The Guardian: İngiltere SAS komandolarının Afganistan'da onlarca sivili katlettiği iddialarını çürütemiyor

İngiltere'de Gazilerden Sorumlu Devlet Bakanı Johnny Mercer, SAS komandolarının 2010 ile 2013 yıllarında Afganistan'da sivilleri katlettiği itiraf etti.

1. resim

İngiliz hukuk firması Leigh Day'in raporuna göre, İngiltere Özel Hava Kuvvetleri'ne (SAS) bağlı komandolar 2010-2013'te Afganistan'da gerçekleşen en az 30 şüpheli olayda 80 silahsız sivili öldürdü.

İngiltere'de Gazilerden Sorumlu Devlet Bakanı Johnny Mercer, SAS komandolarının 2010 ile 2013 yıllarında Afganlı sivilleri katlettiğine inandığını açıkladı. Mercer, bir SAS birliğinin 2010-2011 yılları arasında 54 Afganlıyı uyurken öldürdüğünü belirtti.

İngiltere'de Gazilerden Sorumlu Devlet Bakanı Johnny Mercer
İngiltere'de Gazilerden Sorumlu Devlet Bakanı Johnny Mercer

İngiltere güçlerinin Afganistan'da işledikleri savaş suçlarına ilişkin kamu soruşturması 2022 Aralık ayında başlatılmış ve tüm taraflardan ellerindeki kanıtları sunması istenmişti.

Leigh Day'in soruşturmaya sunduğu dosyaya göre, SAS askerleri Afganistan'da yürüttükleri operasyonlarda "tehdit oluşturup oluşturmadığına bakmaksızın" savaşabilecek yaştaki erkek Afganları hedef aldı.

Dosyada sadece bir askerin, ülkede geçirdiği 6 ay boyunca 50'yi aşkın Afgan'ı öldürdüğü iddia edildi.

SAS birlikleri Afganistan'da Taliban hedeflerini yakalamak için gece baskınları düzenledi
SAS birlikleri Afganistan'da Taliban hedeflerini yakalamak için gece baskınları düzenledi

Mercer, soruşturmalarda seçkin İngiliz askerlerinin Afganları uyurken öldürdükleri veya gece baskınlarında öldürdükleri yönündeki haberlere inanmak istemediğini, ancak iddialarla çelişecek hiçbir şey bulamadığını söyledi.

2019'da ilk olarak bakan olduğu dönemde, o zamanlar Savunma Bakanı olan Ben Wallace'a "bir şeylerin çürüdüğünü" söylediğini belirtti. Wallace, "Yeni bir kanıt yok, Mercer" diye cevap vererek, soruşturmaları gereksiz olarak nitelendirdi.

Mercer, Savunma Bakanlığı (MoD) tarafından "oyalandığını" hissettiğini açıkladı.

"İnanmak istemiyorum, her aşamada bu iddiaları çürütmek için bir şeyler bulmaya çalıştım ancak başaramadım. Savunma Bakanlığı tarafından oyalandım"

dedi.

Konuyla ilgili daha önce ortaya atılan iddialar, bir SAS birliğinin 54 kişiyi öldürdüğü yönündeydi. Ancak avukatlar, savaş suçlarının daha fazla asker tarafından daha uzun süreli bir zaman aralığında işlendiğini öne sürüyor.

2019'da askeri polis konuyla ilgili bir soruşturma yürütmüş, İngiltere Savunma Bakanlığı soruşturma sonucunda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığının söylemişti.

Kurbanların avukatları, soruşturma sırasında askeri polis biriminin özel kuvvetler karargâhındaki birçok delilin yok edildiğini öne sürdü.

İngiliz güçlerinin Afganistan'da işlediği savaş suçlarına yönelik kapsamlı ifadelerin sonbaharda verilmesi bekleniyor. Ancak Savunma Bakanlığı, duruşmaların büyük bir bölümünün basına kapalı yapılmasını talep ediyor.

Üst düzey yetkililer durumdan haberdardı

BBC'nin araştırmasına göre SAS birliğinin kendi içinde paylaşılan e-postalarda üst düzey yetkililerin bu durumdan haberdar olduğu ancak yasal yükümlülükleri olmasına rağmen durumu polise bildirmediği ortaya çıktı.

E-postalarda yetkililerin "en son katliam" ve "gerçekten inanılır gibi değil" gibi ifadeler kullandığı tespit edildi.

'Öldür ya da yakala'

BBC'nin araştırması tek bir SAS birliğinin Kasım 2010'da Afganistan'da başlayan ve 6 ay süren bir operasyonunu inceliyor.

Afganistan'ın o dönemde en tehlikeli bölgelerinden bir tanesi olan Helmand eyaletinde görev yapan askerler kasıtlı gözaltı operasyonları veya diğer bir ismiyle 'öldür ya da yakala' baskınları düzenliyor ve önceden hedef olarak belirtilmiş Taliban komutanlarını yakalamayı ve bomba yapımını engellemek için çalışmalar sürdürüyordu.

Bu operasyonların planlanma aşamasında görev yapan çok sayıda kaynak, BBC'ye bu sürecin çok problemli olduğunu ve sık sık sivillerin hedef alındığını anlattı.

2011'de Helmand'da görevli olan ve baskınları düzenlemekle yetkilendirilen bir kaynak, "İstihbarat görevlileri Taliban üyesi olduğunu düşündükleri kişilerin listesini çok hızlı bir şekilde çıkarıyordu. Bu listeler sonra kısaca tartışılıyordu ve ardından askeri birliklere teslim ediliyordu" diye anlatıyor ve devam ediyor:

"Her şey çok acele bir şekilde yapılıyordu, herkesin üstünde çok baskı vardı. Listeye eklenen kişiler hakkında bir an önce karar verme zorunluluğu vardı."

Kaynaklar

Tartışma