gdh'de ara...

Peru’da, Amerika’nın en eski megalitik yapılarından biri keşfedildi

Arkeologlar, Peru’daki dairesel bir taş plazanın Amerika’da bilinen en eski megalitik yapılardan biri olduğunu ortaya çıkardı.

1. resim

Wyoming Üniversitesi’nden iki antropoloji profesörü, Güney Amerika And dağlarındaki en eski dairesel plazalardan birini keşfetti.

Bu yapı, harçsız dik olarak yerleştirilmiş büyük taşların kullanıldığı anıtsal megalitik mimarinin bir örneği.

Kuzey Peru’nun Cajamarca Havzasındaki Callacpuma arkeolojik sit alanında yer alan plaza, daha önce And Dağları’nda görülmeyen bir inşaat yöntemi olan dikey olarak yerleştirilmiş büyük megalitik taşlarla inşa edilmiş.

Proje lideri Jason Toohey ve Profesör Melissa Murphy, 2015’ten bu yana bu konuyu araştırıyorlar. 2018 yılından itibarende plaza’da kazılar yapılıyor.

Kuzey And Dağları’ndaki bilinen en eski megalitik dairesel plaza hakkındaki yeni veriler, “Peru’nun Cajamarca Vadisi’nde Günümüzden Önce 4750’de Anıtsal Bir Taş Plaza” başlığıyla Science Advances’te yayımlandı.

Radyokarbon tarihleme yöntemi, yapının ilk inşasını yaklaşık 4.750 yıl önce, Seramik öncesi dönemin sonlarına yerleştiriyor. Bu da onu Amerika’daki bu tür mimarinin en eski örneklerinden biri yapıyor.

Bu zaman çizelgesini daha iyi anlamak için ekip, plazanın içinde dikkatlice kazı yaptı, geçmişteki yaşamla ilgili eserleri ortaya çıkardı ve tarihleme için odun kömürü örnekleri topladı.

Tüm malzeme kalıntıları daha sonra laboratuvarda temizlendi, işlendi ve analiz edildi.

Toohey, “Bu yapı, Mısır’ın Büyük Piramitlerinden yaklaşık 100 yıl önce, Stonehenge ile yaklaşık aynı zamanda inşa edilmiş” diyor.

Bu tarihler, Callacpuma’daki dairesel plazanın, Cajamarca Vadisi’ndeki anıtsal ve megalitik mimarinin bilinen en eski örneği ve antik Peru’daki en eski örneklerden biri olduğunu gösteriyor.

Toohey, “Muhtemelen burası, Cajamarca Vadisi’nin bu bölümünde yaşayan insanlardan bazıları için bir toplanma yeri ve tören yeriydi.

Bu insanlar avcı-toplayıcı yaşam tarzına sahipti ve muhtemelen yakın zamanda mahsul yetiştirmeye ve hayvanları evcilleştirmeye başlamışlardı.” diyor.

Plaza, iki eşmerkezli duvardan oluşuyor ve yaklaşık 18 metre çapında. Eski inşaatçılar, taş duvarlardan inşa edilen benzer tarihli diğer birçok And plazasının aksine, her bir megalitik taşı dik, birbirine yakın ve harç kullanmadan yerleştirmişlerdi.

Araştırmaya göre plaza, MÖ 500 ile MÖ 200 yılları arasında ritüelistik olarak kapatılmış olabilir.

Toohey, “Bu dairesel megalitik plazayı tespit ettiğimizde oldukça şaşırdım. Peru kıyılarının ve dağlık bölgelerinin diğer bölgelerinde başka dairesel plazalar bulunmasına rağmen, Peru’nun bu bölgesinde hiç tespit edilmemişti. Ve Callacpuma plazasını inşa etmek için kullanılan megalitik inşaat tekniği, zamanın diğer dairesel plazalarından farklıydı” diyor.

“Yerel halk bu dairesel plazayı uzun yıllardır biliyordu. Bu anlamda onu biz keşfetmedik ama megalitik plazayı haritalama ve detaylı kazı yoluyla sistematik olarak inceleyen ilk arkeolojik projeyiz.”

And Dağları’ndaki insanlar, MÖ 3.100’den MÖ 800’e kadar dairesel anıtsal plazalar inşa ettiler; bunların en az 100’ü orta Peru kıyılarında ve bazıları dağlarda inşa edildi.

İnşaat tekniği farklı olmasına rağmen, Callacpuma’daki plaza artık bu tür anıtlar inşa etme fikrinin erken bir tarihte kuzey And Dağları’na da yayıldığını gösteriyor.

Arkeologlar bu dairesel plazaların tam olarak nasıl bir işlevi olduğunu bilmiyorlar ama muhtemelen erken dönem toplumsal yapılardı.

“Bu plaza, kuzey And Dağları’nda, yerel halkın hâlâ nispeten hareketli bir yaşam tarzı yaşadığı, insanların yiyecek yetiştirme konusunda yeni denemeler yapmaya başladığı bir zamanda inşa edildi. Megalitik plazanın inşası görevini farklı yerel grupların paylaşmış olması mümkün.”

Tartışma