The Center for European Policy Analysis: NATO ve ABD, olası bir tırmanışta Baltık ülkelerini koruyabilir mi?
Baltık ülkelerinde, Batı ve Rusya arasında artan nükleer gerilimin tedirginliği yaşanıyor. Peki NATO ve ABD, olası bir tırmanışta Rusya'ya komşu olan Baltık ülkelerini koruyabilir mi?
ABD merkezli yayın organlarından The Center for European Policy Analysis'de, Rusya ve Batı arasında Ukrayna üzerinden artan nükleer tırmanışın Baltık ülkelerine olası yansımalarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Uzun menzilli füzeler ve nükleer restleşme ile artan gerilimin, Rusya'ya komşu olan Baltık ülkerinde de büyük tedirginlik yarattığı belirtilen analizde, bölge ülkelerinin askeri yatırımlarına ve Rusya ile NATO'nun son dönemde attığı adımlara yer verildi.
Analizde ayrıca; Trump'ın Ocak ayında başkanlığa geri dönüşü ile birlikte, bölgenin büyük gelişmelere gebe olacağı tespiti yapıldı.
İşte The Center for European Policy Analysis'de yayınlanan analiz:
Ukrayna'da olduğu gibi Baltık ülkelerinde de Ukrayna ve Rusya arasında uzun menzilli silahlarla artan gerilimimn ve nükleer tehlikenin tedirginliği yaşanıyor.
Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönüşü ve artan nükleer gerilimin ardından Baltık ülkeleri, Trump'ın yeniden ABD başkanı olmasıyla birlikte potansiyel faydalara dikkat çekmeye çalışıyor.
Eski Estonya Cumhurbaşkanı Kersti Kaljulaid devlet medya kuruluşuna verdiği demeçte;
“Biden yönetimi çok mütevazı ve dikkatli davrandı. Geçmişe bakarak Trump'ın ne yapacağını asla tahmin edemeyeceğiniz uyarısıyla birlikte ihtiyatlı iyimserliğimizi koruyoruz.”
açıklamasında bulundu.
Letonya Dışişleri Bakanı Braiba Braze de benzer bir çizgi izleyerek, Trump yönetimiyle işbirliğinin yakın ve güçlü olacağını umduklarını, aynı zamanda da Letonya'nın kendi güvenliği ve savunmasına yatırım yapmaya devam etmesi gerektiğini belirtti.
11 Kasım'da Letonya Savunma Bakanlığı, ülkenin 2027 yılına kadar GSYH'sinin %3'üne ulaşacak olan ve NATO'nun asgari oranından %50 daha fazla olan savunma harcamalarındaki büyük artışın bir parçası olarak ASCOD piyade savaş araçları satın almak üzere görüşmelere başladı.
Nitekim Letonya'da da savunmaya daha fazla odaklanılması, ABD seçimlerinden önce bölgede silah üretimini arttırmaya yönelik daha geniş bir eğilimin parçası olarak gerçekleşti.
Haziran ayında Litvanya, Alman silah şirketi Rheinmetall ile bir mühimmat fabrikası için yaklaşık 200 milyon dolar değerinde bir yatırım anlaşması imzaladı ve İtalyan silah üreticisi Leonardo ile Litvanya'ya genişleme konusunda görüşmelerde bulundu.
Rail Baltica projesi ilerliyor
Bu plan doğrultusunda hayata geçirilmeye çalışılan Tallinn'i Vilnius üzerinden Hollanda'ya bağlaması da, yüksek hızlı hat NATO'nun takviyesi için kritik öneme sahip olacak.
Baltık ülkeleri gibi Kuzey ve Doğu Avrupa da gücünü artırmaya çalışıyor.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, Trump'ın seçimleri kazanmasına tepki olarak İskandinav ve Baltık liderlerinin yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, NATO şefi Mark Rutte ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile gelecekteki güvenliği tartışmak üzere toplantılar düzenledi.
Bu ülkeler, özellikle Almanya'nın siyasi zayıflığı ve Rusya politikasındaki çekingenliği karşısında, bağların ve işbirliğinin güçlendirilmesine öncelik veriyor gibi görünüyor.
Baltık ülkelerinin halkları da Rus tehdidinin ciddiyetini en iyi kavrayan halklar olmaya devam ediyor.
Zira bu süreçte, Litvanya, Estonya ve Letonya gibi üç Baltık ülkesi aynı zamanda Polonya ile birlikte GSYİH'lerinin en yüksek yüzdesini savunmaya harcayan ülkeler haline geldi.
Ancak Baltık vatandaşları ve liderleri, kendi güvenliklerini ve bir bütün olarak Avrupa'nın güvenliğini arttırmanın en iyi yolunun Ukrayna'nın Rusya'yı yenmesine yardım etmek olduğuna inanıyor.
Bu ülkelere göre; bunun alternatifi çok daha yüksek bir güvenlik tehdidi ve muazzam ek harcamalarla sonuçlanacak.
AB'nin baş diplomatı ve eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas da Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada;
“Ukrayna için her gün ve gerektiği kadar askeri, mali ve insani yardımla çalışmaya devam etmeliyiz”
ifadelerini kullandı.
Niteki bu üç ülke, yani Letonya, Litvanya ve Estonya, artan güvenlik endişeleri nedeniyle Rusya ve Belarus ile sınırlarında ortak bir Baltık savunma bölgesi kurma konusunda anlaştılar.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu gelişmelerin ardından, Baltık ülkelerini doğrudan Nazizm propagandası yapmakla suçladı. Kremlin'in Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal ederken de aynı ifadeleri kullanmıştı.
Nitekim Rusya, Ukrayna krizi başladığından bu yana Baltık sınırlarına yakın bölgelerde 30 bin ila 80 bin asker içeren “ani” askeri tatbikatlar düzenledi.
Uzun menzilli füzeler ve Putin'in nükleer doktrini sonrası yeniden tanımlanma ihtiyacı ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı, Baltık ülkelerinde de tedirginliği artırırken, Trump'ın Ocak ayında başkanlığa geri dönüşü ile büyük gelişmelere gebe olacak.