gdh'de ara...

The Economist: Afrika büyük güçlerin rakabet sahnesine dönüştü!

Çok kutuplu uluslararası düzen, Batı'nın Afrika'daki etkisinin azalmasına neden oldu. Peki Rusya, Çin, Türkiye, Suudi Arabistan ve BAE gibi güçler Afrika rekabet sahnesinde neler yapıyor?

1. resim

İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından The Economist'de, son dönemde Afrika ülkelerinin değişen politikalarının ve Afrika'da artan rekabet ortamının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Dünyada ortaya çıkan ve çok sayıda gücün birbiriyle rekabet ettiği çok kutuplu bir uluslararası düzeninin Afrika kıtasında da etkisini gösterdiği belirtilen analizde, Afrika ülkelerinin son dönemde bu motivasyon ile Batı ile olan ilişkilerini koparmaya başladığı belirtildi.

Analizde ayrıca, Batı ülkelerinin Afrika kıtasında etkisini giderek kaybettiği ve Rusya ile Çin başta olmak üzere Türkiye, Suudi Arabistan, BAE ve İran gibi güçlerin de kıtada etkin olmaya başladığı tespitine yer verildi.

İşte The Economist'de yayınlanan analiz:

Afrika'nın Batı ile olan ilişkilerini koparma isteği, son yıllarda açık bir şekilde kendini göstermeye başladı.

Rusya'nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Batı, Rusya ile müzakereleri reddederken, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve diğer üç Afrika devlet başkanı, Rusya ve Ukrayna'ya yönelik bir barış misyonu başlattı.

Diğer yandan İsrail'in Gazze'deki saldırılarına karşı Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı soykırım davası, genel teamüle açık bir meydan okumaydı. ABD ise bu gelişmeyi haksız olarak nitelendirerek kınadı.

Görünen o ki Afrikalı liderler, birçok gücün birbiriyle rekabet ettiği çok kutuplu bir uluslararası ilişkiler dünyasının artık yükselişte olduğuna inanıyor.

Afrika'da son dönemde, İran, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri de kendilerini sermayedar, güvenlik ortağı ve bir müttefik olarak sunanlar arasına girdi.

Bu sırada ABD, Afrika üzerindeki bğını yitirirken dikkatini Asya'ya yöneltmeye, Avrupa ve Orta Doğu'daki savaşlarla meşgul olmaya devam ediyor.

Ayrıca Donald Trump'ın Kasım ayındaki başkanlık seçimlerini kazanması durumunda ABD, Afrika meselelerini daha da fazla ihmal edebilir.

Bu meydan okuma, kıta için hem büyük fırsatların yanı sıra korkunç riskler de barındırıyor.

Her şeyden önce bu, Afrika hükûmetlerinin kendi meseleleri üzerinde daha fazla söz sahibi olduğu anlamına geliyor.

Afrika ülkelerinin bakış açısı Senegal Başkanı Macky Sall'in ifadeleri ile;

“Çok kutuplu dünyanın faydası, karar alma merkezinin tek ülkeyle sınırlı olmamasıdır. Tek karar merkezi olduğunda bu, bir diktaya dönüşüyor. Zaten başka bir seçeneğiniz de yok"

Bu açıklamada da tespit edildiği üzere otokratik müttefikler, Afrika gibi bölgedeki liderlerin daha uzun süre iktidarda kalmalarına yardımcı olabilir ve ya darbelere yol açabilirler. Müdahil yabancı güçler, çatışmayı yayabilir ve savaşları daha yıkıcı hale getirebilir.

Tarih bu süreçleri gösteren ibret verici örneklerle dolu.

Örnek olarak Soğuk Savaş sırasında da Afrikalı liderler ortaklarını seçme noktasında daha fazla esnekti. Ancak sonuçlar, genellikle iyi olmadı.

Etiyopya'daki sosyalist cunta, Sovyet desteğini de arkasına alarak belki de bir milyon insanın ölümüne ve kıtlığa yol açmasına rağmen, 1974'ten 1991'e kadar iktidarda kaldı. Mobutu Sese Seko ise CIA desteğiyle, otuz yıldan fazla bir süre boyunca Kongo'yu yıkıcı bir şekilde yönetti.

Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından Afrika'da bir demokratikleşme dalgası yaşandı ve çatışmalar bir nebze azaldı. Ancak Kıta'nın ekonomik gelişimi sınırlı kaldı ve Batı'dan gelen yatırımlar, mevcut ihtiyaçların küçük bir kısmını bile karşılamaya yetmedi.Bu da birçok Afrika ülkesini, Çin'in ilerlemesine açık hale getirdi.

Yeni müttefik arayışları

Afrikalı liderlerin çok kutuplu dünyaya dair istekli yaklaşımları, ekonomik açıdan büyük anlam ifade ediyor.

Sahra Altı Afrika'da yaşayan 1.2 milyar insanın yaklaşık yarısı elektrikten yoksun. Kıta'da yaklaşık 400 milyon insan da temiz içme suyuna erişemiyor. Bu sorunları düzeltmek, büyük yatırımları gerektiriyor.

Dünya Bankası, su ve elektriğe erişimin neredeyse umumi hale gelmesi ve yolların iyileştirilmesi için Sahra Altı Afrika'nın 2030'a kadar her yıl GSYİH'sinin yaklaşık %7'si kadar altyapı yatırımına ihtiyacı olduğunu öngörüyor. Mevcut yatırımlar ise bunun yalnızca yarısı kadar.

Çin son dönemde Afrika'daki yatırımlara öncülük ediyor. Çin 2000-2022 yılları arasında, yaklaşık üçte ikisi kara yolu, demir yolu ve liman altyapıları için olmak üzere Afrika ülkelerine 170 milyar dolarlık finansman sağladı.

Ancak Afrikalı liderler için bu gelişe, finansman kaynaklarını çeşitlendirmeyi daha da önemli hale getirdi ve bu da yavaş yavaş gerçekleşmeye başladı.

BAE, son on yılda, kıta genelinde yaklaşık 60 milyar dolarlık yatırım yaparak Çin, ABD ve Avrupa'nın ardından en büyük dördüncü yatırımcı haline geldi.

Diğer yandan Türk yetkililer, inşaat firmalarının Afrika'da 85 milyar dolar değerinde proje tamamladığını belirtiyor.

Afrika'nın çok daha fazla paraya ihtiyacı var. Kıtadaki elitler, Körfez ülkeleri, Türkiye ve belki de Hindistan'ın bu paranın önemli bir kısmını karşılayabileceğini düşünüyor. Yatırımcı ülkeler özellikle kritik madenler konusunda kendilerini yeniden göstermeye çalışıyorlar.

Afrika kaynaklarına yönelik rekabetin, bölge için daha iyi anlaşmalar ile neticelenmesi muhtemel.

Çok kutuplu ilişkilerin Afrika üzerindeki siyasi etkileri de geniş çaplı olacak. Zira son dönemde dünyadaki kritik meseleler hakkında Afrika'nın daha etkin bir rol üstlenmesi, Batı'da zaman zaman şaşkınlığa neden olabiliyor.

Kanlı rekabet

Afrika'da rakip güçler arasındaki rekabet, güvensizliğin ve savaşın yayılma riskini de beraberinde getiriyor.

Oslo Peace Research Institute'ye göre, kıtada yaşanan çatışmaların sayısı 2000'li yıllarda görece olarak daaha düşükken, son 20 yılda keskin bir artış gösterdi ve 2022'de 104'e kadar ulaştı.

Örnek olarak; Sudan'da yaşanan iç savaş, yeni jeopolitiğin Afrika'daki çatışmaları nasıl daha yıkıcı hale getirdiğini gözler önüne seriyor.

Ülke yetkilileri reddetse de BAE, soykırımcı bir milis gücü olan The Rapid Support Forces'a silah desteği sağlıyor. Rusya'dan gelen paralı askerler de bu güçleri destekliyor. Sudan Silahlı Kuvvetleri ise İran'ın insansız hava araçları ve görünüşe göre Ukrayna özel kuvvetlerinin desteği ile milislere karşılık veriyor.

Çatışmalar şiddetlendikçe, başka herhangi bir ülkede olduğundan daha fazla insan Sudan'da yerinden ediliyor ki son verilere göre bunlar arasında 3.5 milyon da çocuk var.

Çok kutuplu bir dünyanın sıradan Afrikalılara sunacağı fırsatları, onları korkunç risklere maruz bırakmadan en üst düzeye çıkarmak, marifetli bir liderlik gerektirecek.

Gelinen noktada ise temel soru, desteklenen Afrikalı liderlerin kendi halklarının çıkarları doğrultusunda hareket edip etmedikleri olacak.

Kaynaklar

Tartışma