Tayvan: Çin Cumhuriyeti'nin kuruluş hikayesi
Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti ile Tayvan arasında yaşanan ve Amerika'nın müdahil olduğu kriz, dünya siyasetini derinden etkiliyor. Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı ziyaret ve sonrasında Çin Halk Cumhuriyeti'nin ada açıklarında yapmaya başladığı tatbikatlar ile dünya Ukrayna Rusya krizine benzer yeni bir krizle başbaşa kalmış durumda.
Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan ve kendini asıl ve gerçek Çin devleti olarak kabul eden Tayvan hakkında kamuoyu çok fazla bilgiye sahip değil. Peki nedir bu ada devletinin hikayesi? Bunu öğrenmek için 20.yy'ın başına uzanmak gerekiyor. 2000 yıllık mazisiyle dünyanın en eski ve en uzun ömürlü imparatorluklarından birisi olan Çin İmparatorluğu, 1911 yılında Boxer ayaklanması neticesinde yıkılmış ve yerine Çin Cumhuriyeti ilan edilmişti. Milliyetçi Parti lideri Sun Yat-sen'in ilk Cumhurbaşkanı olduğu ülke, kısa zamanda diktatoryal bir yönetim biçimin hakim olduğu bir yere dönüşmüştü. 1917'de Rusya İmparatorluğu'nu yıkan Bolşevikler Çin'deki bir grup aydına örnek olmuş ve ülke rejim değişikliği teamülüne girmişti. 1921 yılında ülkede kurulan Çin Komünist Partisi'nin ilk üyeleri arasında Mao Zedong da bulunuyordu.
Kurucu lider ve aynı zamanda Çin Milliyetçi Partisi'nin başkanı olan Sun Yat-sen'in 1925 yılındaki ölümüne kadar iki partinin arasında belirgin bir gerginlik yoktu. Fakat 1925 sonrasında Çin Milliyetçi Partisi'nin başına gelen Çan Kay-şek, batı yanlısı politikalar izlemeye başlayınca iki partinin arası açıldı. Hakim taraf olan milliyetçiler bu süreçte pek çok komünisti öldürünce de Çin iç savaşı başladı. 1931 yılında Mao önderliğindeki Çin komünistleri ilk Çin-Sovyet hükümetini kursalar da güçlü milliyetçi yönetim karşısında başarılı olamadılar. Nüfusunun büyük bir kısmı köylülerden oluşan Çin'de şehirlerde yürütülmeye çalışılan yöntemlerin işe yaramayacağını fark eden Mao Zedong, devrim hareketini kırsala taşımış ve Çin'e has bir komünist sistemine dönmüştü. 1934 yılında meşhur "Uzun Yürüyüş" sonunda Mao'nun Çin'e olan hakimiyeti iyice pekişmişti.
Çin'de komünistleri yükselişe götüren bir diğer hadise de emperyalist Japonya'nın Çin toprağı olan Mançurya'yı işgal edip orada Mançukuo isimli kukla bir yönetim kurması olmuştur. Bu işgale karşı halkı direniş için örgütleyen Mao Zedong'un yaptıkları onu halk nezdinde zirveye taşımaya başlamıştı. 2. Dünya Savaşı süresince Japonya ile savaşan Çin, savaşın Japonya'nın aleyhinde bitmesi ile hem doğu asyanın önemli bir gücü haline gelmiş ve hem de Mançurya'da Japonların bıraktığı silahlar ile güçlü bir ordu kurmuştu. Savaş sonrasında Sovyetler'in Mançurya bölgesine yardıma gelmesiyle iyice güçlenen Komünist Çin güçleri 1948 yılında geliştirdiği yeni taktikler ile ülkenin kontrolünü ele almaya başlamıştır. 1949 yılında başkent Pekin'i ele geçiren Mao Zedong 1 Ekim 1949 günü Çin Halk Cumhuriyeti'ni ilan etmiştir. Japonlar ile yapılan bağımsızlık savaşı sırasında Çin Komünist Partisi gerillalarını arkadan vuran Milliyetçi Çin Partisi, ana karada artık desteğini kaybetmiş ve Mao karşısında yapacak bir şeyi kalmamıştır. Çin Milliyetçi Partisi lideri Çan Kay Şek yaşanan son gelişmeler üzerine 1949 yılında Formoza adasına kaçtı ve burada İmparatorluk sonrasında kurulan Çin Cumhuriyeti'nin devam ettiğini ilan eder.
Çan Kay Şek'in Çin Cumhuriyeti, normalde Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olduğu için batılı ülkelerin pek çoğu tarafından tanınmaya devam etmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti'nin yükselişe geçmesiyle birlikte Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi üyeliğinden çıkarılan ve yerine Çin Halk Cumhuriyeti alınan ve artık Tayvan olarak bilinen Çin Cumhuriyeti eski tanınırlığını yitirmiştir. Günümüzde Çin Cumhuriyeti'ni devlet olarak tanıyan sadece 23 ülke vardır. Çin Halk Cumhuriyeti Formoza adası üzerinde bulunan Tayvan'ı kendi sınırları içinde kabul etmektedir. Tayvan olarak bildiğimiz Çin Cumhuriyeti ise 1990'lara kadar Moğolistan ve Çin topraklarının kendisine ait olduğunu savunmaktaydı. Yüzyılın başlarında önemli bir tarım bölgesi olan ada toprakları günümüzde Çin'in yoğun ambargo baskısı altında bilimsel üretime ağırlık vermiş ve dünyanın en büyük teknoloji ihracatçılarından birisi haline gelmiştir.Tayvan'ın en fazla ticaret yaptığı ülkelerden birisi de ironik olarak Çin Halk Cumhuriyeti'dir. Ülkenin uluslarlarası resmi kuruluşlarda adlandırılması Chinese Taipei" şeklinde yapılmaktadır.