gdh'de ara...

NATO için Türkiye Rus-Çin eksenine karşı en iyi müttefik

NATO, Avrasya'da yükselen Rus-Çin eksenine karşı koymak istiyorsa, Ankara'dan daha iyi bir ortak bulamaz.

1. resim
06.07.2022

NATO liderleri geçen hafta Madrid'de toplanırken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de çok önemli bir diplomatik misyon hamlesine imza attı.

Putin, ülkesinin Şubat ayı sonundaki Ukrayna'yı işgalinden bu yana ilk yurtdışı gezisini Moskova'ya ekonomik bir yaşam çizgisi sağlayan iki bölgesel güç olan Hindistan ve Çin yerine Türkmenistan'a yaptı.

Putin bunun yerine Orta Asya'daki Rus etkisini yeniden ortaya koymaya çalıştı. Putin; Tacikistan, Azerbaycan, Kazakistan ve İran da dahil olmak üzere Hazar Denizi liderlerinin bir zirvesi için Türkmenistan'ı ziyaret etti.

Ziyaretten hemen sonra Putin'in dış politika danışmanı Yuri Ushakov,

“Hazar'da bir dostluk ve işbirliği atmosferi hüküm sürüyor”

açıklamasında bulundu. Bu iyimser açıklamaya rağmen, Kafkasya ve Orta Asya'daki Rus etkisinin, Ukrayna ile çatışmadan sonra bariz bir şekilde gerilediği görülüyor.

Fakat bu gelişme aslında bu bölgede yıllardır bölgesel varlığını genişleten Türkiye için yeni bir haber değil.

2009'da Ankara, Türk Devletleri Örgütü'nü (eski adıyla Türk Konseyi) kurdu. Bugün, bloğun beş üyesi (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve Özbekistan) ve iki gözlemci devlet (Türkmenistan ve Macaristan) 170 milyon kişiye ve toplamda 1,5 trilyon dolarlık GSYİH'ya ev sahipliği yapıyor.

Mart ayında, bloğun İhtiyarlar Konseyi başkanı ve eski Türkiye Başbakanı olan Binali Yıldırım, malların ve insanların hareketinde tam özgürlüğe sahip AB benzeri bir ittifak kurmayı umduklarını açıkladı. Bu açıklama aslında, çok daha eski olan ve İran, Afganistan ve Pakistan'ın yanı sıra Tacikistan'ı da üye sayan 10 üyeli Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün vizyonunu yansıtıyor.

Türkiye bloğu, enerji ve ticarete odaklanan Türk etkisini genişletmek için bir araç olarak görüyor.

Türkiye'nin çok az yerel enerji rezervi var ve bu nedenle ihtiyaçlarının yaklaşık yarısını Rusya'nın doğal gazını ithal ederek karşılamak zorunda. Ankara'nın 2020'nin sonlarında Dağlık Karabağ savaşında Azerbaycan'ı desteklemekteki hedeflerinden birisi, muhtemelen Azerbaycan gazına ve Trans-Hazar'a daha fazla erişim elde etme ve potansiyel olarak bir enerji geçiş devleti olma umuduydu.

Türkiye'nin hedefi tamamen daha büyük, daha iyi limanlar ve daha doğrudan ticaret koridorları geliştirmekle ilgilidir. Yakın tarihli bir örnek, Haziran ayı sonlarında kükürt yüküyle Tahran'a ulaşan ilk Kazakistan-İran-Türkiye trenidir. Daha spesifik olarak Ankara, İran ve Rusya üzerinden güney ve kuzey yolları arasında bulunan Çin'e Orta Koridor'u geliştirmeyi amaçlıyor.

Bu vizyonun önemli bir unsuru, Azerbaycan anakarasını Türkiye sınırındaki Nahçıvan'a bağlayacak bir tren bağlantısı olan Zengezur koridorunu yeniden canlandırmaktır. Bu koridor, Ankara'ya Hazar havzasına açılan bir kapı ve Orta Asya ve Çin'e giden daha hızlı rotalardan biri olacak. Bu Türkiye'ye büyük bir ekonomik ve enerji potansiyeli ve önemli bir Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) yatırımı için fırsat sunacaktır.

Altı hafta önce Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev Ankara'yı ziyaret etti ve geliştirilmiş stratejik ortaklığın bir parçası olarak 15 ikili anlaşma imzaladı. Tokayev, Kazakistan'ın Türk nakliye koridorlarını kullanmaya başlamasından bu yana, Khorgos'tan İstanbul'a kargo taşıma süresinin 60 günden 13'e düştüğüne dikkat çekti. Elbette Pekin bunu not aldı.

