Salda Gölü'nde 5 yılda, 3 kilometrekarelik yüzey alanı kaybı
Türkiye'de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, yaptıkları araştırmalarda gölün yaklaşık 44 kilometrekare olan yüzey alanının, son 5 yılda 41 kilometrekarenin çok altına düştüğünü açıkladı.
Burdur'da Mars gezegenindeki toprak yapısına benzerliğiyle bilinen, turkuaz rengi ve beyaz kumsallarıyla ünlü Salda Gölü'nde, yoğun insan faaliyetleri ve kirlilik nedeniyle canlı organizmaların oluşturduğu beyaz adacıkların kararmaya başlamasının yanı sıra, su kaybı da yaşanıyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, haziran ayından bu yana yaptıkları araştırmalarda, gölde aşırı oranda yüzey ve derinlik kaybının söz konusu olduğuna dikkati çekti. Dr. Kesici, gölün her kesimindeki kıyılarda yer yer topografyaya göre 18 metre ile 100 metreyi geçen çekilmeler belirlendiğini kaydetti.
Gölün batı kesimindeki beyaz adacıklar boyunca da yaşanan su çekilmelerinin farklı boyutlarda olduğunu dile getiren Dr. Kesici, “Gölün yaklaşık 44 kilometrekare olan yüzey alanı, özellikle son 5 yılda 41 kilometrekarenin çok altına düşmüş durumda. Eğimsel olarak bakıldığında kod kaybı çok fazla" dedi.
Derinlik 180 metrenin altına indi
184 metrelik su seviyesiyle Türkiye'nin en derin 3’üncü gölü olan Salda'nın huni benzeri yapıda olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Bu nedenle kıyılardaki su kayıpları oldukça fazla. En derin yeri 180 metrenin oldukça altına düşmüşken, bazı kıyı kesimlerde su izleri bize gölün bazı bölümlerde 16 metrenin üzerinde azalmalar olduğunu göstermektedir. Önceki yıllarda gölde biyokimyasal reaksiyonlar sonucu gölün bilhassa kıyı kesimlerinde çok yoğun oluşan manyezit sınırı ile göl kıyı sınırı arasında kuruyan, kararan alanlar arasında yer yer 20-50 metreyi aşan kurumuş, derin yarıkların olduğu geniş alanlar belirlenmiş ve belgelenmiştir" diye konuştu.
Çökmeler olabilir, obruk tehlikesi
Kuruma ve çekilmelerin hava ve topraktaki nemin azalmasına da neden olduğunu söyleyen Dr. Kesici, göl havzasında tahribatlara da dikkati çekti. Salda Gölü'nün asfalt yol yapımı, göl havzasındaki çok sayıda sondajla yer altı su kaynaklarının vahşi sulamada kullanılması gibi büyük sorunlar yaşadığını ifade eden Dr. Kesici, “Salda'nın toprak yapısı göz önünde tutulunca, önlem alınmadığında ileride İç Anadolu'daki gibi obruk oluşumları görülebilecektir. Salda toprağı, gerek yapısı, gerekse neminin azalmasıyla adeta çürümekte" dedi.
Kirlilik ve kuraklığın nedeni insan baskısı
Salda Gölü'nün sadece üzerine düşen yağmurla beslenebildiğini belirten Dr. Kesici, şunları söyledi:
“Gölde yaşanan su çekilmeleri ve kurumalar ve kirlilik gibi sorunların nedenine bakıldığında, son 50 yıllık yağış verilerine göre iklim krizinin etkisi çok azdır. Gölü besleyen tüm derelerin üzerinde gölet bulunması, göle yüzey akışın çeşitli yöntemlerle engellenmesi, yer altı suyunun aşırı çekimi gölün en önemli sorunları. Aşırı sondaj, yüzey akış engeli, insanın turizm- tarım baskısı kirlilik ve kuraklığın ana sebebi."