The Washington Institute: BAE, Türkiye ve Katar'ın askeri desteği Somali'de fark yaratıyor
Türkiye savunma anlaşmaları ve insansız hava araçlarıyla, Katar ve BAE ise askeri eğitim ve finansman desteği ile Somali'de fark yaratıyor. BAE, Türkiye ve Katar işbirliği, bölgede daha geniş anlamda etkili adımlar atabilir.
ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Washington Institute'de, uzun zamandır istikrarsızlık ve iç savaş ile boğuşan Somali örneği üzerinden, BAE, Türkiye ve Katar'ın bölgesel adımlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin Somali Ulusal Ordusu'na askeri desteğini genişletmesine ve Somali ile ikili bir savunma anlaşması imzalamasına dair gelişmelere değinilen analizde, Türk insansız hava araçlarının da Somali'nin terörle mücadelesinde fark yarattığına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca, BAE'nin uzun zamandır Somali'de askeri anlamda etkin faaliyetler yürüttüğü, Katar'ın da Somali'ye askeri finansman anlamında destek verdiği belirtilerek, olası bir BAE-Türkiye-Katar mekanizmasının bölgede daha geniş anlamda etkili olabileceği tespiti yapıldı.
İşte The Washington Institute'de yayınlanan analiz:
Birleşik Arap Emirlikleri kısa süre önce, Türkiye ve Katar'ın Somali'de artan faaliyetlerinden duyduğu hayal kırıklığı nedeniyle, Somali Ulusal Ordusu (SNA) tugaylarına sağladığı finansmanı azaltmaya başladı.
Bu kararın tetikleyicisi, Türkiye'nin Somali Ulusal Ordusu'na askeri desteğini genişletmesi, Somali donanmasına yardım başlatması ve ülkenin kıyı şeridinde etkin olmasını öngören ikili bir savunma anlaşması gibi görünüyor.
Dahası, Türkiye'nin dışında Katar da, Somali hükümetine önemli miktarda mali ve askeri destek sağlamaya devam ediyor.
Türkiye-Somali anlaşması, Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland bölgesinde BAE tarafından yenilenen Berbera limanını ticari ve askeri amaçlarla işletmesine izin veren büyük bir anlaşmanın ardından geldi.
Bu anlaşma, Somaliland'ın bağımsızlığına itiraz eden Mogadişu'yu alarma geçirdi. Şu anda hiçbir BM üyesi devlet bölgenin bağımsızlığını tanımasa da, Etiyopya liman düzenlemesi karşılığında bu engeli aşacağını düşünüyor.
Somali hükümeti böyle bir sonucu önlemek için "savaşa hazır olduğu" uyarısında bulunuyor. Başkan Hasan Şeyh Mahmud daha sonra davasına diplomatik destek toplamak için Eritre, Mısır ve Katar'a gitti.
Ağustos 2022'den bu yana Somali hükümeti, Somali'nin güney ve orta kesimlerini kontrol eden El Kaide bağlantılı grup Harakat al-Shabab al-Mujahedin'e (al-Shabab) karşı geniş çaplı bir askeri saldırılar yürüttü.
ABD tarafından eğitilen Danab Tugayı'nın öncülüğünde ve Türk hava araçlarının desteğiyle Somali ordusu, ülkenin güneyinde ve merkezinde önemli topraklarını kurtardı.
Ancak bu operasyonun ikinci aşaması, yakın zamanda kurtarılan bölgeleri elinde tutamaması ve yeterli kuvveti sahaya sürememesi gibi nedenlerle henüz fiilen başlatılamadı.
Somali'deki Afrika Birliği Geçiş Misyonu'ndan (ATMIS) 15,000 kişilik kuvvetin çekilmesi ve 2024 yılı sonuna kadar tamamen ayrılacak olması sorunu daha da acil hale getiriyor.
BAE'nin Somali'de artan askeri ayak izi
BAE'nin on yıllardır süren Somali iç savaşına katılımı, Birleşmiş Milletler'in insani yardım ve barışı koruma operasyonlarına asker katkısında bulunduğu 1993-94 yıllarına kadar uzanıyor.
BAE askeri danışmanları 2010 yılında, bölgede artan korsanlıkla mücadele etmek için kurulan ve Abu Dabi tarafından yıllık yaklaşık 50 milyon dolar finanse edilen Puntland Deniz Polis Gücü'nün (PMPF) oluşturulmasını sağladı.
Korsanlık tehdidi azaldığında, PMPF etkili bir şekilde terörle mücadele misyonuna geçti ve 2014'ten itibaren Galgala dağlarındaki ayrılılçı isyanı bastırmaya, 2016'da Puntland'a yönelik bir El Şebab deniz saldırısını püskürtmeye, ve DEAŞ'a karşı bölgeyi güvence altına almaya yardımcı oldu.
Ancak PMPF'nin terörle mücadeleye yönlenmesi, Kasım 2023'ten bu yana Puntland açıklarında korsanlığın yeniden canlanması ve yaygın yasadışı balıkçılık ve İran silah kaçakçılığının hız kesmeden devam etmesiyle nihayetinde asıl misyonunun zararına oldu.
BAE 2010'dan bu yana Bosaso'da PMPF için büyük bir üs geliştirdi ve Somali'deki toplam varlığını 180 askere kadar çıkardı.
Güç zaman zaman siyasi anlaşmazlıklara karışsa da BAE 2014 başkanlık geçişi ve 2018'deki Somaliland-Puntland çatışmaları gibi önemli durumlarda sorunları dizginlemede etkili oldu.
Dahası BAE 2014 yılında binlerce Somalili askeri öğrenciyi eğitmeye ve maaşlarını ödemeye başladı.
Buna paralel olarak BAE, yeni bir federal askeri polis birimi ve birkaç ordu tugayı oluşturulmasına yardımcı olmak için Somali'ye yatırım yaptı ve yakın zamana kadar 10.000 personel için finansman sağladı.
3.500-4.500 kişilik askeri polis birimi Uganda'da eğitim gördü ve geri kalanı Etiyopya ve Mısır'da yeni düzenli ordu tugayları oluşturdu. BAE, konuşlandırılan askerleri Camp Gordon'da düzenli olarak yeniden eğitti ve yeni tugaylara ödeme yapmak için ayda yaklaşık 9 milyon dolar sağladı.
BAE'nin rolünü, Türkiye ve Katar'ın çabalarıyla senkronize etmek, Somali hükümetinin El Şebab'a karşı başlattığı mücadele de bir güç çarpanı olabilir.
Gelinen noktada BAE, Türkiye ve Katar, Somali Ulusal Ordusu'na olumlu şekillerde yardımcı oluyor. Bu üç ülkenin kuracağı ve belki de ABD'nin de dahil olacağı güçlü bir koordinasyon mekanizması, bölgenin normale dönmesini sağlayabilir.
Böyle bir mekanizma aynı zamanda bölgede daha geniş anlamda da etkili olacak adımlar atabilir.