Tahıl Anlaşması'nın sonu geldi mi?

💢 Rusya, 17 Temmuz'da Tahıl anlaşmasından çekildiğini açıkladı.

💢 Tahıl Anlaşmasının bundan sonraki kaderi ne olacak?

💢 “Meduza”da yayımlanan kapsamlı analizi gdh.digital okurları için çevirdik…

1. resim

Rusya, Karadeniz Tahıl Koridoru ile ilgili manipülasyon taktiğini anlaşmanın süresinin dolduğu son güne yani 17 Temmuz’a kadar sürdürdü ve son gün bu girişimde yer almayacağını açıkladı. Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov, anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmının yerine getirilmediğini, getirildiği takdirde anlaşmaya döneceklerini iddia etti.

Bir gün sonra – 18 Temmuz’da ise Rusya, kuzeybatı Karadeniz’de insani yardım koridorunu kapattığını ve seyrüsefer güvenliği garantilerini geri çektiğini açıkladı.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, bunun üzerine Türkiye ve BM’ye anlaşmanın Rusya olmadan sürürülmesi önerisinde bulundu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Avrupa Birliği’nin Ukrayna tarım ürünlerinin dünya piyasalarına “dayanışma hattı” üzerinden – yani Ukrayna ve AB arasında karayolu ve nehir yolları ağı aracılığıyla ulaştırma vadinde bulundu.

Peki Karadeniz Tahıl Anlaşmasının bundan sonraki kaderi ne olacak?

Konuyla ilgili “Meduza”da yayımlanan kapsamlı analizi gdh.digital okurları için çevirdik…

Anlaşma nasıl sağlanmıştı?

Karadeniz tahıl girişimi Rusya’nın Ukrayna’ya tam kapsamlı saldırıyı başlattığı Şubat 2022’den itibaren elde edilmiş en önemli başarı olarak görülüyor. Saldırının hemen ardından Ukrayna Karadeniz’deki limanlarını kapattı ve Akyar’daki Rus filosunun amfibi saldırılarını engellemek amacıyla Odesa başta olmak üzere güneybatıdaki limanlarına mayın döşedi. O dönem Kiev’den yapılan açıklamalarda limanların yalnız saldırıların sona ermesi ve Rus ordusunun çıkması durumunda açılacağı bildiriliyordu.

Savaş sürerken Mikolayiv ve Odesa’da birkaç ticari gemi füze saldırısına maruz kaldı. Uluslararası Denizcilik Örgütü Ukrayna limanlarında ve bitişik sularında en yüksek alarm durumu ilan etti. Büyük sigorta ödemelerinden korkan sigortacılar savaş bölgesine gitmek isteyen gemiler için neredeyse yasaklayıcı tarifeler uygulamaya başladılar, sigortasız normal ticari seferler ise imkansız hale geldi.

2022 yazında Kiev, batılı müttefikler, BM ve bağımsız uzmanlar Ukrayna’da ihracat için öngörülen 20 milyon tondan fazla tahıl biriktiğini, bu tahılın irhaç edilememesinin dünyanın bir kısmını açlıkla tehdit ettiğini duyurdular. Durumun ciddiyetini gösteren faktörler ise rakamlardı. Ukrayna, küresel piyasanın en önemli tahıl tedarikçilerinden birisidir.

2021 senesinde 40 milyon tondan fazla tahıl ihraç ederken 2022’de dünyanın ihraç edeceği 462 milyon ton tahilin 70 milyonunu vermeyi hedefliyordu. Bu ihracatın yüzde 90’ı ise deniz yolu ile gerçekleştiriliyor.

Özellikle Kuzey ve Doğu Afrika ile Batı ve Orta Asya’nın bazı ülkeleri Ukrayna tahılının en önemli tedarikçileri konumundalar ve bu bölgelerde yaşayan insanların durumu ciddi tehdit altındaydı.

Karadeniz tahıl girişimi ile ilgili en aktif ve etkili arabuluculuk rolünü üstlenen ülke Türkiye oldu. Ankara, BM’nin de onayı ile ilk kez krize hem Moskova’yı, hem de Kiev’i tatmin edebilecek bir çözüm bulmayı başardı. Bu, Rusya için kendisinin tahıl ihracatı üzerindeki yaptırımların hafifletilmesi yönünde pazarlık yapma fırsatı olarak önemliydi, Ukrayna için ise kendi limanlarının kontrolü açısından.

