Neden kendimizi gıdıklayamayız?
İnsan beyninin en büyük gizemlerinden birini ortaya çıkarmak için elinize bir tüy alıp ayak tabanlarınızı gıdıklayın. Sonra da aynı şeyi bir başkasının yapmasını isteyin.
Kendimizi gıdıklarken yüz ifademiz değişmezken, bunu başkaları yaptığında nasıl oluyor da hem zevk hem de acı veren duyguyla karşılaşıyoruz?
Gıdıklanma vücudun birçok yerinde olabilir. Ancak en yaygın olanları göğüs kafesi, koltuk altı ve ayak tabanıdır. Gıdıklama genellikle yakın ilişkiler bağlamında ortaya çıkar. Ebeveynler bebeklerini gıdıklar; kardeşler, partnerler, veya yakın arkadaşlar bazen birbirlerini gıdıklarlar.
Bazı insanlar diğerlerinden daha fazla gıdıklanıyor gibi görünebilir. Gıdıklanmayla ilgili en ilginç şeylerden biri, kişinin kendini gıdıklamasının neredeyse imkansız olmasıdır.
Peki nedir bunun sebebi?
Kendimizi gıdıklayamamamızın nedeni, vücudumuzun bir bölümünü hareket ettirdiğimizde; beynimizin bir bölümünün hareketi izlemesi ve bunun neden olacağı hisleri önceden görmesidir. Örneğin, yolda yürürken kolunuz yanınıza sürtündüğünde gerçekten fark etmezsiniz; ancak başka birisi size benzer şekilde dokunsa şaşırırsınız.
Beynimiz kendi vücut hareketlerimizi ve bu hareketlerin neden olduğu hisleri takip etme yeteneğine sahip olmasaydı, sürekli olarak dürtürülüyormuş gibi hissederdik. Dikkatimizi herhangi bir şeye vermek çok zor olurdu.
Londra'daki bir üniversitede bilim insanları, insanların kendi kendini gıdıklamaya ve başka bir kişi tarafından gıdıklanmaya nasıl tepki verdiğini karşılaştırmak için işlevsel beyin görüntülemeyi kullandılar. Somatosensoriyel korteksin (beynin vücut duyumlarından sorumlu bölümlerinin) kendi kendini gıdıklamaya, dış gıdıklamaya göre daha düşük bir tepki verdiğini buldular. Ayrıca, bir dokunuş kendiliğinden oluştuğunda beyinciğin hareketleri izlediğini ve somatosensoriyel tepkiyi bastırmak için sinyaller gönderdiğini öne süren aktivite gözlemlediler.
Kaynak
- BBC Türkçe
- TZV