Trump mı, Harris mi? ABD başkanlık seçimi, Gazze ve Ukrayna’nın kaderini nasıl şekillendirecek?

Dünyanın dört bir yanında devam eden savaşların ardından gözler ABD başkanlık seçimine çevrildi. Çatışmalar, ABD başkanının kim olacağına bağlı olarak şekillenecek.

1. resim

ABD’nin çatışma alanlarında takındığı tavır, Beyaz Saray’da başkanlık koltuğunda kimin oturduğuna göre değişecek.

İsrail’in Gazze ve Lübnan’da sürdürdüğü ölümcül saldırılar ile devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı, ABD’nin yeni başkanını bekleyen en zorlu başlıklar arasında yer alıyor.

Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile Demokratların adayı Kamala Harris’in başkan olduğu iki ayrı senaryoda Washington yönetiminin savaş alanlarında nasıl tutumlar benimseyeceği merak ediliyor.

Hem Trump hem de Harris, İsrail’e kayıtsız şartsız desteğiyle biliniyor. Bununla birlikte, Gazze’ye saldırıların nasıl sona erdirileceğine ilişkin bir plan açıklamadılar.

Filistin meselesinde Trump senaryosu

Trump, 7 Ekim nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu eleştirdi, Hamas’a karşı sert bir üslup benimsedi.

Trump, bölgedeki tablo konusunda, “İsrail, Gazze'de başladığı işi bitirmeli ve hızlı bir sonuca varmalı.” sözleriyle dikkatleri üzerine çekti.

Bir açıklamasında “Bu iş bitsin” diyen Trump, “Barışa geri dönülsün. İnsanları öldürmeye son verin. Normale ve barışa dönmek zorundayız.” şeklinde ifadeler kullandı.

Netanyahu ile görüşen Trump, Tel Aviv’den Hamas’a karşı “zafer kazanmasını” istedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski ABD Başkanı Donald Trump
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski ABD Başkanı Donald Trump

Gazze’deki ölümlerin sona ermesi gerektiğini belirten Netanyahu, diğer taraftan Netanyahu'nun “ne yaptığını bildiğini” savundu.

Trump, 2016’da Beyaz Saray’da başkanlık koltuğunu devraldığı ilk döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyarak Filistinlilerin tepkisini çekti.

Cumhuriyetçi siyasetçi, İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında Abraham Anlaşmaları çerçevesinde ‘normalleşme’ sağladı. İsrail'in de karşı çıktığı İran nükleer anlaşmasından çekildi.

Trump, 2024 başkanlık seçimi öncesinde Michigan gibi kilit bir eyalette yaşayan Lübnan ve Arap kökenli seçmenlere işaret ederek ‘barış’ sözü verdi.

İsrail'in saldırıları Gazze'yi harabeye çevirdi.
İsrail'in saldırıları Gazze'yi harabeye çevirdi.

Bir X paylaşımında Gazze ya da İsrail’den söz etmeyen Trump, şu ifadeleri kullandı:

Lübnan'daki dostlarınızın ve ailenizin, komşularıyla barış, refah ve uyum içinde yaşama hakkı var. Bu ancak Orta Doğu'da barış ve istikrarla mümkün olabilir.

Harris senaryosu

Başkan Joe Biden ile kıyaslandığında, Kamala Harris'in Gazze'deki saldırıları durdurma konusunda sesini yükselttiği görülüyor. Harris, acil bir ateşkes ve rehine anlaşması çağrısında bulunuyor.

Temmuz ayında Harris, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Gazze'deki yaşananlara karşı sessiz kalmayacağını belirtti.

Harris, görüşme sonrası gazetecilere verdiği demeçte şöyle dedi:

İsrail’in kendini savunma hakkı var. Bunu nasıl yaptığı önemli. Gazze'de son 9 ayda yaşananlar yıkıcı bir tablo çiziyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris

Harris'in, İsrail-Lübnan sınırında da barış istediği biliniyor. Eylül ayında, İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesini ‘övgüyle’ karşıladı.

Ancak, ABD’deki Arap ve Müslüman topluluklara göre Harris, Gazze'deki savaşı hemen durdurma taahhüdünde bulunmuyor.

Kamala Harris’in, söz konusu hedeflere ulaşmak için net bir yol haritası sunmadığına dikkat çekiliyor. İsrail’e askeri desteği kesme gibi adımları gündeme getirmiyor.

