Washington Post: ABD'nin Gazze ile ilgili görüşme trafiğinin perde arkasında hangi kararlar alındı?
ABD'nin Ortadoğu ve Körfez görüşme trafiğinin perde arkasında hangi kararlar alındı? ABD ve bölge ülkelerinin, üzerinde anlaştıkları 5 maddelik yol haritasında neler var?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Washington Post'da, ABD'den üst düzey yetkililerin Gazze savaşının sona ermesine dair gerçekleştirdikleri Ortadoğu ve Körfez turlarının arka planında yaşananlara dair bilgilerin verildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in Ortadoğu, Körfez turları ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve ABD'nin Orta Doğu'dan sorumlu yardımcısı Brett McGurk'ün Suudi Arabistan ve İsrail'e yaptığı ziyaretlerde alınan kararlara yönelik bilgiler verilen analizde, 5 maddelik bir yol haritasına da yer verildi.
İşte Washington Post'da yayınlanan analiz:
Gazze savaşının başından bu yana en can alıcı soru; “savaşın bitmesi nasıl mümkün olacak” oldu.
Yedi korkunç ayın ardından bu sorunun cevabına dair, ufukta hala net bir yanıt görünmüyor. Ancak olası bir neticenin şekli hakkında bazı netlikler ortaya çıkıyor.
Daha önce ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in Ortadoğu ve Körfez turları ve geçtiğimiz hafta ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve ABD'nin Orta Doğu'dan sorumlu yardımcısı Brett McGurk'ün Suudi Arabistan ve İsrail'e yaptıkları ziyaretin ardından, savaşın nihai sonucunun parametreleri daha belirgin hale geldi.
Orada yaptıkları konuşmalar bilgi sahibi kaynaklar tarafından özetlendi.
Görüşmelerde ABD'li yetkililer tam olarak bir yol haritası çizemedi. Bu ziyaret de daha çok, bir dizi trafik işareti ve hız sınırı belirlendi.
Ancak gelişmeler; İsrail'in savaş operasyonlarının kademeli olarak sona ereceğine ve hala belirsiz olan "savaş sonrası" sürecin başlayacağına işaret ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının İsrailli ve Hamas liderleri için tutuklama emri çıkarma kararı alması durumu daha da karmaşık hale getirdi.
İsrailli bir kaynak, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararı ile ilgili;
“Bu karar, henüz anlamadığımız bir şekilde her şeyi değiştirdi.”
değerlendirmesinde bulundu.
Bu savaşın nasıl sona erebileceğini anlatmanın en kolay yolu, taraflar arasında perde arkası görüşmelerle keşfedilen ancak henüz açıkça ifade edilmeyen geçici mutabakatları açıklamaktır.
Peki bu görüşme trafiğinin perde arkası görüşmelerinde hangi kararlar alındı?
1. Gazze savaşının başlamasının ardından pek çok kişinin korktuğu “bölge çapındaki bir savaş” tehlikesi kontrol altına alınmış gibi görünüyor.
Bu kısmen İran ve ABD arasında geçen hafta Umman'da McGurk ve İran'ın Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Keni arasında yapılan toplantı da dahil olmak üzere yürütülen sessiz görüşmelerden kaynaklanıyor.
Diyalog boyunca ABD, İran'ın gerilimi tırmandırmasına nasıl karşılık verebileceği konusunda açık uyarılarda bulundu. Bu uyarılar, ABD'nin Suriye ve Irak'ta İran destekli milislere karşı düzenlediği ve bu ülkelerdeki ABD birliklerine yönelik saldırıları durdurmuş gibi görünen askeri saldırılarla pekiştirildi.
Yemen'deki İran destekli Husi isyancılar Kızıldeniz'deki gemilere insansız hava araçlarıyla saldırmaya devam ediyor ancak ABD güçleri tarafından neredeyse her gün karşı saldırıya uğruyorlar.
İran tarafı aynı zamanda Başkan Donald Trump'ın 2015 nükleer anlaşmasını iptal etmesinin ardından ülkenin nükleer programına da bazı sınırlamalar getirdi. İran uranyum zenginleştirmesini yüzde 60'ta tutmayı ve bu seviyeye kadar zenginleştirilmiş yakıt stokunu sınırlamayı özel olarak kabul etti. İran ayrıca yeni santrifüj kurulumunu sınırlandırdı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gözlemcileriyle işbirliğini sürdürmeyi kabul etti.
