The National News: "Erdoğan'ın fotoğrafları Avrupa'nın başarısız diplomasiden kurtulma umudunun simgesiydi"
Erdoğan'ın geçen hafta Prag'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve düşmanı Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir masada paylaştığı fotoğraf, Avrupa'nın eski başarısız diplomasi yapma biçimlerinden kurtulma umudunun bir simgesiydi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa zaman içerisinde, dünyanın yükselen ilgi alanları için düzenlenen uluslararası zirvelerin masalarında, önemli gruplarla birlikte fotoğraflandı.
Aslında Erdoğan'ın bu son seyahatleri, böyle bir küresel parçalanma sürecinin düşündüğümüzden daha yakın olabileceğinin bir göstergesidir. Uluslararası hukuk, dünyanın münhasır hegemonik bölgelere bölünmemesi gerektiğini emrediyor.
Ortaya çıkan siyasi boşlukları kapatmak için, yeni bölgesel başa çıkma mekanizmalarına ihtiyaç duyulursa, bunun için Avrupa Siyasi Topluluğu'nu güçlendirmek tam zamanında bir adım olacaktır.
Erdoğan'ın geçen hafta Prag'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve düşmanı Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir masada paylaştığı fotoğraf, Avrupa'nın eski başarısız diplomasi yapma biçimlerinden kurtulma umudunun bir simgesiydi.
Erdoğan Eylül ayında Semerkant'taki masada, Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Devlet Başkanı Reisi'nin oturdukları kanepeden oldukça yüksek bir sandalyeye oturdu.
Geçen hafta Prag zirvesi dikkate değer bir ilk oldu. Bu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa liderliğindeki bir diyaloğun hala önemli bir rolü olduğunu göstermek için başlattığı çabaların meyvesiydi.
Macron'un Şubat ayında Putin'i savaştan döndürmek için uyguladığı diplomasi çabaları gibi, etkili olmak istediği bir vizyonu var. Bu yaz Elysee Sarayı'ndan yansıyan bir belgeselin görüntüleri, Fransız liderin "aşırı kişiselleştirilmiş diplomasi" dediği şeyi ortaya koydu.
Ancak Prag zirvesi farklı bir şeydi. Çünkü enerji fiyatları ve göç gibi ortak baskıları aynı platformda tartışmaya teşvik edilen toplam 44 ülke bu zirveye geldi. Bu ülkelerin arasında çatışma içinde olanlar veya eşiğinde olanlar vardı. Soğuk bir barış içinde sıkışıp kalmış düşmanlar bardı veya Brexit ile AB'den ayrılmış olan Birleşik Krallık gibi devletler vardı.
Toplantının konusu siyasi olduğu için gündem, Lizbon tarafından belirlenen kıtada insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü korumak gibi ana başlıklarda belirlendi. Fakat yine de buzların bir kısmının bu zirvede kırılmış olması dikkat çekiciydi. Ayrıca Norveç'in, Avrupalı komşularına tedarik etmek için elinden geldiği kadar doğal gaz kapasitesini seferber edeceği açıklamasına büyük önem verildi.
Diğer yandan zirve; İkinci Dünya Savaşı sonrası sanayiye kömür sağlama anlaşmalarında olduğu gibi köklerine doğru dönen bir birliği yeniden ortaya koydu. Ne de olsa AB kömürle bir araya getirildi ve bu yüzden gazla parçalanabilirdi.
Cumhurbaşkanı Maia Sandu tarafından bir sonraki toplantının yeri olarak Moldova olduğu açıklandı.
Ukrayna'daki savaşın yayılma riski ve Avrupa'ya sıçrama tehlikesi ile nasıl başa çıkabileceği ise Prag'daki tartışmaların bir başka temel başlığını oluşturdu.Rusya kendi nüfusu içinde kitlesel bir seferberlik yürütürken, Avrupalılar Ukrayna müttefiklerine daha fazla silah sağlamak için çabalıyorlar.
Önümüzdeki hafta Washington'da yapılacak yıllık Dünya Bankası toplantılarından bu ayın sonunda yapılacak Berlin AB/G7 zirvesine kadar, odak noktası Ukrayna'nın yeniden yapılanma ve yeniden geliştirme planları olacak. Bütün taraflar bunun risklerini biliyor. Ve bütün bu büyük zorluklar ve sürekli istikrarsızlaşan süreçler, Avrupa'nın birlikte hareket etmeye mecbur olduğu anlamına geliyor.