Görüşmeler sonucu 22 Temmuz 2022’de anlaşma imzalandı. BM himayesindeki anlaşmayı Rusya, Ukrayna ve garantör arabulucu olarak Türkiye imzaladı. Resmi olarak anlaşma iki kısımdan oluşuyordu – Karadeniz Tahıl Girişimi ve Rusya ile BM arasında mutabakat zabtı.

Birinci kısım Ukrayna tarım ürünlerinin Odesa, Çernomorsk ve Güney limanlarından taşınmasını, ikinci kısım ise Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatı üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını içeriyordu.

Bir sene içerisinde Ukrayna Karadeniz üzerinden 8 milyar dolar değerinde 32,9 milyon ton tahıl ihraç etti (2021 senesinde 12,5 milyar dolar kar elde etmişti). Bu, küresel gıda güvenliğini büyük ölçüde güçlendirdi: geçen yılın temmuzundan itibaren dünya piyasalarında buğday fiyatları yüzde 25 düştü.

Uzmanlara göre, 2023/2024 sezonunda Ukrayna’nın tahıl ihracatı 43,9 milyon tonu bulacak. Bu rakam Yeni Kahovka hidroelektrik santralinin Rusya tarafından patlatılmasının ardından yaşanan çevresel felakete rağmen henüz revize edilmedi. 10 bin hektar tarım arazisinin sular altında kalması ülke ölçeği açısından kritik görülmüyor.

Bununla birlikte, Uluslararası Kurtarma Komitesi, ABD Tarım Bakanlığının Ukrayna tahıl ihracat hacminin önceki 5 sezona göre yüzde 20 azaldığını açıkladığı verilere dikkat çekiyor. Komite, ayrıca, Herson vilayetinde 500 bin hektarlık alanı kapsayan sulama sisteminin yol olma tehlikesine de dikkat çekiyor.

Uluslararası Kurtarma Komitesine göre, eğer tahıl anlaşması bu veya başka şekilde yenilenmezse, Ukrayna bazı uzmanların söylediği gibi bu sezonda Yeni Kahovka barajının patlatılması nedeniyle 4 milyon ton tahıl ve yağlı tohumunu toplayamazsa, Somali ve Etiopya gibi ülkeler gerçek açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.

Rusya'nın derdi ne?

Rusya daha anlaşmanın imzalandığı ilk günden itibaren Batılı ülkeleri Rusya tarım ürünlerinin ihracatı üzerindeki sınırlamaları kaldırmamakla ve Ukrayna tahılını fakir ülkelere değil, kendi piyasalarına yönlendirmekle suçluyor. Anlaşmanın diğer tarafları olan Türkiye ve BM’den bu yönde herhangi teyit mevcut değil.

Öte yandan, Moskova, imzaların atıldığı günden itibaren her fırsatta tarafları anlaşmadan çıkmakla tehdit ediyor. Ekim 2022’de Ukrayna’nın Akyar’a düzenlediği dron saldırılarının ardından Moskova anlaşmadan çıkma tehdidini dillendirmiş, ancak kısa süre sonra bundan vazgeçmişti.

Nisan 2023’te ise Rusya Dışişleri Bakanlığı, tahıl anlaşmasını sürdürmek için beş talep öne sürdü. Bunlar, tahıl anlaşmasında yer almayan taleplerdi – Rusya Tarım Bankasının SWİFT’e alınması; Rusya’ya tarım makineleri, yedek parça ve serivs hizmetlerinin tedarikinin yeniden başlatılması; Rus tahılı taşıyan gemilerin sigorta ve reasürans kısıtlamalarının iptali ve bu gemilerin limanlara yanaşma yasağının kaldırılması; Tolyatti-Odessa amonyak boru hattının çalışmalarının başlatılması; gıda ve gübre üretimi ve nakliyesi ile uğraşan şirketlerin yabancı ülkelerdeki hesap ve malvarlıkları üzerindeki blokelerin kaldırılması…

Moskova, aslında tahıl anlaşmasını bahane ederek yaptırımları önemli ölçüde delmeyi amaçlıyordu.

