Öcalan'a cevabı DEM verdi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM açılışında DEM sıralarına giderek tokalaşmasıyla başlayan süreçte gelinen nokta bir hayli manidar.

1. resim

Bahçeli, Cumhur İttifakı adına DEM’e el uzatarak aslında amacın ne olduğunu ortaya koymuştu. Bu, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana Erdoğan-Özgür Özel görüşmeleri ve siyasi iklimi normalleştirme çabasının bir devamıydı.

Mesele siyasiydi ama DEM’den “Öcalan ne olacak?” serzenişleri gelince ikinci ve büyük adımı attı Bahçeli. “Şayet tecrit kaldırılırsa, gelsin DEM grubunda konuşsun, örgütün silah bıraktığını açıklasın” dedi.

Yani devlet, siyaseti normalleştirmek istiyordu ama terör örgütü PKK silah bırakmak isterse buna hayır demeyecekti. Ama örgüte silah bırak diyen taraf da olmayacaktı. Çünkü Irak’ta tampon bölge kurulmuş, Bağdat PKK’yı yasaklı örgüt ilan etmiş, ABD’nin Suriye’den çekileceği tartışılırken örgüt zemin kaybetme tehlikesi yaşamaya başlamıştı.

Bu sırada örgüt elebaşı Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin ardından yapılan açıklamada Öcalan’ın “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dediği söylendi. Yani Öcalan istekliydi.

Bu açıklamadan sonra DEM Parti, kampa girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne diyeceği beklendi ancak Erdoğan bu konuda bir işaret vermedi. Muhtemelen toplantı sırasında Kandil’e kuryeler geldi, gitti. Ve DEM Parti’den bu normalleşme iklimine ters, tuhaf bir açıklama yayınlandı.

Bu açıklama neden önemli? Çünkü, görünürde DEM’in, satır arasında ise PKK’nın meseleye nasıl baktığını özetliyor. Öcalan’ın oyuna girme çabasına esaslı bir set çekiyor. Satır arasına yerleştirilen birçok mesaj var. Onları görünür kılalım ki tablo anlaşılsın:

Örgüt silah bırakmayacak

Açıklamayla, tartışmaların en başında ilk çizgi çiziliyor. Diyorlar ki “Eğer bir süreç yaşanırsa örgüt bu süreç tamamlanana kadar silah bırakmayacak.” Bunu şu cümleyle ima ediyorlar: “Kalıcı, adil ve onurlu bir barışı inşa etmenin zorlukları ve bu yolun kimi zaman çatışmalı süreçleri de içeren kesintili ve gelgitli doğası, dünya deneyimlerinden bilinmektedir.”

Tabanına "Elim güçlü" diyor

Tabanlarına moral aşılamaya çalışılıyorlar. Avrupa’da kapı kapı dolaşıp yardım dileniyorlar ama Türkiye’nin Kuzey Irak’taki operasyonlarından hiç etkilenmemiş gibi yapıyorlar. Güya, Suriye’deki ÖSO birlikleri de tasfiye edilecekmiş. Bu yüzden Türkiye hem Irak hem de Suriye’de çok zor durumdaymış, arayıştaymış. Bu yüzden Bahçeli’nin DEM’e uzattığı eli geçici ve taktik adım olarak yorumluyor, “İktidar barışı araçsallaştırıyor” diyorlar.

"Beni muhatap almayın" mesajı

Açıklamanın en önemli vurgusu DEM Parti’nin işlevsizliği ile ilgili. DEM diyor ki, “Bir şey yapacaksanız beni muhatap almayın, adres belli.” Gösterdikleri adres Kandil, ama bunu yumuşatıyorlar. Bunu hangi cümleler anlatıyor? “Barış yalnızca siyasi partiler ve taraflar arasında olmaz.” “Asıl çözüm, iktidardan bekleyerek değil Türkiye’nin tüm işçi, emekçi, ezilen kesimleri ile halklarının katıldığı örgütlü bir sürecin inşa edilmesiyle mümkün olur.”

Suriye'de özerklik ısrarı

Örgütün, dolayısıyla DEM’in Suriye’nin kuzeyinde yapılacak sözde yerel seçimlerle terör devleti kurma çabasından vazgeçmediği açıklamadan anlaşılıyor. Ne diyorlar? “Halkların kendi kader ve geleceklerini belirleme haklarını egemenlerin elinden söküp almaya en çok ihtiyaç duyulan şu günlerde..” “Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının kazanımlarını yıllardır boğmaya çalışan AKP-MHP iktidarının işgal ettiği bölgelere..” “Kürt halkının (siz PKK diye okuyun) kazanımlarını tasfiye etme girişimi.. politikasının sonuç vermesi mümkün değildir.”

Öcalan'a tecridi PKK uyguluyor

Sonuç bildirgesinde Öcalan’ı da unutmamışlar. “Barışın en önemli adımlarından biri, Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılmasıdır” demişler. Oysa Öcalan, MHP lideri Bahçeli’nin “Çıksın silah bırakıldığını açıklasın” çağrısı üzerine “Hazırım” sinyali vermişti. Ama DEM Parti bu noktada olmadığını ortaya koydu. Ya da Kandil mi demeliydik?

Tartışma