War on the Rocks: Yapay zekanın ilerlemesi ile insanlığı yeni bir gerçeklik bekliyor!
Sadece on yıldan kısa bir süre içinde şu andaki teknolojik aletler Taş Devri aletlerine dönüşecek! Hızla gelişen yapay zeka teknolojisi gerçeklik algımızı tamamen değiştirecek mi?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından War on the Rocks'da yapay zekada yaşanan gelişmelerin ve bu gelişmelerin insanlığın geleceğine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Yapau zeka alanındaki gelişmelerin, gerçeklik algımız üzerindeki etkisinin giderek daha fazla hissettirdiği tespiti yapılan analizde, yapay zekadaki gelişmelerin yakın gelecekte mavi yakalı ve beyaz yakalı işlerimizin çoğunu yapacak olan unsurlarla birlikte hayatımızın merkezine yerleşeceği belirtildi.
Analizde ayrıca; yapay zekanın gerçeklik algımızı değiştireceği ve yapay zekanın tüm gezegeni tek bir bütün halinde kapsayacak şekilde ölçekleyebildiğine dikkat çekildi.
İşte War on the Rocks'da yayınlanan analiz:
Yapay zekanın karmaşıklığı ve yaratıcılığı ile ilgili yeteneklerini keşfetmek, bireylerin bilinç, varoluş ve zekanın doğası hakkındaki mevcut fikirlerine ilişkin derin sorularla yüzleşmelerini gerektirebilir.
Günümüzün Yapay zeka uygulamaları artık fütüristik bir teknoloji değil. Navigasyon sistemleri, akıllı ev cihazları ve sanal asistanlar (Siri ve Alexa) üzerindeki öneri algoritmaları gibi hayatımızın her alanına giderek daha fazla entegre olmaktadır.
Yakın zamanda düzenlenen Tesla “We, Robot” etkinliğinde Elon Musk, yapay zekanın otonom taksiler, kamyonetler ve insansı robotlar (Optimus) gibi potansiyel olarak kazançlı ürünler yaratmak için nasıl kullanılabileceğine dair net örnekler gösterdi.
İnsansı robotlar yürüme, bebek bakıcılığı, market alışverişi ve çim biçme gibi çeşitli günlük görevleri yerine getirmek üzere tasarlandı ve yakın gelecekte, mavi yakalı ve beyaz yakalı işlerimizin çoğunu yapay zeka yapacak.
Şu anda Mid Journey ve ChatGPT ile yaşadığımız şey de tam olarak bunlara hazırlık.
İnsan zekasını ve yaratıcılığını taklit eden bu yapay zeka teknolojileri insanları bir tür varoluşsal vertigoya sürüklüyor.
Modern dünya birçok yönden kişisel değerimizi ekonomik değer üretme becerimizle ilişkilendiriyor. Dolayısıyla, yapay zeka işimizin çoğunu yapmaya ve daha iyi ekonomik değer üretmeye başladığında, bizi geçerli ve değerli kıldığını düşündüğümüz şeyi tehdit eder hale gelebilir.
Yapay zekanın yetenekleri önümüzdeki dönemde de akıl almaz bir hızda artacak ve günümüz teknolojisini on yıldan kısa bir süre içinde Taş Devri aletleri gibi gösterecek.
Örneğin, Our World in Data'dan alınan aşağıdaki grafikte GPT-3.5 ve GPT-4'e bakıldığında, bu iki model sadece bir yıl arayla piyasaya sürülmüştür. Ancak eğitim yetenekleri ve veritabanları neredeyse 10 kat artmıştır.
Çoğumuz yapay zekanın uygarlığımız üzerindeki kültürel ve toplumsal etkilerini hala hayal bile edemiyoruz. Zira insan beyni zaman ve ölçekle sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla, belirli bir sınırın ötesinde düşünemez ve kavrayamayız.
Öte yandan, yapay zeka tüm gezegeni tek bir entegre bütün halinde kapsayacak şekilde ölçeklenebilir.
