The National Interest: Trump'ın yeni dönemini şekillendirecek savaşlar
Suriye, Ermenistan, Ukrayna, Afrika ve Tayvan. ABD, Trump'ın yeni dönemini şekillendirecek savaşlar hakkında hangi adımları atacak?
ABD merkezli yayın organlarından The National Interest'de, Trump'ın yeni döneminde karşılacağı olası dış politika zorluklarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana neredeyse her ABD başkanının dış politika mirası kimsenin öngöremediği bir savaşla tanımlandığına dikkat çekilen analizde, Trump'ın yeni döneminde karşılaşabileceği çok sayıda çatışma alanına dair öngörülere yer verildi.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Suriye'deki hamlelerinin, Rusya-Ukrayna savaşının, Azerbaycan-Ermenistan geriliminin ve Çin Tayvan geriliminin geleceğine dair Trump'ın atacağı olası adımlar değerlendirildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana neredeyse her ABD başkanının dış politika mirası kimsenin öngöremediği bir savaşla tanımlandı.
George H.W. Bush için bu, Irak'ın Kuveyt'i işgaliydi. Bill Clinton bu mirası devam ettirdi. George W. Bush da yerel bir başkan olmaya çalıştı ancak 11 Eylül saldırılarından sonra ABD güçlerine Afganistan'a ve daha tartışmalı bir şekilde Irak'a girme emri verdi.
Barack Obama da “aptalca savaşları” sona erdirme sözü verdi. Ancak sadece Afganistan'da kalmak ve Irak'a geri dönmekle kalmadı, aynı zamanda ABD'yi Suriye ve Libya'ya soktu.
Biden yönetiminin dış politikasına ise Rusya'nın Ukrayna'yı işgali damgasını vurdu. Joe Biden ABD güçlerini bu savaşa göndermedi ama Ukrayna'ya silah ve savaş çabaları için başka şekillerde destek sağladı.
Özetle ABD'nin neredeyse tüm başkanları, mutlaka kendisini bir savaşın içerisinde buldu.
COVID-19 salgını Donald Trump'ın ilk dönemini gölgede bırakmış olsa da, Trump'ın kinci dönemi muhtemelen o kadar sakin geçmeyecek.
Kendisi müdahil olmayı seçse de seçmese de Trump'ın mirasını etkileyebilecek çok sayıda savaş alanı var.
Türkiye ve Suriye
Daha önce El Kaide ile işbirliği yapmış olan Heyet Tahrir el Şam'ın (HTŞ), Suriye'yi çok kısa bir süre içerisinde kasıp kavurdu ve Beşar Esed'in yaklaşık çeyrek asırlık hanedanlığına son verdi. Trump yaşanan sürecin ardından bu konuda Türkiye'yi kutladı ve;
“Türkiye'nin çok akıllı olduğunu düşünüyorum. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan düşmanca olmayan bir devralma gerçekleştirdi”
ifadelerini kullandı.
Heyet Tahrir el-Şam lideri Ahmed el-Şaraa şu anda uluslararası tanınırlık kazanmaya çalışsa da, bunu henüz kontrolü sağlamlaştıramadı ve Suriye'yi yeniden inşa etmek için 400 milyar dolara ihtiyaç duyuyor.
Trump yönetimini etkileyebilecek daha geniş bir mesele ise yeni Suriye rejiminin Suriye'deki ABD destekli “Kürt gruplar” (PKK/YD) için ne anlama geleceğidir.
Trump bu grupları kişisel olarak önemsemiyor olabilir ki, ilk döneminde onlara desteğini çekmekten çekinmemişti. Ancak riskler tartışmasız artık daha yüksek.
Hem Ahmed el-Şaraa hem de Iraklı Kürt lider Mesud Barzani, Türkiye'nin desteği ile egemenliklerini ve milliyetçi davalarını korumaya çalışıyor. Her ikisi de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözüne girmek için bu “Kürt gruplara” (PKK/PYD) saldırabilir.
Geçmişte Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed Türkiye'nin bu hedefini frenleyen bir unsurdu. Ancak onun gitmesiyle birlikte Türkiye ve vekilleri bu grupları yok etmeye çalışabilir.
