Rusya ve İran Tahran Zirvesi ile Batı'ya ve İsrail'e meydan okudu
Moskova ve Tahran arasındaki gelişen işbirliği, genel olarak Batı'ya ve özel olarak İsrail'e bir meydan okuma oluşturuyor. Batı ve onun Ortadoğu'daki İsrailli ve Arap müttefikleri, büyüyen bu parya devletler ittifakını büyük bir endişeyle izleyecek.
Moskova ve Tahran arasındaki gelişen işbirliği, genel olarak Batı'ya ve özel olarak İsrail'e bir meydan okuma oluşturuyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Ortadoğu ziyaretini tamamlamasından birkaç gün sonra, bir başka küresel gücün lideri de bölgeye gitti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki Tahran zirvesi, Rusya'nın Amerika'ya cevabı olarak tasarlandı ve Rus medyası da ziyareti tam olarak bu şekilde çerçeveledi.
Televizyon sunucusu ve önde gelen bir Rus propagandacı olan Vladimir Solovyov, Telegram kanalında “Batı Rusya'yı izole etmekle meşgulken, yeni bir küresel düzen kurmaya devam etti” ifadelerini kullandı.
Geniş kapsamlı Batı yaptırımları ve ciddi ekonomik krizlerle boğuşan iki ülkenin, mevcut olanın sonunu getirecek yeni bir küresel düzen yaratabilecekleri oldukça şüpheli olsa da, gelişmiş Rus-İran işbirliğinin sunduğu büyük fırsatlardan hiç şüphe yok. Bu geenel olarak Batı'ya ve özel olarak da İsrail Devleti'ne bir meydan okuma.
Tahran'daki zirvede neler elde edildi ve bu ittifakın olası bir ortağı olmayan Türkiye nasıl bir rol alıyor?
Sadece birkaç ay önce Rusya, Tahran ile işbirliğini daha da artırma konusunda isteksizdi. Başkan Reisi'nin bu yıl Ocak ayında Moskova'ya yaptığı ilk ziyaret, İranlılar için ekonomik veya askeri alanlarda önemli bir başarı elde etmeden sona erdi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ve Batılı ülkeler tarafından dışlanmasından sonra durum dramatik bir şekilde değişti.
Bugün, Rusların İran ile gelişmiş işbirliği fikrine daha açık oldukları görülüyor. Moskova ayrıca Tahran'ın geçmişteki anlaşmazlıklara ve şüphelere rağmen hem ekonomik hem de siyasi alanda yakın işbirliğine hazır olduğunu varsayıyor.
Türkiye ise hem iki ülke ile olan ilişkilerinde hem de Ukrayna'daki savaşta daha incelikli ve tarafsız bir duruş sergiliyor. Erdoğan Rusya'ya yönelik Batı yaptırımlarına katılmazken, Kiev'e Ukrayna'da bir efsane haline gelen gelişmiş Bayraktar İHA'larını sağladı.
İran İHA'ları Rusya'ya, Rus silahları Tahran'a
İHA'lardan bahsetmişken, Putin'in Tahran ziyareti öncesinde Amerikalı kaynaklar Rusya'nın Ukrayna'daki savaş alanında avantaj sağlamak için İran yapımı İHA'ları satın almak üzere olduğunu ortaya çıkardı.
Kremlin'deki kaynaklar, konunun Putin'in Tahran ziyareti sırasında Rusya ve İran liderleri arasındaki tartışmanın bir parçası olduğunu reddetti ve İran Dışişleri Bakanı da geçen hafta benzer bir açıklama yaptı. Ancak ziyaretin yapıldığı gün İranlı öğrenciler tarafından yönetilen haber ajansı Young Gazeteciler Kulübü, Kara Kuvvetleri Komutanı General Kioumars Haydari'den alıntı yaparak İran'ın Rusya'ya askeri teçhizat ve silah ihraç etmeye hazır olduğunu yazdı.
İran ve Rusya arasındaki olası İHA anlaşmasının ayrıntıları konusunda belirsizlik var ve Rusya'nın Tahran'a olası silah satışları konusunda daha da fazla çelişki sözkonusu. İran, çoğunlukla başka seçeneklerin olmaması ve düşük maliyetleri nedeniyle Rusya'da yapılan gelişmiş silahları satın almaya hevesli ve alışveriş listesinde S-400 karadan havaya füze sistemi ve Sukhoi Su-30 savaş uçakları yer alıyor.
Diğer yandan iki ülke, bilgi ve istihbarat alışverişi konusunda bir mutabakat zaptı imzaladı.
Ve Gaz Anlaşması
Askeri işbirliğinin ayrıntıları gizli tutulurken, iki ülke, petrol ve gaz işbirliği planlarını gizlemediler. Rus enerji şirketi Gazprom, Ulusal İran Petrol Şirketi (NIOC) ile bir mutabakat zaptı imzaladı. Gazprom, İran petrol endüstrisine yaptığı yatırımı 10 kat artırarak 40 milyar dolara çıkarma sözü verdi.
NIOC'nin yönetici direktörü, tarafların Rus tarafının 10 milyar dolar yatırım yapacağı Kuzey Pars ve Kish gaz sahalarını geliştirmeyi kabul ettiğini de sözlerine ekledi.
Türkiye'nin Suriye operasyonu ve Ukrayna'dan tahıl ihracatı
İran ve Rusya silah ve enerjiyi tartışırken, Türk tarafı tamamen farklı konularla Tahran'a gitti. Erdoğan Putin'le Ukrayna tahılı konusunu görüştü ve Putin'den “Ukrayna tahılının yurtdışına ihracatına müdahale etmeyeceğine” dair söz aldı.
Sürecin tam olarak nasıl yürütüleceği henüz belli değil, ancak Türk lider şimdiden ciddi bir başarı için kredi aldı.
Erdoğan açısından, Astana formatı kapsamında gerçekleştirilen Tahran zirvesi, Türkiye'nin Suriye'deki mağduriyetlerini dile getirmesi açısından da önemliydi. Erdoğan, Türkiye sınırında 30 kilometrelik bir alan bırakılmasını istedi. Ancak hem Rusya hem de İran, “Suriye'nin toprak bütünlüğünün ihlaline” şiddetle karşı çıktılar ve Türkiye'ye ülkenin kuzeydoğusunda bir askeri operasyona müsamaha göstermeyeceklerini açıkça belirttiler.
Beklendiği gibi, Rus ve İran basını Tahran zirvesini övdü. Ancak Rusya ve İran'ın Suriye konusunda Türkiye ile aralarındaki farklılıkları nasıl çözmeyi planladıkları hakkında bilgi verilmedi. Batı ise hala İran'ın ABD ile nükleer anlaşmayı sürdürme müzakerelerine dair umut taşıyor.
Batı ve onun Ortadoğu'daki İsrailli ve Arap müttefikleri, büyüyen bu parya devletler ittifakını büyük bir endişeyle izleyecek.
The Medialine'da yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.