2023'ün sonuna doğru ekonomi gündemine dair bilmemiz gerekenler...
Asgari ücret, enflasyon, KKM, büyüme, deprem gerçeğimiz ve diğerleri...
Deprem Gerçeğimiz...
Merkez üssü Marmara Denizi Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Çok şükür can kaybımız yok. Bununla gelmiş geçmiş olsun. Fakat deprem bizim gerçeğimiz. Acil biçimde tüm tarafların aksiyona geçmesi ve yapı stoku iyileştirme ve imalatı süreçlerini ivmelendirmemiz gerekiyor.
Büyüme
Türkiye ekonomisi 2023 yılının III. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,9’luk bir büyüme performansı sergiledi. En çok katkı sağlayan sektörler pek tabi ki deprem süreci nedeniyle %8,1 ile inşaat sektörü. Akabinde % 5,7 ile sanayi gelmekte. Bu sektörleri ise finans ve sigortacılık takip etti. İç tüketimde uygulanan ekonomi politikaları gereği önemli bir daralma var. Yatırımların büyümeye katkısı artıyor ve ihracatın büyümeye katkısı uzun bir aradan sonra tekrar ve nihayet geldi.
Ekonomi yönetiminin uyguladığı sıkılaşma politikalarının sonuçlarını çeyreklik analizlerde görmek mümkün. Zira önceki çeyreğe göre binde 3’e tekabül eden bir büyüme yaşadık. Dolayısıyla son çeyrekte ciddi bir daralma yaşanacağına dair elimizde çok önemli bulgular var.
Kur Korumalı Mevduat
Merkezin kasası güçlendikçe KKM’den çıkışı hızlandıracak yeni bazı adımlar da gelebilir. Ne zaman sorusunun cevabı ise enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması, politika faizinde tepe noktaya hangi oranda varılacağı gibi hususlarda gizli.
Asgari Ücret Tartışmaları
Tartışmaların temel odağında asgari ücrete yılda bir kez mi yoksa iki kez mi zam yapılacağına ilişkin açıklamalar var. Bakan Vedat Işıkhan ve Sn. Cumhurbaşkanı’nın yılda bir kez artışa işaret eden açıklamaları ile Bakan Şimşek’in beklenen enflasyona göre artış olmalı beyanı arasında ciddi bir paradoks oluşmuş durumda.
Bu paradoks içerisinde beyan edildiği gibi bir kez artış olacaksa bu artışın beklenen enflasyona göre yapılması adil değildir. Zira bunun iki sebebi var. Birincisi içerisinde bulunduğumuz enflasyonist sürecin müsebbibi sabit gelirliler, asgari ücretliler değil. Zira ne elde ettikleri gelir ile kur üzerinde baskı oluşturdular, ne enflasyonu kendilerine kalkan yapıp fahiş fiyat artışı (Mark-up Pricing) yaptılar ya da varken yok sattılar, ne jeopolitik risklerin sebebi onlar, ne enerji ve gıda fiyatlarını onlar yükselttiler. Say say bitmez yapmadıkları. Bunu yalnızca ben söylemiyorum. TCMB enflasyon raporunda enflasyonun ana sebeplerini net biçimde sıralıyor.
Asgari ücrete beklenen enflasyon oranında zammın doğru olmadığına ilişkin ikinci sebep ise bu güne kadar beklenen enflasyonu tutturamamış olmamızdır. Dolayısıyla beklenen enflasyon oranında yapılacak bir artış sonrasında enflasyon hedefine erişilememesi ile refah kaybına uğrayacak olanlar maalesef asgari ücretliler olacaktır.
Anti Fahiş Fiyat Meselesine İyi Bir Örnek
İnegöl Belediyesi Gastro İnegöl adında bir tesisi hayata geçirmiş. Hem İnegöl’e ait gastronomik lezzetleri vatandaşa nezih bir ortamda sunuyor. Hem de bunu iyi bir maliyet analizi (ürün ve genel gider perspektifinde) çerçevesinde yapmış. Çorba 20TL. Yanlış duymadınız 20 TL. Şehirde ortalama çorba fiyatı 50TL. Esnaftan homurdananlar olmuş, kulağıma geldi.
Bir kere şuradan başlayayım. Birincisi açılalı 2 gün olmuş. 2 günde tam üç kez gözlem yapmak üzere yemeğe gittim. Yetkililerden maliyetlerine dair bilgi aldım. Demek ki isteyince oldukça nezih ve konforlu bir mekânda vatandaşlara “Hakkı Olan” kaliteli hizmet uygun fiyatla pekâlâ sunulabiliyormuş. Demek ki benzer işi yapanların maliyetlerini gözden geçirmeleri gerekiyormuş. Demek ki 3 yıldır söylediğimiz gibi enflasyonun bir kısmını kendi elimizle kendimiz meydana getiriyormuşuz. Öyleyse böylesi güzide mekânların elbette özel sektörle kora kor rekabet edecek kadar olmasa bile hayatımızda yer alması çok çok kıymetliymiş. Geçmişten günümüze bu tesisin hayata geçmesine katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Bazen herkesin kendine bir çeki düzen vermesinde fayda vardır. Zira dar gelirli vatandaşların da çoluk çocuğunu alıp şöyle güzel bir mekanda yemek yemesi anasının ak sütü gibi helaldir.
TL’ye Geçiş mi? Kesin Dönüş mü?
Son politika faiz artışı medyan beklentilerin üzerinde gelmişti. Bu artış Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede piyasa beklentilerinden daha kararlı olduğuna dalalet etti. Ayrıca TL’ye geçişe ilişkin de Sn. Erkan’dan gelen açıklamalar oldu. TL’ye geçiş ile TL’ye kesin dönüş arasında yurt dışı Türklerin anlayacağı manada ciddi bir fark var. Yani TL’ye geçiş bir miktar cazip hale dönüşmüş olabilir lakin TL’ye kesin dönüş için diğer para birimlerinden emekli olmak gerekiyor. Dolayısıyla salt faiz arttırarak yerel para birimi tercih edilebilir paraya dönüşüyor olsaydı başta Arjantin olmak üzere gelişmekte olan hiçbir ülkenin bugün dolarizasyon sorunu olmazdı.
Kasım Enflasyonu
Bizde tanımlama tartışmaları bitmez. Bir dönem swap hariç net rezerv elementi uydurduk. Geçmişte bunu uyduranlar bugün tersini söylüyor. Şimdi de enflasyona dair çekirdek mi manşet mi, B endeksi mi C endeksi mi tartışmaları başladı. Oysaki hepsinden önemlisi enflasyonun ana sebepleri üzerine yoğunlaşmak... Biz işimize hangisi gelirse oradan tanımlamayı tercih ediyoruz.
Dün (4 Aralık 2023 Pazartesi) enflasyon rakamları geldi. TÜFE bir ay öncesine göre % 62 oranında yükseldi ve bir önceki aya göre % 3,3 arttı. Hem OVP’den hem de Merkez Bankası’nın enflasyon raporundan biliyoruz ki 2024 Mayıs % 70 ve belki de bir miktar üzerinde bir enflasyon akabinde baz etkisinin de katkısıyla enflasyon düşüşe geçecek. O zaman mevcut ekonomi politikalarının sürekliliği halinde bir süre daha enflasyon artışı sürecek.