Buna karşılık BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Vladimir Putin’e mektup yazarak birinci ve “kilit” taleplerinin yerine getirilmesi için Avrupa Komisyonu ile uzlaştırılmış versiyon önerisinde bulundu. Bu teklif, Rusya Tarım Bankası'nın küresel finans piyasasına yeniden bağlanmak üzere bir alt şirket kurmasını içeriyordu.

Guterres bu mekanizmanın detaylarını açıklaması, ancak Rusya’nın BM Daimi Temsilcisinin Yardımcısı Dmitri Polyanskiy, teklifin her halükarda gerçekleşebilir olmadığını ve sınır ötesi finans operasyonlarının sürdürülebilirliğini sağlayamayacağını söyledi. Rusya ültimatomunun diğer maddeleri de kabul edilmedi.

Ukrayna tahıl ihracatını sürdürürse ne olur?

Rusya’nın anlaşmayı uzatmayı kabul etmemesinin ardından sorunun nasıl çözüleceği henüz belli değil. Ukrayna Karadeniz üzerinden ihracatı sürdürürse ne olur? Rusya, defalarca tehdit ettiği üzere, tahıl dolu gemileri vurabilir.

Bağımsız savaş analisti H.İ.Sutton’a göre, Rusya’nın tahıl gemilerine saldırmasının en öngörülebilir yolu Karadeniz’deki filodan füze fırlatılmasıdır. Riski azaltmak için nakliyecilerin yeni rota çizmesi, mümkün oldukça Ukrayna’nın tam kontrolündeki kıyı şeridini takip etmesi, sonra ise Romanya karasularına geçmesi gerekecek.

Bu, Rusya gemileri Ukrayna karasularına daha fazla yaklaşmaya zorlayacak ki, bu da gemilerin Ukrayna ordusunun elinde bulunan Harpoon ve Neptun gibi gemisavar füzelerinin, uzun menzilli topçu sistemlerinin, hava araçlarının ve sualtı dronlarının menziline girmesi demektir.

Bu senaryo ile karşılaştırıldığı zaman Ukrayna’nın Rus denizaltılarının darbesine karşı direnmesi daha zor görünüyor. Karadeniz’in kuzey kısmının Rus denizaltılarının etkili kullanımı için uygun olmayacak kadar sığ olmasına rağmen, Sutton Ukrayna’nın denizaltılara karşı füze sistemlerinin olmadığını yazıyor.

Teorik olarak Rusya tahıl taşıyan gemileri Kırım’daki füze sistemleriyle veya hava araçlarıyla da vurabilir. Ancak bu, söz konusu silahların kendileri için daha yüksek risk. Ayrıca, bu silahların imkanları bir öncekine göre daha düşüktür.

Sutton Rusya’nın Karadeniz’in tarafsız sularında seyreden gemilere el koyabileceğini de istisna etmiyor. Bu tür operasyonlarda ise savaş gemileri ve helikopterleri kullanılabilir. Bu durumda el konulan gemiler Rusya’nın kontrolü altındaki limanlara götürülebilir. Benzer eylemleri İran Umman Körfezinde yürütüyor.

Sutton’a göre, tahıl gemilerine bir diğer saldırı yöntemi ise ülkelerin genellikle sorumluluğu üstlenmediği mobil özel operasyonlar olabilir. Rusya bunu özel kuvvetlerin yardımıyla veya sualtı dronlar aracılığıyla gerçekleştirebilir.

Bu seçenek aynı zamanda gemilerin güzergahı boyunca mayın döşenmesini de içeriyor. Bu durumda Rusya geminin patlatılmasından dolayı Ukrayna’yı da suçlayabilir.

Nihayet, savaş uzmanı Rusya’nın Akdeniz’den de saldırı düzenlemesi olasılığının bulunduğunu vurguluyor. Sutton’a göre, bu saldırıyı Suriye’nin Tartus limanındaki savaş gemileri ve denizaltıları tarafından gerçekleştirilebilir:

“Bütün bu senaryolardan her hangi birisinin gerçekleşmesi diğer ülkelerin denizlerde Rusya saldırganlığına direnmeye ne kadar hazırlıklı olmasına bağlıdır. Özellikle de büyük deniz gücü olan Türkiye’nin rolü burada çok önemlidir. Ankara tahıl koridorunun güvenliğini sağlayabilecek ilk ülkedir”.

