gdh'de ara...

19FortyFive: Ukrayna'ya daha fazla askeri yardım ABD ve Batı'nın ulusal güvenliğini riske atabilir

ABD ve birçok Batı ülkesi Ukrayna'ya o kadar çok silah verdi ki, kendi cephanelikleri alarm veriyor. Ukrayna'nın Kırım'a kadar ilerleyerek nükleer bir tepki doğurabilecek saldırısını desteklemek çılgınlık olur.

1. resim

Geçtiğimiz hafta Rusya, Ukrayna'nın enerji altyapısına yönelik en şiddetli füze saldırılarından birini başlattı ve bildirildiğine göre en az 76 seyir füzesi ateşleyerek ülke genelinde birden fazla şehri vurdu. Ukraynalı yetkililer, ülkenin yarısının elektriğinin kesildiğini, Kharkiv'in elektriğinin tamamen kesildiğini açıkladı.

Bu saldırının ardından Ukrayna'nın şu andaki sıkıntılarına ek olarak, Ukrayna'daki yetkililer ayrıca Rusya'nın yeni ve büyük bir saldırıya hazırlandığı konusunda bir uyarıda bulundu.

Ukrayna bu olası saldırı için yeterince hazırlıklı olmayabilir ve Batı'dan büyük miktarda yeni destek talep etmiş olabilir. Ancak bu talep yerine getirildiği takdirde ABD'nin ulusal güvenliğini de kabul edilemez bir riske atabilir.

The Economist Perşembe günü Rusya-Ukrayna savaşını, Kiev'deki en üst düzey üç yetkilinin bakış açısından değerlendiren bir değerlendirme yayımladı. Aynı gün The Guardian'da Ukrayna Savunma Bakanı Reznikov da benzer uyarılarını yineledi.

Bütün değerlendirmeler, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savaşındaki konumunun genel olarak düşünülenden daha tehlikeli olduğunu ve kazanma şansına sahip olmak için büyük ek askeri ve mali destek almaları gerektiğini ortaya koydu.

Washington, Kiev tarafından yapılan taleplerin kapsamını ABD'nin kendi ulusal güvenliği üzerindeki etkilerine karşı dengelemek zorunda olduğundan, bu durum ABD'yi tehlikeli bir konuma getiriyor.

Sonuç olarak ABD; Ukrayna'nın savunmasına bir yere kadar yardım edebilir ancak Kiev'e tedarik sağlamak kendi ulusal güvenliğimizi riske attığında frene basmalıdır.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Komutanı Zaluzhny, Rusya'nın "1.500 km'lik cephe hattı" boyunca Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine büyük baskı uyguladığını açıkladı. General; "Bu hattı korumak ve burada daha fazla zemin kaybetmemek çok önemli. Çünkü kaybettiğimizde burayı kurtarmak, korumaktan on ila 15 kat daha zor" ifadelerini kullandı.

Zaluzhny ayrıca, Rusların cephe gerisinde bir kış taarruzu başlatmak için yeni ve büyük bir kuvvet inşa ettiklerini belirtti.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Komutanı Zaluzhny;"Bu düşmanı yenebileceğimizi biliyorum. Ama kaynaklara ihtiyacımız var. En az bin 300 tanka, 600-700 IFV'ye (piyade savaş araçları) ve 500 obüse ihtiyacımız var. Zelensky'nin generallerinin bu hedefi gerçekleştirme şansına sahip olması için askeri donanıma ihtiyacı var." açıklamasında bulundu.

Ancak bu açıklamalara rağmen Ukrayna'nın kendisini koruması hatta 2014'ten bu yana kaybettiği tüm toprakları geri almasını sağlamak için daha fazla ekipman almak ABD için iki büyük muammayı beraberinde getiriyor.

İlk olarak, eğer Zaluzhny haklıysa ve bu kadar çok yeni teçhizatla Ukrayna birlikleri Rus birliklerini geri püskürtebilirse ve Zelenskiy, Kırım'ı askeri olarak yeniden ele geçirme niyetindeyse, Rusya'nın taktik nükleer silahlara başvurma şansı hızla artacaktır.

İkinci olarak, Batı'nın Ukraynalı generalin talep ettiği miktarda techizatı nereden alacağı net değil. Economist'e göre Zaluzhny'nin istediği zırhlı araç sayısı çoğu Avrupa ordusunun toplam zırhlı kuvvetlerinden daha büyük bir cephanelik anlamına geliyor.

ABD ve diğer birçok Batı ülkesi Ukrayna'ya o kadar çok silah ve cephane verdi ki, kendi cephanelikleri tehlikeli derecede düşük seviyelere geriledi.

Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Almanya, Ukrayna'nın aradığı türde modern tanklara ve toplara sahip görünüyor. Ve şimdiye kadar hiçbiri kendi kuvvetlerinin ulusal güvenliklerini sağlamak için ihtiyaç duydukları bu unsurları Ukrayna'ya vermeye yanaşmadı.

Eğer Biden yönetimi, talep ettiği tüm silahları Zelensky'ye verirse Ukrayna'nın Rusya'yı Ukrayna'dan çıkarmak için ilerleme kaydetmesi olasıdır. Ancak böyle bir durum ABD'nin kendi zırhlı gücümünü tüketerek ulusal güvenliğini riske atacaktır.

Diğer yandan bu destek sağlanır ve Rusya'nın Kırım'daki kontrolü tehlikeye girerse, Putin'in nükleer silahlara başvurma ihtimali tavan yapacaktır.

Daha birkaç gün önce Putin, Rus toprakları riske girerse nükleer silah kullanmayı düşüneceğini yeniden ilan etti. Siyasi yelpazedeki Ruslar, Kırım'ı "kutsal" Rus toprağı olarak görüyor. Bu nedenle Ukrayna'nın Kırım'a kadar ilerleyerek nükleer bir tepki doğurabilecek saldırısını desteklemek çılgınlık olur.

Ukrayna'nın bu savaştaki ulusal güvenlik çıkarları açık ve haklıdır. Rus işgalcileri püskirtmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Batı'da hiç kimse onların tutumlarını veya hedeflerini sorgulamaz. Ancak bununla birlikte, Amerika'nın ve diğer Batı ülkelerinin hayati olan ulusal çıkarlarının da önemli olduğunu belirtmek gerekiyor.

Washington'un ilk ve en önemli sorumluluğu, NATO müttefiklerine karşı karşılıklı savunma anlaşması yükümlülüklerini yerine getirirken kendi güvenliğini sağlamaktır.

Kiev'in silah arzusunu tatmin etmek ABD'nin kendi güvenliğini riske atıyorsa, o aşamada ABD bunu reddetmelidir.

Ukrayna'yı askeri olarak desteklemek, çaresiz durumdaki Putin'in nükleer silahlara başvurması için yüksek bir risk oluşturuyorsa, ABD kendi halkı ve müttefiklerini muhtemelen kazanamayacağı bir savaşın içine çekecek kadar ileri gitmeyi reddetmelidir.

Kaynaklar

Tartışma