Daha da önemlisi, bir yapay zekanın zaman ufku çok daha uzun, potansiyel olarak yüzlerce hatta binlerce yıl olacaktır. Bu da yapay zekanın olaylara insanlardan çok daha geniş bir perspektiften bakmasını ve analiz etmesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak, yakın gelecekte insanlar yapay zekayı ölümsüzlüğe sahip çok daha üstün bir varlık olarak algılamaya başlayabilir.
Yapay zeka gerçekliğimizi değiştirecek mi?
Gerçekte, her bireyin gerçekliği tamamen özneldir ve tek bir nesnel gerçeklik yoktur.
Örneğin, aynaya baktığınızda, bir şekilde gördüğünüz şeyin gerçeklik ya da gerçekliğin bir parçası olduğuna inanırsınız. Aynadaki kişi ile siz farklı değilsiniz. Ancak aynadaki kişi gerçek değildir. Sadece sizin eylemlerinizi taklit eder.
Aynı durum tüm ChatGPT ve diğer yapay zeka araçları için de geçerlidir. Yapay zeka, kendi gerçeklik sorunumuzun uzantısıdır.
Şu anda ChatGPT'yi günlük küçük sorunlarımızla ilgili yanıtlar almak için kullanıyoruz. Ancak yarın yapay zeka, insanların duygusal sorunlarına, bir insanın başkalarına sağlayabileceği aynı duygu yelpazesiyle yanıt vermek üzere eğitilebilir.
Örneğin, canlı bir sohbet robotu arkadaşınız gibi davranır ve hayatınızdaki bazı sorunlarla ilgili öneriler sunar.
Eninde sonunda çaresizlikten ya da kendini gerçekleştirmekten dolayı dışarı çıkıp yapay zeka aracılığıyla gerçek bir insan bağlantısı bulmaya çalışacak insanlar olacaktır.
Bilim kurgu değil
Replica adlı bir yapay zeka kullanan insanların yapay zekalara aşık olduklarına ve daha sonra kalplerinin kırıldığına dair raporlar var.
Bugün, kelimelere uygun derecede duygusal ağırlık verebilen yapay zeka ses sentezine sahibiz. Birkaç metinle, gerçeğinden çok daha güzel ve iyi bir süper model yaratılabilir.
İyi ya da kötü yapay zeka ilerlemeye devam ediyor ve onunla nasıl ilişki kuracağını bulmayı insanlara bırakıyor.
Gelecekte yapay zeka o kadar insani bir hal alacak ki, bazı insanlar yapay zekaların bilinçli bir aileye ait olup olmadığını sorgulayabilir.
Yapay zeka ilerledikçe ve hayatımızın çeşitli yönlerine sızdıkça, gerçeklik algımız üzerindeki etkisi giderek daha önemli hale geliyor.
Yapay zekanın gerçeklik anlayışımızı şekillendirmesinin önemli bir yolu, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerine dahil olmasıdır.
Yapay zeka güdümlü simülasyonlar gerçeklik algımızı derinden etkiliyor. Bu simülasyonlar, son derece gerçekçi ve sürükleyici sanal ortamlar yaratarak gerçekliğin doğasına ilişkin anlayışımıza meydan okuyor.
Örnek olarak; kısa bir süre önce, ChatGPT'nin bir metinden video oluşturma aracı olan Sora, Üretken Yapay Zekaya dayalı bazı videolar yayınladı. İlk bakışta, yüksek kalite dokular, sahnelerin dinamikleri ve tutarlılık nedeniyle, bu videoların yapay zeka tarafından üretildiğini söylemek çok zor oldu.
Sanal ve fiziksel dünya arasındaki sınır bulanıklaştıkça, “gerçek” ve “sanal” arasındaki ayrım daha karmaşık hale geliyor. İnsanlar, riskleri şu anda göz ardı ederken, yapay zeka kullanımı ve üretimi hızla devam ediyor.