The Jerusalem Strategic Tribune: Türkiye hem Orta Doğu hem de Kafkasya'daki konumunu güçlendiriyor
Azerbaycan ve İsrail ile ilişkileri, Türkiye'nin hem Orta Doğu hem de Kafkasya'daki bölgesel konumunu güçlendiriyor. ABD ve İsrail, eski sorunları bir kenara bırakarak Türkiye ile ortaya çıkacak fırsatlara odaklanmalı.
İsrail merkezli düşünce kuruluşu The Jerusalem Strategic Tribune'de Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin hem bölge hem de iki ülke için yeni fırsatlar sunduğu belirtilen analizde, Azerbaycan ve İsrail ile ilişkilerinin Türkiye'nin hem Orta Doğu'da hem de Kafkasya'daki bölgesel konumunu güçlendirdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem kararlı bir milliyetçi hem de bir realpolitik ustası olduğu belirtilirken, ABD ve İsrail'in eski sorunları bir kenara bırakarak Türkiye ile gelişecek fırsatlara odaklanması gerektiği belirtildi.
İşte The Jerusalem Strategic Tribune'de yayınlanan analiz:
İsrail ile ikili ilişkileri canlandırmak, Erdoğan'ın bölgede uyguladığı daha geniş bir yumuşama politikasının parçası haline geldi.
Türkiye ekonomisinin Suudi Arabistan ve BAE'ye olan ihtiyacı, İsrail ile Ankara arasındaki kanalların yeniden açılması için de yeni fırsatlar sunuyor.
Erdoğan hem kararlı bir milliyetçi hem de bir realpolitik ustasıdır. ABD ve İsrail, bundan sonra böylesine güçlü bir ülkenin başında yetenekli ve deneyimli bir lidere sahip olmanın sunabileceği fırsatlara odaklanmalı ve eski anlaşmazlıkları bir kenara bırakmalıdır.
Ancak İsrail'in Türkiye ile gelişen ilişkiler kesinlikle İsrail'in Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs ile olan ortaklıkları pahasına olmamalıdır.
Son dönemdeki işaretler Türkiye ve İsrail'in normalleşmeye devam ettiğine işaret ediyor.
Diğer yandan Türkiye'deki seçimlerden günler önce Türk istihbaratı, Türkiye topraklarında İran'a karşı faaliyet gösteren Mossad ajanlarından oluşan bir çeteyi çökerttiğini duyurdu. İsrail herhangi bir resmi yorumdan kaçındı ve Başkan Herzog ile Başbakan Netanyahu, seçimlerin ardından Erdoğan'ı tebrik eden ilk yabancı liderler arasında yer aldı.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin olumlu yönlerinden biri, İsrail ile Türkiye'nin “kardeş” ülkesi Azerbaycan arasında gelişen ekonomik ve güvenlik bağlarından kaynaklanmaktadır.
Türkler kendilerini Azerbaycanlılara diğer ülkelerden daha yakın hissediyorlar. Ayrıca, 2020'deki İkinci Karabağ Savaşı'ndan bu yana Azerbaycan ile ittifak, Türk ulusal güvenlik politikasının temel direklerinden biri haline geldi.
Bu üç ülke arasındaki ilişkiler adeta bir güç üçgeni oluşturuyor ve Türkiye'nin İran'a karşı hem Orta Doğu'da hem de Kafkasya'daki bölgesel konumunu güçlendiriyor.
29 Ekim'de Türkiye, cumhuriyetin ilanının 100. yıl dönümünü kutlayacak. Erdoğan bu yıl dönümünü, Osmanlı geçmişini Türkiye'ye nasıl karakterize ettiğini ortaya koymak için bir fırsat olarak kullanacak.
Türkiye-İsrail ilişkileri, Erdoğan'ın iktidarda olduğu son 21 yıl boyunca çok sayıda iniş ve çıkış yaşadı. Bu ilişkilerin tek sabit tarafı ise, iki yönlü ticarette istikrarlı büyüme olmuştur.
Erdoğan yeni bir döneme girerken siyasi ilişkiler de yükseliş trendinde. Bennett-Lapid hükümeti sırasında Türkiye ve İsrail arasındaki tam diplomatik bağlar yeniden sağlandı. Ramazan ayında Kudüs'teki kutsal yerler çevresinde yaşanan gerginlikler, Gazze'deki bir dizi çatışma ve Türkiye'deki zorlu seçim yarışından sonra bile, mevcut Netanyahu hükümeti normalleşme sürecinin dayanıklı olduğunu kanıtlandı. Daha önceki dönemlerde bu tür gelişmeler ilişkilerin bozulmasına yol açmıştı.
Ancak ne olursa olsun, İsrail'in diğer bölgesel bağlarında olduğu gibi Filistin cephesindeki gelişmeler de Türkiye ile ilişkilerinin geleceğini etkileyecektir.
Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma, yıllardır mümkün olmayan ve Doğu Akdeniz'de girişimlere olanak sağlayabilecek üçlü Türkiye-İsrail-Mısır işbirliği için de fırsatlar sunuyor.
Türkiye bölgede hayati bir oyuncu olarak kalacak ve bölgedeki değişim dinamiklerine ortak olmaya devam edecektir. Erdoğan kendini uzun bir oyun oynarken görüyor ve İsrail'in de uzun bir oyuna ihtiyacı var.