Buna karşı çıkılması durumunda ise, Erdoğan'ın Suriyeli mülteciler konusunda Avrupa'ya yaptığı şantaj yeniden bir başka araç haline gelebilir.
Azerbaycan Ermenistan'a karşı
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ABD'nin 2020 seçimleri sırasında Karabağ'a askeri operasyon başlattı ve bölgeyi 2 aydan daha kısa bir süre içerisinde ele geçirdi.
9 Kasım 2020'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir ateşkes dayattı ve çatışmalar durdu.
Putin Ukrayna Savaşı ile meşgulken ve ABD bölgede zayıflık sinyalleri verirken, Aliyev Eylül 2023'te ikinci bir askeri harekat ile işi tamamen bitirdi ve bölgenin yeniden inşasına başladı.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in bu olayı “etnik temizlik” olarak tanımlamayı reddetmesi, Aliyev'in ve müttefiki Türkiye'nin elini güçlendirdi.
Geçtiğimiz haftalarda Aliyev, Avrupa sınır gözlem ekibinin bölgeyi boşaltmasını ve Ermenistan'ın silahlanmayı durdurmasını talep etti.
Ermenistan 2018'den bu yana yönünü Batı'ya çevirdi. Ancak Putin'in uzun bir hafızası var. Fırsat verilirse Ermenistan'dan intikamını alacaktır. Aynı durum, yönünü giderek Avrupa ve NATO'ya çeviren Moldova için de geçerli. Rusya Gürcistan üzerindeki kontrolünü ise çoktan sıkılaştırdı.
Afrika'daki vekalet savaşları
Trump Afrika'daki çatışmaları görmezden gelen ilk başkan olmayacak. Ancak bunu yapmanın ABD'yi savunulamaz bir risk altına sokacağı ilk başkan olabilir. Zira Çin kıtaya hakim olmaya çalışıyor.
Çin; ilk denizaşırı deniz üssünü 2017 yılında, Pentagon'un halen Birleşik Müşterek Görev Gücü-Afrika Boynuzu'nu konuşlandırdığı Camp Lemonnier'den sadece birkaç mil ötede, yani Afrika'nın Hord bölgesindeki Cibuti'de açtı.
Biden yönetimi sırasında Çin, ABD'nin ciddi bir karşı hamlesi olmaksızın stratejik konumunu güçlendirdi.
Çin'in Afrika Boynuzu'na müdahalesi daha da büyük bir tehdit. Tanınmamış bir ülke olmasına rağmen bölgenin tek demokrasisi olan Somaliland aynı zamanda nadir toprak yataklarına da sahip.
Çin Tayvan'a karşı
Trump'ın ekibinin hazırlık yapılması gerektiğini kabul ettiği tek olası çatışma Çin'in Tayvan'ı işgalidir.
Trump'ın ve danışmanlarının yaptığı açıklamalara bakılırsa, Çin'in Tayvan'ın ana adasını ele geçirmek için derhal “büyük bir çaba” göstereceğini varsaymamalıdır.
Pekin'e göre Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki taktikleri başarılı oluyor ve Trump'ın Tayvan'a yönelik teorik bir işgali basitçe ele almak yerine, bu işgalin ağır bir bedele dönüşeceğini ispatlaması gerekecek.
Ne de olsa Çin, Amerika'nın tepkisi olmadan adayı işgal ederse, ABD müttefikleri karşısında güvenilirliğini tamamen kaybedecektir.
Evet her ABD başkanı göreve bir gündemle gelir. Ancak gerçeklik hızla devreye girer.
Biden başkanlığı döneminde sorunların büyümesine izin verdi ve ABD'nin dış politikadaki zayıflığı ve kararsızlığı sadece irredentistleri ve düşmanları cesaretlendirdi.
Trump'ın beklemediği dış politika krizleri, muhtemelen Trump'ın yeni dönemini yeniden şekillendirecek. İlk döneminde şanslı olan Trump, bir sonraki yönetiminde bu kadar şanslı olmayabilir.