gdh'de ara...

Stratfor: “Türkiye-Suriye işbirliği, Kürt militanlara karşı beraber çalışmalarına neden olabilir”

Türkiye Suriye ile açıkça işbirliği yapmaya başlarsa, ülkeler Ankara'nın Suriye'de tamamen Kürt karşıtı bir militan stratejiye dönmesini sağlayacak ikili güven inşa edebilir. 

1. resim

Türk medyası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi parti üyelerine, Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme şansı bulamaması nedeni ile hayal kırıklığına uğradığını söylediğini iddia etti. Bu yorum, Erdoğan'ın Suriye iç savaşının başlarında Şam'ı ve Esad'ı devirmeye yönelik söylemlerinden oldukça farklı.

Erdoğan'ın açıklaması, Türkiye'nin ulusal istihbarat şefinin Suriyeli mevkidaşı ile en son Eylül ayı ortalarında görüştüğü haberlerinin ardından geldi.

Türkiye'nin Suriye'deki stratejisi yıllar içinde değişti. Başlangıçta Ankara, Müslüman Kardeşler'in üyeleri de dahil olmak üzere çok çeşitli isyancılarla savaşan Esad'ın görevden alınmasını isterken, diğer yandan Suriye'nin iktidar boşluğundan yararlanarak bir Kürt devletinin gelişmesini engelledi.

Ancak 2015 yılında Rusya'nın müdahalesi Esad hükümetini kurtardıktan ve ABD'nin IŞİD'e karşı savaşmak için Kürt militanlarla ittifak kurmasından sonra, Türkiye'nin stratejisi değişti. O zamandan beri Ankara, Türkiye içindeki Kürt ve diğer terör saldırılarını engellemek ve daha fazla Suriyeli mülteci akışını önlemek için Suriye sınırı boyunca bir tampon bölge inşa etmeye odaklandı.

Türkiye; Suriye hükümetini tecrit etmek için uluslararası baskı zayıflarken, Esad'ı devirmeye çağıran söylemlerinden geri adım attı. Son gelişmeler, Ankara'nın Suriye stratejisini Esad'ın örtülü kabulünden açık işbirliğine ve hatta, savaş öncesi ilişkisine tam olarak dönmese de meşruiyetinin tanınmasına kaydırdığını gösteriyor.

Türkiye Suriye ile açıkça işbirliği yapmaya başlarsa, ülkeler Ankara'nın Suriye'de tamamen Kürt karşıtı bir militan stratejiye dönmesini sağlayacak ikili güven inşa edebilir. Ve Türkiye'nin İdlib ilindeki isyancıları desteklemekten geri adım atması karşılığında Suriye, bölgede bulunan YPG/PKK'nın, ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerindeki faaliyetlerini engellemek için çalışmaya istekli olabilir.

Bununla birlikte Ankara, Türkiye'nin sınırdan geçmesini istemediği bir milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptığı için, İdlib'i tamamen terk etme konusunda isteksiz olacaktır.

Suriye ayrıca Türkiye'ye, Suriye topraklarının diğer bölgelerini tamamen boşaltması için baskı yapmaya devam edecek ancak Ankara, Kürtlerin Türk topraklarına yönelik saldırılarını engelleyen bir güvenlik garantisi olmadan ve Türkiye'nin üç milyondan fazla Suriyeli mülteciyi ülkelerine göndermesine izin veren bir düzenleme olmadan bunu yapmak istemeyecektir.

Türkiye ve Suriye bir anlaşmaya varsa bile, hükümetin misilleme korkusu nedeniyle Suriyeli mültecilerin Esad kontrolündeki bölgeye dönmeleri pek mümkün değil, bu da Türkiye'nin muhtemelen Suriye'de nüfuzunu elinde tutması anlamına geliyor.

İdlib, son ve en büyük isyancı bölgesi olduğu için, Esad hükümeti için kilit bir hedef olmaya devam ediyor. Ve buradaki isyancılar Suriye hükümetini devirmeye odaklanmaya devam ediyor.

