Türkiye Suriye'deki çıkarları için Astana Süreci ortaklarına karşı risk alabilir
Türkiye, bölgedeki kendi çıkarları hakkında Astana formatındaki ortaklarına karşı risk alabilir.
Geçtiğimiz günlerde üç ülke tarafından, Astana Süreci kapsamında Suriye konulu kritik bir zirve gerçekleştirildi. Türk, Rus ve İranlı taraflar ikili ve üçlü formatlarda görüşmelerde bulundular ve önemli konuları ele aldılar.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Rusya Devlet Başkanı ile yaptığı görüşmeler, Rusya-İran ilişkilerinin stratejik yönleriyle ilgiliydi. Her iki taraf da bölgede istikrarı sağlamak için ortaklığa desteklerini dile getirdi. İkili ilişkileri sürdürme konusundaki ikili taahhüt yinelendi ve İranlı lider Vladimir Putin'e Ukrayna'daki savaşı başlatanın Rusya değil, uluslararası güvenliği tehdit eden NATO olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti.
Putin'in İran Cumhurbaşkanı Reisi ile yaptığı görüşme, ikili siyasi ve ticari ilişkilerin genişletilmesi konusunda önemliydi. Yapılan açıklamaya göre Rusya, doğrudan finansal anlaşmalarda ulusal para birimini daha aktif kullanarak İran ile ortak projeler uygulayacağını açıkladı.
Ulusal İran Petrol Şirketi ve Rus Gazprom, yaklaşık 40 milyar dolarlık projeler üzerinde stratejik işbirliği anlaşması imzaladı. Ayrıca verilen bilgilere göre İran'ın sıvılaştırılmış doğal gaz piyasasına girmesini sağlamak için ikili bilimsel ve teknik işbirliği yapılacak.
Geçmişte ABD, Kremlin yetkililerini İran'ın gaz altyapısını genişletmenin sonuçları konusunda uyarmıştı. Ancak Batı'nın Rus ekonomisine yaptırımlar getirmesi nedeniyle Moskova'daki iktidar partisi, demokratik devletlerin önerilerini dikkate almadan Tahran ile işbirliğini yoğunlaştırdı.
Rus makamları, İran'ın 2015 nükleer programıyla ilgili P5 + 1 formatındaki anlaşmaya (JCPOA) uygunluğunun doğrulanmasına katılımlarını sürdürmek istiyor. IAEA organizasyonundaki Rus temsilcileri, İran'ın orta menzilli balistik füzeleri kullanma girişimlerini izlemek için çalıştı, bu nedenle Rus tarafı, bu füzelerin nükleer savaş başlıkları ile silahlanmadığına ve kitle imha silahlarının yayılması dışındaki amaçlar için test edildiğine inanıyor.
Soçi'deki 2018 toplantısında, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin bir parçası olarak, Cenevre merkezli Suriye siyasi sisteminde, yeni bir yan organ resmen hayata geçirildi. Suriye'nin BM daimi elçisi Geir O. Pedersen'in çabaları, BM'de bir Suriye anayasal meclisinin kurulmasına yol açtı. Meclis, yeni bir Suriye anayasası oluşturmayı ve hukukun üstünlüğü çizgisinde sistemik reformlar yapmayı hedefliyor.
Diğer yandan Türkiye, Rusya ve İran liderleri arasında Suriye konusunda imzalanan anlaşmaya göre, esas olarak Astana formatındaki ülkelerin insani faaliyetleri, BM misyonları ve diğer insani yardım kuruluşlarının faaliyetleri sayesinde Suriye toplumunun durumu iyileşiyor.
2022'nin Temmuz ayının başlarında, İran Dışişleri Bakanı Şam'ı ziyaret etti ve burada 11 yıldır iç savaşa maruz kalan bir ülkede Türk çıkarlarının uygulanmasının bölgedeki güvenlik ve Suriye'nin toprak egemenliği için bir tehdit olduğunu savundu.
Ankara ve Tahran, ABD'nin Kuzeydoğu Suriye'de YPG/PKK ile işbirliğine karşı çıkıyor. Astana formatı üzerinden bölgede barışı sağlama sürecinin bir parçası olarak ABD güçlerinin Doğu Fırat'tan çekilmesini talep ediyorlar. Bu karar, 20 Temmuz 2022'de Astana Süreci Zirvesi üyeleri tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tutumuyla mutabık kalarak alındı.
İki ülkede Amerikalıları DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG'li grupları desteklemekle suçluyor. Türk birlikleri sınırlarını koruyor ve sivilleri “terörist” birliklerden koruyor. Üç devletin başkanlarının aldığı pozisyona göre, tüm Suriye toprakları demokratik olarak seçilmiş Suriye hükümetinin kontrolü altında olmalıdır.
Ayrıca Ruslar da YPG/PKK'yı Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden terörist gruplar olarak tanıyor.
İran'ın dini lideri, Amerikalıların bölgedeki durumu istikrara kavuşturmaya karışmaması gerektiğini açıkça belirtti. Üç ülkenin her biri ABD'nin varlığını kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak algılıyor.
Moskova ve Tahran, Türkiye'nin bölgedeki askeri planlarına olumsuz bakıyor. Ancak Türkiye, bölgedeki kendi çıkarları hakkında Astana formatındaki ortaklarına karşı risk alabilir.
The Warsaw Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.