Vatandaşlık ve geçici koruma arasında sıkışmaya "Mavi Kart" çözüm olabilir mi?
Seçim atmosferi içerisinde siyasi tartışmalarda sıkça gündeme gelen Suriyeli sığınmacılar konusunda, Suriye’ye geri dönüş ve Türkiye’de oy kullanma arasında bir sıkışmışlık bulunmaktadır.
Türkiye’de son dönemin gözde konu başlıklarının başında Suriyeli sığınmacılar ve vatandaşlık tartışmaları geliyor. Resmi rakamlara göre şimdiye kadar 211 bin Suriyeliye vatandaşlık verildi. Bu kişilerden 120 bininin ise seçimlerde oy kullanabilecek yaşta olduğu açıklandı. Kamuoyu ve siyaset çevreleri ise konu üzerinde tartışmaları sürdürüyor.
Seçim atmosferi içerisinde siyasi tartışmalarda sıkça gündeme gelen Suriyeli sığınmacılar konusunda, Suriye’ye geri dönüş ve Türkiye’de oy kullanma arasında bir sıkışmışlık bulunmaktadır. Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacılar geçici koruma altındadır ve bu tanım sebebiyle Suriye’de savaş bittiğinde geri dönmesi beklenmektedir. Ancak ülkemizde bulunan Suriyeliler arasında birçoğu Türkiye’ye katkı sağlayabilecek, pozitif etki yaratabilecek ve ülke adına bir kazanım olabilecek potansiyele sahiptir. Türkiye’ye katkı sağlama potansiyeli olan Suriyelilere vatandaşlık verilmesi ise seçim ve oy kullanabilme tartışmaları yüzünden tıkanmıştır.
Türkiye’de 3,6 milyon Suriyeli sığınmacı ve Türkiye’de ikamet hakkına sahip 100 bin Suriyeli bulunmaktadır. Her ne kadar Suriyelilerin önemli bir kısmı gelecekte ülkelerine geri dönecek olsalar da Suriye’de barış olsa dahi ülkesine geri dönmeyecek olan bir kesimin olacağı aşikardır. Gelinen noktada sığınmacıların hukuki statüleri hem ülkemiz hem de sığınmacıalr açısından birçok sorun ortaya çıkarmaktadır. Mevcut durum hem Suriyelilerin topluma entegre olmasını engellemektedir, hem de Suriyelilerin Türkiye’ye daha fazla olumlu katkı sağlamasını zorlaştırmaktadır.
Bir yandan geçici koruma, diğer yandan vatandaşlık ve oy kullanma hakkı Suriyeliler noktasında adım atmayı engellemektedir. Türkiye’de bir süredir yaşıyor olmak, toplumsal uyumu sağlamış, belirli eğitim seviyesine sahip, Türkçe dil becerisine sahip ve suç işlememiş olmak gibi birçok farklı kriteri yerine getiren Suriyeliler için bir ara formül bulunmalıdır. Nitekim vatandaşlık formülü pratikte işlememektedir. Vatandaşlık süreçlerin hızlandırılması ise siyaseten farklı yorumlara yol açacaktır.
Bu ikilem arasında Suriyeliler için Avrupa’daki Türkler için 2009 yılında oluşturulan Mavi Kart uygulaması çözüm olabilir. Nasıl olabileceğine değinmeden önce, Mavi Kart nedir sorusuna yanıt aramak yerinde olacaktır.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne göre doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları, belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklıdır. Bu kişilerin, seçme ve seçilme, muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları ile askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü yoktur. Sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı olup bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabidirler. Bu kişiler, bir kadroya dayalı ve kamu hukuku rejimine tabi olarak asli ve sürekli kamu hizmeti görevlerinde bulunamazlar. Ancak kamu kurum ve kuruluşlarında işçi, geçici veya sözleşmeli personel olarak çalıştırılabilirler.
Kısaca, Mavi Kart sahipleri TC Kimlik No’ya sahiptirler ve bir Türk vatandaşı ile belirli haller dışında aynı haklara sahiptirler. Örneğin oy kullanamaz ve memuriyet görevinde bulunamazlardır. Avrupa’da Türk vatandaşlığını bırakmak zorunda kalan Türkler için yürürlüğe sokulan bu uygulama, Suriyeliler için de bir çözüm olabilir. 2009 yılında kanuna yapılan ekleme ile oluşturulan Mavi Kart uygulamasına yeni eklemeler yaparak, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan ve belirli şartları yerine getiren kişilerin de hak kazanması sağlanabilir. Böylelikle Türkiye’de yaşayan ve Türkiye’ye olumlu katkı sağlayabilecek Suriyeli sığınmacılar, geçici koruma statüsünden çıkmış olur, Türkiye’ye toplumsal olarak kendisini kalıcı hissetmeye başladığı için katkı sağlar.
Ancak Mavi Kart sahipleri Türk vatandaşı olmadığı için, Türkiye’deki seçimlerde yer alamaz, oy kullanamaz ve memuriyet görevini ifa edemez. Askerlik gibi bir yükümlülüğü de söz konusu değildir. Türk vatandaşlığını bırakmak zorunda kalan Avrupa’daki Türkler ile aynı hukuki statüye sahip olur. Böylelikle Avrupa’dan Türkiye’ye dönen Mavi Kart sahipleri gibi, Türkiye’de sosyal hayatta bir Türk vatandaşı ile aynı haklara sahip olur. İş yeri açabilir, ev satın alabilir ve toplumun bir parçası olarak kimlik numarası ile işlemleri yapılır. Her Türk vatandaşı gibi vergisini öder, çalışabilir ve sigorta primleri yatırılır.
Özellikle Türkiye’de doğmuş veya Türkiye’de okula giden Suriyeli sığınmacıların Mavi Karta hak kazanmaları veya velilerin hak kazanması sonucunda Mavi Kart sahibi olmaları, onları okul ortamında uyum sağlaması ve kendilerini Türkiye’ye ait hissetmelerine yardımcı olur.
Kısaca, Mavi Kart uygulaması Avrupa’da yaşayan ve Türk vatandaşlığını bırakmak zorunda kalan Türkler için tasarlanmış ve uygulanmış olsa da, kanunda yapılacak değişikler ile kapsamı genişletilebilir ve Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacılara oy kullanma hakkı olmadan, toplumun bir parçası olmanın yolu açılabilir..