Türkiye ile Suriye arasındaki daha fazla işbirliği, Rusya'nın Suriye'den Ukrayna'ya daha fazla kuvvet göndermesine neden olabilir. Rusya'nın Suriye'de kalmasının başlıca nedenlerinden biri, Türk askeri operasyonlarının daha fazla toprak almasını engellemek. Bu amaçla, Rus askerleri Ankara'nın kuzey Suriye'deki kontrolünü derinleştirmesini sağlayacak Türk saldırılarını önlemek için sık sık YPG/PKK topraklarında görev yapıyor. Ancak Rusya, Ukrayna'da da büyük bir insan gücü kriziyle karşı karşıya.

Türkiye ve Suriye, Türk operasyonlarının olasılığını azaltacak şekilde işbirliği yaparsa, Rusya Suriye'de kalan birliklerine dair daha esnek davranabilecek ve gerekirse onları Ukrayna cephesine yeniden konuşlandırabilecek.

Rusya zaten Suriye'den Ukrayna'ya bir adet S-300 hava savunma sistemini transfer etti ve bildirildiğine göre Halep ve Palmyra'dakiler gibi bazı havaalanlarının kontrolünü İran kuvvetlerine devretti.

Bununla birlikte, daha yakın Türk-Suriye ilişkileri, ABD müttefikleri de dahil olmak üzere Suriyeli isyancılar arasında, hem Suriye'deki hem de Türkiye'nin içindeki Türk hedeflerine yönelik saldırıları artırabilecek bir Türkiye karşıtı tepkiye neden olma riski taşıyor.

Türk-Suriye işbirliği, özellikle isyancıların Türkiye tarafından yakından kontrol edilmediği İdlib ilinde Suriyeli isyancıları kızdıracak. El Kaide'nin açık bir şekilde Esad karşıtı olan bir kolu olan Hayat Tahrir El Şam gibi bu gruplardan bazıları, Ankara'nın Şam'la bir anlaşma yapıyormuş gibi görünmesi durumunda Türk güçlerine saldırmak için daha fazla motivasyona sahip olacak.

Bu gruplar Türkiye'ye saldırmaya direnseler bile, IŞİD'in kalıntıları gibi diğer radikaller, Türkiye'ye saldırmak isteyen yeni askerler ve ilticacılar bulacaktır. Bu arada, SDG'nin YPG unsurları, başka bir Türk askeri operasyonunu caydırmak için Suriye'deki ve Türkiye sınırındaki Türk kuvvetlerine yönelik saldırılarının hızını artıracaktır. Ve bu durum ABD'yi zor bir durumda bırakacaktır.

ABD'nin Suriye'deki misyonu, SDG-Türkiye gerilimini çözmek içindir. Bunun yerine, bu tür saldırılar ABD'nin güçlerini SDG-Türkiye çatışma noktalarından uzağa yeniden konuşlandırmasına neden olabilir ve bu da ABD'nin IŞİD kalıntılarıyla mücadele çabalarını zayıflatabilir.

İdlib'deki birçok Suriyeli isyancı güç, erzak ve gıda için Türkiye'nin desteğine güveniyor. Bu nedenle yoğun toplumsal baskı olmadıkça veya bir Türk-Suriye uzlaşması onları buna zorlamadıkça Ankara'ya yönelik saldırıları artırmak istemiyorlar.

Türkiye, SDG'nin bulunduğu topraklara saldırmak için Rusya'nın yeşil ışık yakması konusunda bastırırken ayrıca SDG hedeflerini karadan saldırılar yerine, insansız hava araçları ve toplarla saldırdığı asimetrik bir strateji geliştirdi.

Bununla birlikte, Washington'daki birçok kişi ABD'nin Suriye misyonunu sorguluyor ve bu da Biden yönetiminin Suriye misyonunu mevcut terörle mücadele politikasının ötesine genişletmeyi düşünmesini siyasi olarak zorlaştırıyor.

Stratfor'da yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.

Tartışma