Yine herkesi açlık mı bekliyor?

Bu risk var. Dünya piyasaları gıda açığı, buğday fiyatlarının artışı ve bunun sonucunda bazı bölgelerde açlık ile karşı karşıya kalabilir. Uluslararası Kurtarma Komitesi’ne göre, özellikle Somali, Etiopya, Afganistan, Yemen ve diğer ülkelerdeki 50 milyon insan risk bölgesinde bulunuyor.

Ancak öte yandan, küresel piyasaların Rusya’nın anlaşmadan ayrılmasını bir sene önceki kadar panikle karşılamaması da çok dikkat çekiyor. Endişe içeren tahminlere rağmen, 2002 Nisan’ından farklı olarak 17 Temmuz’da Chikago Ticaret Borsasında buğday ve mısır fiyatları ve faizleri değişmedi.

Birincisi, görünüşe bakılırsa piyasalar Rusya’nın anlaşmadan ayrılmasının uzun süreceğine inanmıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en yakın zamanda Vladimir Putin ile anlaşmanın yenilenmesi konusunu görüşeceğini açıkladı.

Bu görüşmenin Putin’in ağustos ayındaki Türkiye ziyaretinden (Bu görüşmeyi Erdoğan duyurdu, ancak Kremlin doğrulamadı) önce olması isteniyor. “Sovekon” Analiz Merkezi Başkanı Andrey Sizov’un The Bell’e yaptığı açıklamaya göre, Erdoğan ısrarlı olursa, anlaşmanın yeniden canlandırılması olasılığı bulunuyor.

Rusya’nın diğer stratejik müttefiki – Çin de anlaşmanın uzatılmasından yana. Zira Ukrayna tahıl ihracatının yeniden başlatılmasından en çok yararlanan Batılı ülkeler değil, Çin oldu. İhraç edilen 32,9 milyon ton tahılın 8 milyon tonu Çin’e gitti. Dolayısıyla bu nedenle Washington, Brüksel ve Kiev’de Çin’in Rusya’ya anlaşmaya dönmesi için baskı yapacağı düşünülüyor. Çin ise bu konuda herhangi yorum yapmıyor.

İkincisi, görünüşe bakılırsa, küresel piyasalar Rusya’nın anlaşmadan resmi olarak çekilmesinden önce anlaşmanın bozulma riskini hesaplamış. Politico’nun haberine göre, son aylarda Karadeniz koridoru ile tahıl tedariki ciddi ölçüde azalmış: mayıs ayında bu koridorla sadece 1,3 milyon ton tahıl ihraç edilmiş, Haziran sonunda ise Ukrayna tarım ürünlerini taşıyan kuru yük gemileri bu güzergahı hiç kullanmamış. Buna rağmen buğday ve diğer tohumların fiyatlarında yüksek artış görülmemiş – dolayısıyla yatırımcılar olayların bu tür gelişmesini bekliyormuş.

Daha 10 Temmuz’da Rabobank uzmanı Michael Magdowitz tahıl anlaşmasının artık durdurulduğunu, bir sonraki haftadan itibaren boş formaliteden ibaret olacağını yazıyordu.

Erdoğan ve Jinping başarılı olmazsa ne olacak? 

Rusya’nın anlaşmaya geri döneceğine ilişkin tahminleri bir kenara koysak bile, Ukrayna ve batılı müttefiklerinin ihracatın sürmesi için “B” planları var. Gerçi bu planların hiç biri Karadeniz koridoruna tam kapsamlı alternatif değil.

Ukrayna Tahıl Birliği Başkanı Mikola Gorbaçov, bu ayın başında BM’de Gıda ve Tarım konferansında yaptığı konuşmada Kiev’in taşıyıcıların kayıplarını karşılamak için yaklaşık olarak yarım milyar dolarlık garanti fonu oluşturmayı düşündüğünü açıkladı. Bu durumda taşıyıcı şirketler Kiev’den “devlet sigortası” alacak, Rusya tahıl gemisine saldırırsa, gemi ve ürünle ilgili tüm kayıplar karşılanacak.

