SSB Başkanı Görgün: Yerli sistemlerle 70 milyar dolar tasarruf ettik
Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi’nin (ASFAT) 7. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, savunma sanayiinin Türkiye’ye sağladığı ekonomik ve stratejik katkılar gündeme taşındı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, etkinlikte yaptığı konuşmada, son iki yılda savunma sanayisi şirketlerinin toplam 20 milyar dolarlık sözleşme imzaladığını belirtti.
“70 Milyar Dolar Tasarruf Ettik”
Prof. Dr. Görgün, Türkiye’nin savunma sanayiinde yerli üretimin sağladığı ekonomik avantajlara vurgu yaparak, “Eğer bu sistemleri yurt dışından temin ediyor olsaydık, maliyetimiz 70 milyar doları bulurdu. Yerli üretmek zorundayız,” dedi. Ayrıca, üretilen her bir platformun ve mühimmatın ekonomik katkısının 1’e 5 olduğunu ifade etti.
TSK ve Müttefik Ülkelerin İhtiyaçları Karşılanıyor
Savunma sanayiinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ihtiyaçlarını karşılama konusundaki rolüne dikkat çeken Görgün, “Ürünlerimiz ve hizmetlerimiz sadece TSK’nın ihtiyaçlarını karşılamıyor. Farklı coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerin de taleplerine yanıt veriyoruz,” dedi.
“Türkiye Artık Bir Pazar Değil”
Türkiye’nin savunma sanayiindeki hızlı gelişimini değerlendiren Görgün, yerli imkanlarla geliştirilen teknolojilerin uluslararası alandaki etkisine dikkat çekti: “Ülkemiz artık bir pazar değil. Yerli teknolojilerimiz, oyun değiştirici silah, sistem ve ürünler olarak anılıyor.”
Savunma Sanayii İhracatı Yükselişte
Görgün, savunma sanayiinin ihracat performansına da değinerek, sektörün Türkiye’de en hızlı büyüyen ikinci sektör olduğunu belirtti.
Son iki yılda imzalanan 20 milyar dolarlık sözleşmenin, savunma sanayiinin uluslararası düzeydeki rekabet gücünü ortaya koyduğunu vurguladı.
ASFAT’ın Katkıları
ASFAT’ın, yerli ve milli üretim hedeflerine önemli katkılar sağladığını ifade eden Görgün, savunma sanayiinde bağımsızlık hedefinin sürdüğünü belirtti. Türkiye’nin, ürettiği yenilikçi teknolojilerle hem ulusal güvenliğini hem de müttefik ülkelerin savunma kapasitelerini güçlendirdiği bir kez daha ortaya kondu.