Türkiye enerjide yükselen bir oyuncu haline geliyor
Karadeniz'deki son sondaj başarısı ve bölgeler arası hidrokarbon boru hatları için öne çıkan coğrafi konumu ile Türkiye, dünyada doğal gaz sektöründe jeopolitik manzarayı şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir.
Ülke, yeni keşfedilen gaz kaynaklarını tamamen iç ihtiyaçlar için kullanarak hem siyasi bağımsızlığın hem de döviz harcamalarıyla ortaya çıkan cari açığın üstesinden gelmeye çalışacak.
Arka plan
Türkiye, iç talebi karşılamak için İran, Azerbaycan ve Rusya'dan bor hatları yoluyla doğal gaz ve Katar, ABD'den ise sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alıyor. Türkiye'nin 2019 yılındaki ithal gaz faturası, 41 milyar doları buldu.
Türkiye, Hazar bölgesinde üretilen hidrokarbonları Akdeniz limanı olan Ceyhan ve Çanakkale Boğazı üzerinden Avrupa'ya taşıyan ve bölgeler arası boru hatlarıyla stratejik olarak kendisini bir geçiş merkezi olarak konumlandırmış durumda.
Buna ek olarak Rus gazı, Güney Avrupa pazarlarını besleyen TürkAkım boru hattı üzerinden yine Türkiye'nin hak sahibi olduğu Karadeniz'den geçiyor. 1997'de Rusya ve Türkiye, 2003'ün başlarında devreye giren Mavi Akım boru hattını da geliştirdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin gaz ithalatını ve dış ödemeleri azaltmak ve nihayetinde bir gaz ihracatçısı olmak için iddialı hedefleri var. Son Karadeniz gaz keşifleri ile de ülke artık farklı stratejik seçeneklere sahip olacak.
2010-15 yılları arasında Kıbrıs, İsrail ve Mısır sularında 70 tcf'den fazla gaz keşfedildi. Doğu Akdeniz'deki faaliyetler, Kıbrıs, İsrail ve Mısır gaz kaynaklarının çevresindeki ticari gelişmeyi artırırken, Türkiye iddialı bir şekilde bu gelişmeye müdahale olarak bölgeye sondaj gemileri gönderdi. Bu hamle, Türkiye'nin kendi kalkınma planı çerçevesinde diğer güçlerle masaya oturma ve Kıbrıs suları üzerindeki egemenliğini savunma girişimiydi.
Romanya'nın Karadeniz'deki birkaç derin deniz keşfinden sonra Türkiye de, Tuna-1 kuyusu ile 2020'de ilk deniz keşfini gerçekleştirmiş oldu. Türk sondaj gemisi Fatih tarafından 2 bin 100 metre derinlikte açılan kuyu, toplam 4 bin 775 metre derinliğe ulaştı ve önemli bir gaz rezervine ulaştı.
Türkiye tarafından, Sakarya adı verilen bu bölge, Romanya, Bulgaristan ve Türk sularının kesiştiği noktada yer almaktadır. Türkiye'ni bu keşfini Türk milli petrol şirketi TPAO tarafından yapılan az iki ek keşif daha takip edecek gibi görünüyor. Bunlar Amasra ve Türkali.
2020 yılının ortalarından bu yana, Türk devlet petrol şirketi tahminen 540 bcm veya 20 tcf gaz kaynağı keşfetti. Sakarya gaz sahası, 2023'te devreye girdiğinde, günde tahmini 10.0 milyon metreküp (mcmd) veya günde 350 milyon fit küp ile potansiyel olarak iç talebin %30'unu karşılayabilecek. Maksimum üretimin 2028 yılına kadar 40 mcmd veya günde 1,5 milyar fit küp olacağı tahmin ediliyor.
Türkiye için son keşifler gaz arzını olumlu yönde etkiliyor. Mevcut gaz tedarik sözleşmelerinin yaklaşık %84'ü 2026 yılına kadar sona erecek. 2023'te üretime başlaması ve 2028 yılına kadar en yüksek üretime ulaşması planlanan Sakarya ile Türkiye, tedarik sözleşmeleri müzakere ederken artık bazı ticari seçeneklere sahip.
Türkiye'nin gelecek vizyonu
Türkiye'nin bu projeleri gerçekleştirebileceğini varsayarsak, ülkenin mevcut ve öngörülen LNG pazarında da dış gelir yaratabilecek mütevazı bir LNG ihracat tesisi geliştirmesi de mümkün olabilir. Bu da ülkenin enerji maliyetleri üzerinde net bir pozitif etki sağlacaktır. Küresel LNG ihracat pazarına giriş yapmak ve dış enerji harcamalarını azaltmak, Erdoğan'ın hedeflerinin gerçekleşmesine yardımcı olacaktır.
Diğer bir olasılık ise TürkAkım boru hattı üzerinden Rus gaz ihracatını azaltmak ve gazı Türk kaynakları ile değiştirmek olabilir. Rusya'nın TürkAkım üzerinden Bulgaristan'a gaz ihracatını zaten askıya almış olması ve sonuç olarak sistemin yeterince kullanılmaması ve yedek kapasiteye sahip olması nedeniyle, Doğu Avrupa'ya yönelik Rusya'nın ihraç gazının tamamen kısılması mümkün. Ve böyle bir durumda Türkiye bu hat üzerinden kendi gazını ihraç edebilir.
Türk gazının ikamesi ancak 2023'te Sakarya gaz sahası devreye girdiğinde gerçekleşecek. Ancak Türkiye'nin mevcut altyapıyı kullanarak AB'deki güney pazarlarına gaz katkısında rol oynayabileceği fikri artık bir hayal değil.
Erdoğan yönetimi Karadeniz kaynaklarını, hükümetin çıkarlarını en üst düzeye çıkarmak için kullanılacaktır. Gaz iç piyasaya girecek, ancak hükümetin bölgesel stratejisi için avantajlı olması durumunda ihracat planları değerlendirilecektir.
İsrail gazının AB'ye taşınması projesini de hesaba katacak olursak, jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye; Ukrayna-Rusya çatışması, NATO genişlemesi, enerji altyapısı ve Karadeniz gaz keşifleri ile şu anda küresel sahnedeki varlığını ve önemini artırıyor.
Middle East Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.