The Jamestown Foundation: Orta Asya'daki yeni rekabet alanı “nadir toprak rezervleri”
Orta Asya ülkeleri, dünyadaki en büyük nadir toprak element rezervlerine sahip ülkeler olarak öne çıkıyor. Çin, Rusya ve Batı arasında başlayan yeni “büyük oyun” ve rekabet süreci nasıl sonuçlanacak?
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından The Jamestown Foundation'da, dünyada yeni bir “büyük oyun alanı” olarak tanımlanan nadir toprak elementlerinin Orta Asya ülkeleri üzerinden ortaya çıkan rekabet sürecinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Orta Asya'daki Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın yanı sıra Afganistan ve Moğolistan'dan oluşan yedi ülkenin dünyadaki en büyük nadir toprak mineralleri rezervlerine sahip olduğu belirtilen analizde, Batı, Rusya ve Çin arasında bu konuda yeni ve büyük bir mücadelenini başladığına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca; önümüzdeki dönemde bu mücadelenin daha da büyüyeceği tespiti yapıldı.
İşte The Jamestown Foundation'da yayınlanan analiz:
Orta Asya'nın; Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın yanı sıra Afganistan ve Moğolistan'dan oluşan yedi ülkesi, dünyadaki en büyük nadir toprak mineralleri rezervlerine sahiptir.
Bu durum uzun zamandır bilinmekle birlikte, özellikle son birkaç yılda yaşanan üç önemli gelişme bu rezervlerin önemini önemli ölçüde artırmıştır.
İlk olarak, nadir toprak elementlerinin modern teknolojideki artan rolü ve temiz enerjiye geçişteki rolü onları uluslararası ilginin merkezine taşıdı.
İkinci olarak, uzun zamandır Batılı firmalar için nadir toprak elementlerinin başlıca işleyicisi ve tedarikçisi olan Çin, Moskova'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ve bunu takip eden Batı yaptırımlarının ardından bu tedariki azaltmaya ve hatta kesmeye karar verdi. Bu karar Batı'yı Orta Asya'ya odaklanarak alternatif kaynaklar aramaya zorladı.
Üçüncüsü ise; Orta Asya ülkelerinin kendileri de Batı'nın bu sektöre müdahil olmasını, Pekin'in Moskova'yı bölgedeki en önemli güç olarak değiştirmesini engellerken Rusya'nın kontrolünü daha da azaltma umutlarının anahtarı olarak gördüler.
Gelinen noktada Orta Asya'daki tüm devletler, geçmişte petrol ve gaz satışından elde ettikleri kazançlara ek olarak ya da hatta onların yerine geçecek şekilde nadir toprak sektörlerini geliştirmekle ilgileniyor.
Ancak petrol endüstrisinde olduğu gibi, bu ülkelerin hiçbiri bunu kendi başlarına yapacak kaynaklara sahip değil ve sonuç olarak para için dış güçlere başvurmak zorunda kaldılar.
Yeni rekabet alanı
Bu durum Orta Asya devletleri ile en başta Çin, Rusya ve Batı'nın dahil olduğu yeni bir oyun ve rekabet başlattı.
Bu rekabet o kadar yoğunlaştı ki, bazıları buna iki yüzyıl önce Rusya ve İngiltere'nin Orta Asya'da nüfuz sahibi olmak için giriştikleri rekabete atıfta bulunarak "21. yüzyılın Büyük Oyunu" ifadesini kullanıyor.
Bu rekabetin öneminin bir göstergesi olarak uygun olsa da, yeni “Büyük Oyun” çok farklı ve çok daha geniş bir katılımcı grubunu içeriyor.
Mevcut ortam dış güçlerin rolünü kritik hale getiriyor ve hepsi de geçtiğimiz yıl bölgeye giderek daha üst düzey yetkililer gönderdi. Ardından da, Orta Asya devletlerinin temsilcilerini bölgedeki nadir toprak elementlerinin geliştirilmesini görüşmek üzere başkentlerine davet etti.
Rus gücünün geri çekilmesi ve Batı'nın geleneksel olarak neredeyse sadece petrol ve gaza odaklanması, Çin'in nadir toprak elementlerine yönelmesi için alan açtı.
Pekin özellikle Kırgızistan ve Tacikistan'da, nadir toprak madenciliğinin neredeyse tüm alanını kontrol ediyor ve nadir toprak pazarlarına hakim olma arzusuyla tamamen tutarlı bir politika ile liderliği ele geçiriyor.
Çin bu artan nüfuzunu; sadece Orta Asya'da değil, aynı zamanda bölgedeki diğer jeopolitik rakiplerine karşı da kullanabilir.
Şimdi ise Avrupa Birliği, İngiltere ve Batılı müttefikleri, bu konuya olan ilgilerini ve diplomatik faaliyetlerini önemli ölçüde artırdı ve uzman topluluklar görevlendirmeye başladı.
Rusya da bu mücadelenin içinde yer alıyor.
Ancak gündemi konusunda ikiye bölünmüş durumda olduğu için, bir yandan Batı'nın bölgedeki etkisini sınırlamak için Çin'in Orta Asya'nın nadir toprak sektörüne müdahil olmasını memnuniyetle karşılıyor diğer yandan da Ukrayna ile olan savaşı ile ilgileniyor.
Öte yandan Kremlin, nadir toprak pazarına yeni katılımcıların girmesinin fiyatları düşüreceğinden ve bunun da Rus ekonomisine büyük maliyetler getireceğinden korkuyor.
Kremlin şimdilik Orta Asya'da, tıpkı kendi ülkesinde olduğu gibi, petrol ve doğalgazın geliştirilmesine odaklanmış durumda. Çünkü Batı'nın nadir toprak arayışının Moskova'nın çıkarlarına karşı Batı'nın "yeni sömürgeciliğinin" bir parçası olduğuna inanıyor.
Bu da Kremlin'in Pekin'in çabalarından pek de hoşnut olmadığı anlamına geliyor.
Bölgedeki enerji kaynakları için rekabet, Orta Asya hükümetlerine bir dış ülkeyi diğerine karşı kullanma fırsatı verirken, ülkelerini bazı gerçek tehlikelere de açık hale getiriyor.
Bu tehditlerden bazıları bölge dışından geliyor. Çin ya da Rusya, Pekin ya da Moskova'nın nüfuzunun daha da azaldığını görmesi halinde daha agresif bir müdahale biçimini benimseyebilir.
Nadir toprak elementleri, önümüzdeki dönemde bu büyük oyunu daha da büyütecek gibi görünüyor.