Türkiye ile İngiltere ticaret görüşmelerine yeniden başlıyor
İngiltere'nin yeni hükümeti, Türkiye ile serbest ticaret antlaşması (STA) müzakerelerine sonbahar aylarında başlayacağını açıkladı.
İngiltere'nin yeni hükümeti, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması (STA) müzakerelerine sonbahar aylarında başlayacağını açıklarken, Hindistan ve Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki ülkelerle STA görüşmelerine de kaldığı yerden devam edecek.
İki ülke arasında geçen yıl 23.5 milyar pound (30.7 milyar dolar) değerinde bir ticaret ilişkisi bulunuyor.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ekonomik büyümeyi hükümetinin ana hedeflerinden biri haline getirmişti. Starmer'ın İşçi Partisi 14 yılın ardından 4 Temmuz'daki seçimleri kazanarak iktidar olmuş, seçim döneminde ticaret anlaşması müzakereleri durdurulmuştu.
Hükümet tarafından yapılan açıklamada "Görüşmelere yeniden başlamak, İngiltere'nin işletmelerin uluslararası piyasalara erişimini sağlaması, istihdamı artırması ve (ekonomik) büyümeyi sağlaması için gerekli olan yüksek nitelikte ticari anlaşmalara varmaya yönelik ilk adımdır" denildi.
Ticaret Bakanlığı yeni hükümetin sonbaharda yapacağı ilk görüşmelerin Türkiye, İsrail, Güney Kore ve İsviçre ile gerçekleştirileceğini açıkladı.
İngiltere'nin bu dört ülke ile halihazırda serbest ticaret anlaşması bulunuyor. İngiltere'nin 2020'de Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasının ardından geçerlik kazanan bu anlaşmalar AB döneminde yapılan anlaşmalarla aynı şartlara sahipler. İngiltere anlaşmaların güncellenmesi için önceki hükümetler döneminde müzakereler yürütüyordu.
Al-Monitor: Türkiye ve İngiltere'nin genişletilmiş serbest ticaret anlaşması ülkelere neler getirebilir?
ABD merkezli Al-Monitor'de Türkiye'nin İngiltere ile olası serbest ticaret anlaşmasının ve ekonomik ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye ve İngiltere arasında yeni bir serbest ticaret anlaşması için görüşmelere başlandığı belirtilen analizde, böyle bir anlaşmanın her iki ülke tarafından da kazan-kazan olarak görüldüğü belirtildi.
Özellikle İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrıldıktan sonra küresel çapta yeni ortaklar bulma girişimlerine ağırlığı verdiği belirtilen analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise ülkesi için yeni ticari bağlar kurduğu, Körfez'den yatırım akışı sağladığı ve İngiltere ile ticari bağlarını derinleştirdiği belirtildi.
İşte Al-Monitor'de yayınlanan analiz:
İngiltere, Ocak 2020'de Avrupa Birliği'nden ayrılmasından bu yana Hindistan, Singapur ve Türkiye gibi orta güçlerle daha derin ilişkiler kurarak en büyük ticaret ortağı olan AB'den ayrılma sürecini bireysel olarak değerlendirmeye çalışıyor.
18 Temmuz'da Türkiye ve İngiltere yeni bir serbest ticaret anlaşması için görüşmelere başladıklarını duyurdular. Her iki ülkeden yetkililer ,Ankara'da bir araya gelerek mevcut serbest ticaret anlaşmasını gözden geçirdi ve yeniden müzakere etmek üzere harekete geçti.
İngiltere'de eski Yatırım Bakanı Dominic Johnson görüşmelerden önce Al-Monitor'a yaptığı açıklamada;
"İngiltere'nin Aralık 2020'de imzaladığı mevcut anlaşma çoğunlukla malları kapsıyor ve anlaşmanın gözden geçirilmesi sonucunda anlaşmayı hizmetler ve dijital gibi yeni alanlara genişleterek ekonomilerimize önemli ölçüde değer katabileceğimizi gördük."
ifadelerini kullanmıştı.
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağaptay da güncellenmiş bir ticaret anlaşmasının her iki ülkenin de yararına olduğunu belirtti.
Çağaptay;
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki yeni Türkiye tek başına bir güç ve büyümek için ekonomisine yeni girişlere ihtiyaç duyuyor. Erdoğan da tabii ki bu doğrultuda yeni ticari bağlar kuruyor, Körfez'den yatırım akışı sağlıyor ve bu da İngiltere ile de ticari bağları derinleştiriyor."
değerlendirmesinde bulundu.
Çağaptay'a göre İngiltere artık AB'de değil ve AB artık İngiltere için bir güç çarpanı işlevi görmüyor. Bu yüzden şimdi küresel gücünü pekiştirmek ve gücünü katlamak için küresel çapta müttefikler arıyor.
Nitekim iki ülke arasındaki ticaret 2022 yılında bir önceki yıla göre %30'dan fazla artarak 23,5 milyar sterline (30,23 milyar dolar) ulaştı.
Brüksel'deki Carnegie Europe'ta kıdemli araştırmacı olan Sinan Ülgen, anlaşmada yer alması muhtemel başlıklarda; finans, telekom, enerji ve ulaştırma gibi sektörlerini yanı sıra daha modern dijital hizmetler yer alacak.
Al-Monitor'a konuşan Ülgen; yeni anlaşmanın iddialı olacağını ve yürürlüğe girmeden önce müzakere edilmesinin üç ya da dört yıl alacağını belirti.
Center for Strategic and International Studies Avrupa, Rusya ve Avrasya programında kıdemli uzman olan İlke Toygur da, Türkiye'nin yıllardır serbest ticaret anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi için bastırdığını belirtti.
Toygur;
"İngiltere birlikten çıktığına göre, bir müttefikiyle kendi ticaret anlaşmasını müzakere etmek istemesi anlaşılabilir bir durum. Ayrıca bunun, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının ardından gelen stratejik bir jest olduğunu düşünüyorum"
değerlendirmesinde bulunarak, Erdoğan'ın bu ayın başlarında İsveç'in ittifaka üyeliğine sürpriz bir şekilde onay vermesine atıfta bulundu.
Toygur ayrıca;
"21. yüzyılın ekonomilerinin buna kesinlikle ihtiyacı var. Ancak bu anlaşmaların müzakere edilmesi gerçekten uzun zaman alıyor. Anlaşmaya dahil olan pek çok farklı çıkar grubu var. Hükümetler bunların hepsine göz kulak olmaya çalışıyor. Müzakereleri başlatmak siyasi iradeyi gösterir ama başlatmak sonuçlandırmaktan çok daha kolaydır."
değerlendirmesinde bulundu.