Konuyla ilgili Wahington Post'a konuşan bir yetkiliye göre, Pazar günü Reisi'nin helikopteri düştüğünde İran'ın ABD'den helikopterin yerini tespit etmek için acil yardım talep etmesi ve muhtemel yeri gösteren bir harita göndermesi İran-ABD diyaloğunun bir işareti.
ABD'li analistler Reisi'nin ölümünün İran'ın içeride ya da dışarıdaki eylemleri üzerinde önemli bir etkisi olacağını düşünmüyorlar. Çünkü Reisi'nin yaşlanan dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in yerine geçme ihtimalinin olmadığını düşünüyorlar. Bunun yerine Hamaney'in halefinin muhtemelen Devrim Muhafızları'nın gözdesi olarak görülen oğlu Mücteba olacağını belirtiyorlar.
2. İsrailli liderler Hamas'ın Refah'ta kalan dört taburuna yapılacak son saldırı konusunda görüş birliğine vardı.
İsrail'in birkaç hafta önce düşündüğü iki tümenli ağır saldırı yerine hükümet ve askeri liderler, ABD'li yetkililerin daha az sivil kayıpla sonuçlanacağını düşündüğü ve bu nedenle Biden'ın karşı çıkmayacağı daha sınırlı bir saldırı öngörüyor. ABD'li yetkililere göre Refah'ta toplanan yaklaşık 1.5 milyon Filistinlinin en az 800 bini bölgeyi terk etti.
3. Hamas Gazze'de varlığını sürdürecek olsa da İsrailli liderler Hamas'ın organize askeri kapasitesinin yaklaşık yüzde 75'inin yok edildiğini ve Refah operasyonunun da Hamas'ın kalan kapasitenin çoğunu ortadan kaldıracağını belirtiyor.
Hamas ayakta kalıp savaşmak yerine gerilla gücü olarak halkın içinde kalmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu durum, Batı Şeria'da olduğu gibi burada da isyancılara karşı düzenli baskınlar düzenlemeyi planlayan İsrail için sürekli bir baş ağrısı olacak.
Aslında Batı Şeria, Gazze'nin ileride nasıl gelişeceği konusunda bir model olabilir.
4. İsrail savunma yetkilileri, "savaş sonrası" için, kısmen Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki idari görevlilerinden oluşan bir Filistin güvenlik gücünü içeren bir strateji üzerinde anlaştı.
Bu Filistin gücü, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ılımlı Arap devletleri tarafından desteklenen Filistin ileri gelenlerinden oluşan bir yönetim konseyi tarafından denetlenecek.
Başbakan Binyamin Netanyahu hariç İsrailli yetkililer bu planı kabul ediyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir yetkiliye göre, Hamas müzakerecileri Mısır'a, ABD'nin müzakere ettiği ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasının son taslağında yer alan "geçiş dönemi düzenlemesi"nin bir parçası olarak Gazze'deki bu yönetim birimini kabul edebileceklerini söylediler.
5. Suudi Arabistan, ABD ile İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini de içeren bir güvenlik anlaşmasının "neredeyse nihai" taslağını kabul etti.
Sullivan'ın Pazar günü Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmelerin özetinde, bu anlaşmanın bir parçası olarak, krallığın Filistin sorununa iki devletli bir çözüm için "güvenilir bir yol" üzerinde anlaşmaya varılmasını beklediği ve bunun daha önceki Suudi söyleminin yumuşatılması anlamına geldiği belirtildi.
Gazze çatışmasının nihai çözümünde Suudilerin rolü çok önemli olacaktır.
Savaşın sona ermesinin başlangıcı, Biden yönetiminin aylardır aradığı ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşması olacak.
Bu konuda da bazı ilerlemeler kaydedildi. ABD'li yetkililer, İsrail Refah'a saldırmayı planlasa da görüşmelerin önümüzdeki günlerde yeniden başlayabileceğine inanıyor.
Zira; savaşı nihai olarak sona erdirecek bir anlaşmanın unsurları kağıt üzerinde mevcut.
Netanyahu hükümeti, ayrıntıların çoğuna karşı çıktığı için nihai anlaşmayı yapmak gelecekteki bir İsrail hükümetine düşebilir.
Ancak artık olası bir çıkış rampasının hatlarını gördüğümüzü söyleyebiliriz.