Konuyla ilgili uzmanlar, Biden gibi Harris’in de iki devletli bir çözüm planı sunmadığına vurgu yapıyor.

2020'de Arap Amerikalı seçmenler, kritik eyaletlerde Joe Biden'ın zaferini sağlamada önemli bir rol oynadı. Ancak bugün bu seçmenlerin bir bölümü, Demokrat Parti'ye olan güvenlerini kaybettiklerini söylerken, ya Trump'a oy vermeyi ya da oy kullanmamayı tercih etmeyi planladıklarını dile getiriyorlar.

Rusya-Ukrayna Savaşı
Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Trump senaryosu

Donald Trump’ın başkan seçilmesinin Ukrayna için ‘felaket’ olabileceğine dair yorumlar yapılıyor. Başkanlığı döneminde Moskova ile yakın ilişkiler geliştiren Trump, 2016 seçim sonucu nedeniyle eleştiriliyor.

Trump’ın, 2016 seçimlerinde Kremlin’in müdahalesiyle Beyaz Saray’da başkanlık koltuğuna oturduğu yönündeki suçlamalar sıcaklığını koruyor.

Trump, savaşı "24 saat içinde" sona erdirecek “heyecan verici” bir barış anlaşması yapabileceğini iddia ediyor. Bu plan hakkında çok az ayrıntı paylaşan Trump, başkan yardımcısı adayı JD Vance'in bir röportajında belirttiği üzere, mevcut sınır hatlarına göre bir silahsızlandırılmış bölge müzakere edeceğini söyledi.

Bu durum, Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmiş olan Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporijya’nın yanı sıra daha önce işgal edilmiş Kırım üzerindeki kontrolünden vazgeçmesini gerektiriyor. Bu da Ukraynalıların istemediği bir şey.

JD Vance, Rusya’nın Ukrayna'nın NATO'ya katılmayacağına dair bir garanti almasının muhtemel olduğunu belirtti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve eski ABD Başkanı Donald Trump
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve eski ABD Başkanı Donald Trump

Konuya aşina kaynaklar, Trump’ın başkanlığının, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki çıkmazı sona erdirme fırsatı sunabileceğini yüksek sesle dile getiriyor.

Olası bir barış anlaşması, Kiev’in savaşta yenik taraf olarak görünmesinin önüne geçip, ABD’yi sürecin garantörü yapabilir.

Bloomberg’ün analizine göre Trump, maliyetli ve riskli bir savaştan çıkma arzusuyla hareket ediyor. Ancak, ABD desteğinin ani bir şekilde kesilmesinin Kiev’in güç olarak çökmesine yol açabileceğinden endişe ediliyor.

Olası bir Trump yönetiminde ABD’nin Ukrayna’ya yardımlarında azalma bekleniyor. Böyle bir girişimin, Ukrayna’nın savaş alanındaki durumunu zayıflatacağına dikkat çekiliyor. Diğer taraftan, “Rusya için ansızın bir zafer kapısı açılmaz.” şeklinde yorumlar yapılıyor.

Harris senaryosu

Savaşı sona erdirme planlarından bahsetmeyen Harris, Kiev yönetimini desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Batılı ülkeleri Ukrayna’ya askeri yardımları artırmaları konusunda teşvik ediyor.

Biden’ın yardımcısı, Rusya’nın 2022’deki işgalinden bu yana, ABD’nin Kiev’e 64 milyar dolardan fazla yardım ve silah gönderdiğini hatırlattı ve ekledi:

Eğer Rusya kazanırsa, Putin, Kiev’de oturacak ve gözlerini Avrupa’nın geri kalanına dikecek. İlk olarak Polonya’ya.

Biden yönetimi, Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor. Kiev’in ABD’den aldığı silahları Rusya topraklarında kullanmasını kısıtladılar.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris

Söz konusu tavırlar, NATO’nun tamamını Rusya ile karşı karşıya getirmenin önüne geçmeyi amaçlıyor.

Harris’in, Ukrayna’ya mevcut Amerikan desteğini sürdürmesi bekleniyor, ancak geniş ölçekli ek fonlama talepleri konusunda Kongre'de muhalefetle karşılaşması muhtemel.

Biden gibi, Harris de şu ana kadar Ukrayna’nın, kendisine sağlanan füzeleri Rusya’nın derinliklerine saldırılar için kullanma talebine yeşil ışık yakmadı.

Harris, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in ülkesinin güvenliğini sağlamak için NATO ittifakına katılma talebini geri çevirdi.

Tartışma