Gorbaçev’e göre, bu tazminatı Avrupa Komisyonu’nu ödeyebilir, Ukrayna ise gelecekte uzun vadeli kaynaklara sahip olduğu zaman bu parayı geri verebilir. Brüksel’de bu plana temkinli yaklaşılıyor. Politico’ya konuşan Avrupa Komisyonu temsilcisi, sadece kurumun tüm tekliflere açık olduğunu söylemekle yetindi.

Ukrayna üzerinden tedarik için bir diğer deniz alternatifi ise ana ihracat noktasının Romanya’nın Köstence limanına taşınmasıdır. Ancak Romen danışmanlık şirketi AGRIColumn uzmanı Cezar George’nin Politico’ya yaptığı açıklamaya göre, bu plan pratikte çok gerçekleşebilir değil.

Köstence en ideal senaryoda yılda 25 milyon ton tahıl gönderebilir. Dolayısıyla tüm Ukrayna ihracatı oraya yönlendirilirse, liman kendi maksimum kapasitesinin iki katıyla karşı karşıya kalır. Mikola Gorbaçev de bu “B planı”nın uygulanabilir olmadığını düşünüyor:

“Biz Köstence limanını kullanırsak, oraya demiryolu ve mavnalarla Ukrayna tahılını ihraç etmeye başlarsak, Romanya’nın kendi tahılını bloke etmiş oluruz. Elbette, Romanya hükümeti buna izin vermez”.

Aslında Ukrayna tahılının taşınmasının tek yolu deniz değil. Bu noktada bir başka Romanya alternatifi daha ortaya çıkıyor – Tuna nehri üzerinden ihracat hacminin arttırılması. Ukrayna günümüzde bu güzergahla ayda yaklaşık 2 milyon ton tahıl ihraç ediyor. Tam kapsamlı savaş başlayana kadar ise bu rakam sadece birkaç yüz bin yon idi. Mikola Gorbaçev’e göre, Romanya yönetiminin onayı ile aylık hacim 4 milyon tona kadar çıkartılabilir.

Ancak Bükreş’in bunu kabul edip etmeyeceği belli değil. Romanya nisan ayında Polonya, Bulgaristan, Macaristan ve Slovakya ile birlikte iç piyasada fiyatların ve çiftçilerin zararının artması nedeniyle Avrupa Komisyonu’nun da onayıyla Ukrayna tahılının ithalatını durdurma kararı almıştı. Ancak Tuna üzerinden olan tedarik bu kısıtlamalara dahil değil.

Rabobank uzmanı Michael Magdowitz’e göre, nehirle ihracatın arttırılması tahıl anlaşmasının direkt sonuçlarından biridir: Ukrayna geçen yılın ürününü satarken aynı zamanda altyapısını alternatif yollarla arza hazırlamak için zaman kazandı:

“Belki yarın olmayacak, ancak bir süre sonra biz Ukrayna tarım ürünlerinin büyük kısmının Tuna nehri, demiryolu ve tırlarla Batı’ya taşındığını göreceğiz. Karadeniz tahıl anlaşmasının güzelliği aslında Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden taşımaya bağımlılığını azaltmasıdır."

Nihayet, Karadeniz tahıl anlaşmasının sürdürülmesinin en fazla risk içeren ve bu nedenle de gerçekleşme olasılığı daha düşük olan versiyonu koridorun Türk filosunun eşliğinde devam etmesidir. Bu tür iddiaların ortaya çıkması Recep Tayyip Erdoğan ile Volodimir Zelenskiy’nin Temmuz başında İstanbul’da yaptıkları başarılı görüşme ile ilişkilendiriliyor.

 O görüşmede Ukrayna Cumhurbaşkanı “Azovstal”in savunmacısı olan komutanları Erdoğan’ın vesayetinden kurtarmayı başardı. Ancak hatta Ukrayna’nın Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar da Türk filosu eşliğinde koridor olasılığına inanmıyor:

“Türkiye hiçbir zaman Rusya ile açık çatışmaya girmeyecek, bu nedenle Türk Donanmasının tahıl gemilerine eşlik etmesi imkansızdır”.

Tartışma