Newsweek: Türkiye NATO üyeliğini nihai bir kaldıraç olarak kullanıyor

Türkiye'nin hedefi, Avrupa ve Asya'nın kesiştiği noktada küresel bir güç olmak. Kesin olan şey; Türkiye NATO müttefikleri pahasına ulusal çıkarlarının peşinden gitmeye devam edecek.

1. resim

Türk politik planlamacılar; küresel jeopolitikten en az Washington, Brüksel veya Pekin'deki herhangi bir stratejisti kadar anlıyor.

Bugün Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde iki tarafı da dengeleyen bir yaklaşım sergiliyor. Kesin olan bir şey var: Türkiye, müttefikleri pahasına ulusal çıkarlarının peşinden gitmeye devam edecek çünkü NATO üyeliği ona nihai bir kaldıraç sağlıyor.

NATO, Türkiye'nin büyük stratejisinin merkezinde yer alıyor. Bir çıkar evliliği olan NATO üyeliği, Türkiye'ye müttefiklerinin kötü bir ortağı olarak ulusal çıkarlarının peşinden gitme özgürlüğü veriyor.

Türkiye, Soğuk Savaş sırasında ülkenin komünizmin yayılmasından izole edilmesi hedefiyle 1952'de NATO'ya üye oldu. Türkiye'nin NATO üyeliği, ülkeye Avrupa ve Asya'nın kesiştiği noktada bir dayanak sağladı.

Türkiye'nin iki kıtanın kavşağında bulunan stratejik konumu, NATO'nun gücünü Orta Doğu ve Orta Asya'ya yansıtmasını ve Karadeniz bölgesinde varlığını sürdürmesini sağlıyor.

Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana dengeşi bir oyuncu olarak hareket ediyor. Türkiye bir yandan Rusya'ya karşı alınan Batı yaptırımlarına katılmayı reddetti ve bu sayede Türk-Rus ticaretini geliştirdi. Öte yandan ise Ukrayna'yı silahlandırdı ve savaşan taraflar arasında esir takası ayarladı. Türkiye ayrıca, Ukrayna limanlarından tahıl ve gübrelerin güvenli bir şekilde ihracını kolaylaştıran tarihi Karadeniz Tahıl Girişimi'ne aracılık etmek için her iki tarafla olan ilişkisindeki gücünü kullandı.

Diğer yandan ise Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım başvurusunu engellemekle tehdit ediyor. Ülke, İsveç'in üyeliğini terörle ilişkili olduğunu düşündüğü Türk vatandaşlarının iadesi şartına bağlayarak, NATO içindeki gücünü, müttefikleri ve ortakları pahasına hem İsveç'e hem de Finlandiya'ya karşı kullanıyor. Öte yandan kendi istekleri doğrultusunda Rusya ile 830 mil uzunluğunda bir sınır paylaşan ve daha önce bir Rus işgalinin kurbanı olan Finlandiya'nın NATO'ya katılmasını engelleyerek Avrupa'nın toplu güvenliğini zayıflatıyor.

Türk askeri 1974'ten bu yana Kıbrıs'ın kuzey bölümünde varlığını devam ettiriyor. Ankara'dan politika yapıcılar NATO ortağı ve AB üyesi ülke Yunanistan'ı karşı sert açıklamalar yapıyor ve Doğu Akdeniz'de, Libya'yı uzun vadede bağlama konusunda yasal yetkisi şüpheli olan bir hükümetle deniz ve sondaj anlaşmaları imzalıyor.

Ancak tüm bunlara rağmen Türkiye, ortak dil, din, tarih ve gelenekler sayesinde Orta Asya'da önemli bir kültürel sermayeye sahip. İleriye dönük olarak Türkiye; Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan'ı içeren çok taraflı bir örgüt olan Türk Devletleri Örgütü aracılığıyla Çin'e yönelik NATO stratejisinde önemli bir rol oynayabilir.

Türkçe konuşan bu blok, Orta Asya'da NATO ile Çin arasında bir tampon bölge görevi görebilir ve Türkiye'ye NATO içinde daha fazla güç sağlayabilir. Risk-ödül oranı ve maliyet-fayda analizi açısından Orta Asya, Türkiye'ye nüfuzunu genişletmek ve kaldıracını artırmak için en iyi fırsatı sunuyor.

Türkiye'nin 21. yüzyıl hedefi, Avrupa ve Asya'nın kesiştiği noktada küresel bir güç olmak. Kesin olan bir şey varsa o da; Türkiye, NATO müttefikleri pahasına ulusal çıkarlarının peşinden gitmeye devam edecek.

Kaynaklar

Tartışma