Kazakistan, Türkiye'nin insansız Anka hava araçlarının yerli üretimine başlamayı da kabul etti. Bu gelişme Türk Örgütü'nün, Türkiye'nin iç savunma sanayi ürünleri için de bir vitrin olduğunu gösteriyor.

Türkiye'nin başta danışmanlar ve Bayraktar TB2 insansız hava araçları aracılığıyla verdiği askeri destek, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki zaferinde çok önemli bir rol oynadı. Geçen yılın sonlarında Kırgızistan da, Türk dronlarını satın aldığını doğruladı.

Ayrıca Türkmenistan da geçtiğimiz Eylül ayında en az bir Bayraktar TB2 satın aldı. Dünyanın dördüncü en büyük doğal gaz rezervlerine ev sahipliği yapan Türkmenistan, ittifakın en son üyesi ve Kasım 2021'de gözlemci oldu. Bölgesel ittifaklardan kaçınma eğilimine rağmen yakında üye statüsü talep edebilir. Ana enerji müşterisi Çin'di, ancak bu gelirler çoğunlukla Çin'e olan borç geri ödemesine gidiyor.

Türkmenistan artık Türkiye'yi en iyi alternatif alıcı ve Hazar'dan Bakü'ye, Zengezur üzerinden Türkiye'ye ve oradan Avrupa'ya en doğrudan ticaret yolu olarak görüyor. Ayrıca Şubat ayında Ankara, Azerbaycan ve Türkmenistan ile ortak olarak Avrupa'ya doğalgaz taşıma konusunda anlaştı.

Ticaret otoyolunu Batı'ya inşa eden Çin, muhtemelen Rusya ve Türkiye'nin daha güçlü bir tutunma noktası elde etmesini engellemeyi umuyor. Bu çabanın kilit noktalarından biri, Çin'in geçen yıl ülkenin önde gelen ihracat pazarı olarak ortaya çıktığı Özbekistan'dır. Çin aynı zamanda Özbekistan'ın en büyük yabancı yatırım kaynağıdır.

Erdoğan, Pekin ve Taşkent kendi anlaşmalarını imzaladıktan birkaç hafta sonra Türkiye-Özbek ortaklığını imzalamak için Mart ayında Taşkent'i ziyaret etti. Türkiye'nin taahhütleri arasında 150 milyon dolarlık bir termik santral ve 140 milyon dolarlık bir gaz santrali yer alıyor. Bu da Ankara'yı Özbekistan'ın en büyük üçüncü ihracat pazarı haline getiriyor.

Putin Orta Asya'da iyi ilişkiler geliştirmeye çalışırken, İsveç ve Finlandiya Türkiye'nin terörizm konusundaki endişeleri arasında NATO'ya üyelik başvurusunda bulundu.

NATO'nun Madrid'de yayınlanan yeni stratejik konsepti, "Çin'in hırslarının ve zorlayıcı politikalarının NATO çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine meydan okuduğunu" iddia etti ve "Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında derinleşen stratejik ortaklık" konusunda uyardı.

Ankara, Orta Asya ve Kafkasya'da kendi çıkarlarının peşinden koşuyor olabilir, ancak bu çıkarlar büyük ölçüde NATO müttefikleriyle uyumlu. Her ikisi de Pekin ve Moskova'nın etkisini azaltırken istikrarı ve enerji kaynaklarına erişimi sağlamayı amaçlıyor.

Uzun süredir Avrasya uzmanı olan ve bir zamanlar eski ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın danışmanı olan Paul Goble yakın tarihli bir röportajda, Rusya'nın gerilemesiyle Türkiye'nin bölgede ortaya çıkmaya devam edeceğini belirtti ve "Rusya, Türkiye'nin yükselişinden korkuyor" ifadelerini kullandı.

ABD, Avrupa'nın Rus enerjisinden uzaklaşmasına yardımcı olmanın bir yolu olarak, Türkiye'nin Orta Koridoru'nun geliştirilmesini zaten destekliyor ve Ankara'nın Trans-Hazar rotasını tamamlaması için önemli finansman ve diplomatik destek sağlayabilir.

Türkiye, düzenli olarak çeşitli başlıklarda Batı karşıtı pozisyonlar almasına rağmen, bir kez daha batılı müttefiklerine yardım etmek için mükemmel bir şekilde hazır durumda.

The National News'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.