Selçuk Bayraktar, Şuşa'yı ziyaret etti

TEKNOFEST etkinliği için Azerbaycan'da bulunan Bayraktar, Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'yı ziyaret etti.

1. resim
27.05.2022

BAYKAR Teknoloji Lideri ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, vatanın değerini daha iyi anlamak, neden teknoloji geliştidikleri sorusunun cevabını bulmak için Şuşa'ya geldiklerini belirterek, "Yüksek teknolojiyle mana alemi Şuşa'da, Karabağ'da bir anlamda birleşmiş oluyor." dedi.

Bayraktar'a ziyaretinde Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan'ın da aralarında bulunduğu birçok kurumun yöneticisi eşlik etti.

İşgalden kurtarılmasında yerli ve milli insansız hava araçlarının önemli rol üstlendiği Şuşa'da Bayraktar; Cıdır Düzü, Aşağı Gövher Ağa Mescidi başta olmak üzere şehirde öne çıkan yerleri eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve beraberindekilerle ziyaret etti.

Selçuk Bayraktar, Cıdır Düzü'nde yaptığı açıklamada, Karabağ'ın, gençlik yıllarında içlerinde kanayan bir yara olduğunu belirterek, "Allah'a şükür Türk orduları, Sayın Cumhurbaşkanlarımız, şehitlerimizin o aziz ruhu sayesinde Karabağ ve Şuşa tekrar hürriyetine kavuştu ve gayrimeşru işgalden kurtuldu. Milli olarak geliştirdiğimiz insansız hava araçlarımız burada ordularımıza destek oldu. Biz mühendisler için bir yüksek teknoloji eserinin böylesine anlamlı bir muharebede kullanılması en büyük onur ve şeref vesilesi." diye konuştu.

"Yüksek teknolojiyle mana alemi Karabağ'da birleşiyor"

Teknolojiyi tek başına geliştirmenin pek bir anlamı olmadığın vurgulayan Bayraktar, onu anlamlı kılanın hangi nedenle, niyetle ve hedefle geliştirildiğiyle ilgili olduğunu ifade etti.

Bayraktar, Bayraktar TB2’nin anlamını kazandığını aktararak, şunları kaydetti:

"Mühendislik ve teknik ekibim adına rahmetli babam Özdemir Bayraktar, ağabeyim ve genel müdürümüz Haluk Bayraktar ve bana Karabağ Nişanı tevdi edildi. Bu da hayat boyu taşıyacağımız en büyük onurlardan. Az önce Karabağ'ın sembolü olan, yakamda rozetini gördüğünüz Har-ı Bülbül çiçeğiyle de tanıştık. Şuşa'nın polis müdürü bizlere burada çok nadir yetişen Karabağ'ın sembolü olan Har-ı Bülbül'ü de takdim etti. Eşimle birlikte ona İstanbul'a döndüğümüzde odamızın bir köşesinde gözümüz gibi bakacağız.

TEKNOFEST'in de ilk kez yurt dışında düzenlendiği döneme denk geliyor bu ziyaretimiz. Bu da çok anlamlı. Çünkü TEKNOFEST uluslarımızın, milletimizin bağımsızlığı ve müreffeh olması için yüksek teknolojiyi geliştirme misyonunu tüm toplumla paylaştırma çabası.

Özellikle yeni nesillerle buradaki verilen vatan mücadelesinin nasıl ki gelecek nesillere aktarılması çok önemliyse yeniden aynı acı olaylar yaşanmaması için TEKNOFEST'te de bu yüksek teknolojiyi geliştirerek verilen bağımsızlık çabasının tüm toplumla, gençlerle paylaşılması çok önemli. Yani her iki anlam burada. Yüksek teknolojiyle mana alemi Şuşa'da, Karabağ'da bir anlamda birleşmiş oluyor."

"Toprağımızda gözü olanla sonuna kadar mücadele edeceğimizi dünyanın bilmesini isteriz"

Doğa harikası ve bir kültür mirası olan, ecdattan kalan bu mirasın anlamını ve vatanın değerini daha iyi anlamak, bu teknolojiyi neden geliştirdikleri sorusunun cevabını bulmak için Şuşa'ya geldiklerini vurgulayan Bayraktar, "Türk milletinin ve TEKNOFEST'in uzandığı tüm coğrafyaları imkanları olursa TEKNOFEST'e buradan davet ediyorum. Aynı zamanda imkanları olursa bu kadim topraklarımızı, Karabağ ve Şuşa'yı ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, uzaktan yaşamakla gelip gözle görüp dokunma arasında çok büyük fark olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vatan hangi mücadelelerle, hangi zorluklarla korunur onu anlamak için gelip toprağı karış karış yürümek ve ecdadımızın bizlere bıraktığı eserleri de görmek gerekiyor. Orada yaşayan insanlarla halleşmek gerekiyor. Burada az önce 11 yaşında burayı işgalden dolayı terk etmek zorunda kalan polis müdürümüzle de görüştük.

30 sene sonra çocuklarıyla beraber burada kendi mahallesine, kendi çocukluğunun geçtiği yere çocuklarıyla beraber dönmüş. Başka hikayeler de dinledik. TEKNOFEST'te de yaşlı teyzelerimizden nasıl acılarla buraları bıraktıklarının hikayesini dinledim. Bütün bunları ancak gelip görüp yaşadığınızda anlayabiliyorsunuz. Bunları bizim çocuklarımıza aktarmamız, o şuuru ve vatan sevgisini aşılamamız gerekiyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ama bizimkinde gözü olanla da sonuna kadar mücadele edeceğimizi, bunu yapmak için her alanda bilimse bilim, teknolojiyse teknoloji, cesaretse cesaret, bu yüreğe ve inanca sahip olduğumuzu tüm nesillerimizle birlikte bunu yapacağımızı dünyanın bilmesini isteriz.

Şuşa'da arazinin sarp ve kayalık olduğunu biliyorduk. Böyle kıymetli olan yerlerin mücadelesi de daha çetin olur. Karabağ eşsiz bir doğaya sahip. Buraların Türk ordularının gayretiyle kurtarılması ve dünya tarihine de SİHA ile kazanılan ilk muharebe olarak geçmesi bizler için çok büyük anlam ifade ediyor. Bu tutkuyu ve anlamı nesillerimizle paylaşmak üzere TEKNOFEST'i düzenliyoruz.

TEKNOFEST, Türkiye'nin sınırlarını artık büyük bir coşkuyla aştı. Can Azerbaycan'da ilk defa yapılıyor ve o vesileyle bizler de buraya gelebildik. İnşallah genç kardeşlerimiz çok daha önemli işlere imza atacaklar. Sadece savunma sanayisinde değil, uluslarımızı, milletimizi bağımsız ve müreffeh kılmak için çok büyük projelere imza atacaklar. Bütün gayretimiz bunun için."