Türkiye bölgesel mimariyi yeniden inşa edebilir
Türkiye'de hızla bir değişim yaşanıyor. Türkiye'nin, Avrupa'dan Ortadoğu'ya ve ABD'ye kadar birçok ülke ile olan ilişkileri dikkat çekiyor.
Bir süre önce uluslararası izolasyonun eşiğinde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; son aylarda dünyanın ortaklık için haykırdığı bir zamanda gerçek liderlik gerektiren eylemler de dahil olmak üzere, geniş ve kapsamlı bir jeopolitik yeniden şekillenme başlattı.
Türk hükümeti, Ukrayna'ya kritik savunma yardımları yaptı. Aynı zamanda Erdoğan, kendisini Moskova ve Kiev arasında kritik bir arabulucu olarak konumlandırarak, uluslararası ateşkes çabalarına öncülük etti.
Ermenistan ile bir asırdır neredeyse var olmayan ilişkileri, yeniden açılan sınırlar ve karşılıklı yarar sağlayan ticari bağlarla normalleştirmek için çeşitli adımlar attı.
Erdoğan geçen ay, BAE ile ilişkileri düzeltmek için Abu Dabi'yi ziyaret etmişti. Ayrıca Erdoğan'ın talimatıyla Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Ocak ayında Manama'da Bahreyn Veliaht Prensi Salman bin Hamad Al-Khalife ile bir araya geldi ve Nisan ayının ilk haftasında da İsrail'i ziyaret etmesi planlanıyor.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Ankara'yı ziyareti, arka planda yapılan görüşmelerde de önemli bir atılıma yol açtı. İki ülke arasındaki İsrail-Filistin ihtilafı gibi pek çok farklılık, şüphesiz bir gecede veya tek bir toplantıyla çözülmeyecek.
Ancak Erdoğan'ın Herzog'u kollarını açarak karşılama görüntüleri, şüphesiz dünyanın “bölünme değil birlik ve çatışma değil güvenlik işbirliği” ihtiyacı hakkında umut verdi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin yenilenmesi küçük bir başarı değil. İlişkiler, 2010'da bir Gazze filosuna yapılan baskının etkileri ile dramatik bir şekilde sarsıldı. ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından ilişkiler daha da gerildi.
Yakınlaşmaya giden yol uzun ve dolambaçlıydı. Bazı Yahudi liderler de dahil olmak üzere ABD'deki birçok kişinin Washington'un Türkiye ile on yıllardır devam eden ittifakını sorguladığı bir zamanda, İsrail'e yönelik yeni bir Türk yaklaşımının tüm taraflar için nasıl faydalı olabileceği tartışıldı.
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Jeff Flake'in söylediği gibi, Türkiye'nin dış politikasındaki yeni yön Washington'da kabul edildi ve takdir edildi.
Son aylarda Türk Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin istikrarlı ve paha biçilemez bir güç olarak konumunu sağlamlaştırmak için yeni bir rota çizdi.
Türk halkı, yüzyıllardır doğu ve batı arasında bulunduğu bağlantı noktasında rakipsiz olarak uygarlığını sürdürmüştür. Türkiye, çizdiği bu yeni pragmatik dış politikası ile bölgesel mimariyi yeniden inşa edebilir.
Gelecek bilinmemekle birlikte, Türkiye'nin attığı birçok adım için teşekkür etmeliyiz.
Bu yeni dostluk bağları kırılgandır ve tüm taraflarca geliştirilmelidir. Hepimiz, geçmişteki yanlışlara dair kendi algılarımızı gözden geçirmek ve daha fazla barış ve istikrar arayışında nasıl bir araya gelebileceğimizi araştırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
Arabnews'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.