili arasında hiçbir fark yok. Moldova vatandaşları da aynen Romanya vatandaşları gibi Romence konuşuyor. Ancak Sovyet dilbilimciler ve onların ideolojik mirasını devralanlara göre, Moldova dili ile Romence sadece iki yakın dil.

Moldova’da konuşulan dilin Romence’den Moldova diline dönüştürülme tarihi çok da uzak değil. 1940 senesinde Molotov-Ribbentrop Paktıyla Romanya’nın Bessarabya ve Kuzey Bukovina’yı SSCB’ye vermesiyle birlikte bu bölge Moldoviya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, burada konuşulan dil ise Moldoviya dili adlandırılmaya başladı. Ülkede kullanılan Latin alfabesi kaldırıldı ve Kiril alfabesi kullanıldı.

Hatta Sovyet döneminde bile Moldova dili ile ilgili devam eden sessiz tartışmalar, SSCB’nin dağılması sürecinde yeniden yüksek sesle dillendirilmeye başladı.

SSCB’nin dağılmasının ardından Moldova Parlamentosu yeniden Latin alfabesine geri döndü. 27 Ağustos 1991’de Moldova Cumhuriyeti’nin bağımsızlık deklarasyonu kabul edildi. Deklarasyonda ülkenin devlet dilinin Latin alfabesine dayalı Romence olduğu açık şekilde yazıldı.

Moldova vatandaşları ise günlük yaşamlarında “Moldova dili” değil, “Romen dili” ifadesini daha sık kullanır oldu. Okullarda dil dersleri “Moldova dili” diye değil, “Romen dili” olarak okutulmaya başlandı. Üniversitelerde ülke tarihine ilişkin derslerde de “Romen tarihi” vurgusu sıkça yapılır oldu.

Fakat 3 sene sonra kabul edilen Moldova Anayasasında “Moldova Cumhuriyeti’nin devlet dili Latin alfabesine dayalı Moldova dilidir” denildi. Bu, ülkede devlet dilinin adıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi, ancak Moskova’nın baskısı daha etkili oldu, dilin adı değiştirilmedi. Moldova’da baskın olan Rusya propagandası ülkedeki devlet dili tartışmalarını “unionistlerin” (Moldova’nın Romanya ile birleşmesini isteyenler) politikası olarak sunmayı sürdürdü. (Moskova propagandasının halen daha ülkeyi tarihi ve mevcut ismiyle – Moldova olarak değil, SSCB döneminde bu bölgeye verdiği adıyla – Moldoviya diye nitelendirmesini de bu noktada not düşmekte yarar var. Moldova’nın devlet dilinin değiştirilmesine ilişkin kararın ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın yaptığı açıklamada da “Moldova” değil, “Moldoviya” kelimesinin kullanıldı)

2013 senesinde Moldova Anayasa Mahkemesi, ülkenin bağımsızlık deklarasyonunun anayasal düzene ilişkin ilk belge olduğuna, Anayasa’dan daha öncelikli olduğuna karar verdi ve böylelikle, ülkenin devlet dilinin Romence olduğunu doğruladı.

Ancak o dönemde bu kararın devamı gelmedi. Bu yılın başında Moldova parlamentosu, Anayasa Mahkemesi’nin 2013’teki kararını da gerekçe göstererek uzun yıllardır süregelen tartışmayı kapatmış oldu.

Rusya’nın Ukrayna’ya topyekün saldırısı ile birlikte Moldova, Kremlin tehdidine karşı önlemlerini arttırmaya başladı. Ülkede Rusya’nın propaganda kanallarının yayınları durduruldu; Moldova, Ukrayna ile birlikte Avrupa Birliği’ne üyelik için aday ülke statüsü aldı, Cumhurbaşkanı Maya Sandu, her fırsatta ülkenin Batı’ya entegrasyon hedefini vurgulayarak, Moskova’dan gelecek tehditlere karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade etti.

Çoğu uzmanlara göre, Moldova’nın devlet dilinin adının da bu dönemde değiştirilmesi, Moskova’ya sinyal niteliği taşıyor. Kişinev, sadece tarihi geçmişine geri dönmüyor, aslında Rusya tehdidine karşı güvence elde etmek için en yakın komşusu, Avrupa Birliği ve NATO üyesi Romanya ile yakınlaşmaya çalışıyor.

Ülke iktidarının bu tavrı, sayıları giderek azalan Rusya yanlıları hariç, Moldova vatandaşlarını rahatsız etmiyor. Zira Moldova vatandaşlarının en az yarısı hem de Romanya pasaportu taşıyor. Sadece 2009-2021 yılları arasında Romanya vatandaşlığı alan Moldovalı sayısı ülke nüfusunun yüzde 39,5’ini oluşturuyor. Ülke nüfusunun büyük kısmı kendi geleceğini Romanya ile birlikte gördüğü için devlet dilinin adının değiştirilmesini de doğal karşılıyor ve destekliyor.

Moldova’nın devlet dilinin Romence olmasına karşı çıkanlar ağırlıklı olarak Rusya’nın kontrolü altında olan muhalefet – komünistler ve sosyalistler. Ancak mart başında parlamento kararını protesto etmek için düzenlenen gösterilerdeki düşük katılım, muhalefetin “İktidar en kutsalımıza - dedelerimizin diline ihanet ediyor” tezinin halkta karşılık bulmadığını ortaya koydu.

Sadece Rusya işgali altında bulunan ve aslında Rusça’yı kullanan Transdinyester bölgesinde Moldova’nın devlet dilinin değiştirilmesi kararı hoşnutsuzluk yarattı ki, bu da beklenmedik bir tepki değildi. Zira Transdinyester’de yıllardır Sovyet hakimiyeti değişmiş değildi – ayrılıkçı bölge, Moldova Parlamentosunun kararına aykırı biçimde Moldova dilinin bile Kiril versiyonunu resmi dillerden biri olarak kabul etmişti.

Romanya'dan büyük destek

Romanya, Moldova’nın kararını memnunlukla karşıladı ve Kişinev’e her türlü destek vereceğini duyurdu. Romanya Başbakanı Nicolae Ciuca Moldova’nın kararını

“Tarihi ve bilimsel gerçeğin kabulü, Prut’un iki yakasındaki kültür ve dil birliğini teyit etti”

sözleriyle değerlendirdi.

Maya Sandu’nun kararı imzalamasından bir gün sonra – 23 Mart’ta Kişinev’i ziyaret eden Cicua, Romanya’nın Moldova’ya 100 milyon Euro’luk yardım paketinin ilk çeyreğini verme kararı aldığını açıkladı:

“Bu ziyaret bana Avrupa’ya entegrasyon yolunda Moldova’ya şartsız desteğimizi yineleme fırsatı verdi. Romanya her zaman Moldova’yı desteklemeye devam edecek”.

Moldova Başbakanı Dorin Reçan Romanya ile işbirliğinin, Moldova'da istikrarsızlığa yol açabilecek tüm zorluklarla mücadele etmeye yardımcı olduğunu vurguladı.

Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu ise ülkesinin iddialı hedefini dile getirdi – 2030 senesinde Moldova’nın Avrupa Birliği üyesi olması gerektiğini vurguladı:

“Moldova’nın Avrupa ailesinin eşit üyesi olması için gerçek şansı var. Moldovalılar Avrupa yolunu seçti, o yolu ne kadar hızla geçeceğimiz ise hepimize bağlı. Biz Moldova’yı Avrupa Birliği’ne götürecek nesiliz ve 2030 senesine kadar bunu yapacağız”.

Tartışma