7 Ekim'in karanlıkta kalan bilmecesi
İsrail 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonundan haberdar mıydı? Hizbullah'a iletişim cihazı tedarik eden Mossad, Aksa Tufanı'nı nasıl göremedi? Birim 414’ün 21 kadın askeri Netanyahu’nun ihtirasları uğruna harcandı mı?
Hizbullah’a telsiz ve çağrı cihazı üretecek kadar sofistike operasyonlar yürütebilen İsrail istihbaratı, Aksa Tufanı Operasyonunun hazırlıklarını tespit eden Birim 414’ün 21 kadın askerini, Netanyahu’nun ihtirasları uğruna harcadı mı?
İsrail’in Hamas’ı bitirme bahanesiyle Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırı birinci yılını geride bırakırken, meselenin özünde Ortadoğu’da yeni haritalar, yeni sınırlar çizmek olduğu gerçeği kendisini ayan beyan belli ediyor.
İsrail-ABD-İngiltere üçlüsünün öncülüğünde G-7 ülkelerinin desteği ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM’un koordinasyonunda yürütülen saldırı süreci Beyrut kapılarına dayandı. Suriye’nin Şam, Hama, Humus kentleri mütemadiyen vurulurken, ABD ve İngiltere İsrail’i Yemen ve Irak’tan gelen füze saldırılarına karşı savunmakla kalmıyor, İsrail yerine buradaki tehditlere saldırılar da düzenliyor.
ABD basınına göre yalnızca Washington yönetiminin İsrail’e akıttığı askeri yardımın miktarı 22-23 milyar doları buldu. Bir yılda temin edilen ayni ve nakdi yardım, 1970’lerde bugünkü şeklini alan ABD-İsrail ilişkileri tarihinde bir rekor.
Hizbullah'a iletişim cihazı tedarik eden Mossad, Aksa Tufanı'nı nasıl göremedi?
Son bir yıldaki sürecin önemli kırılma noktalarından biri 17 Eylül’de Hizbullah ile İran Devrim Muhafızlarının kullandıkları çağrı cihazlarının ve hemen ertesi gün 18 Eylül’de telsizlerin patlatılmasıydı. Washington Post’un ulaştığı bilgilere göre İsrail’in 10 yıldır yürüttüğü operasyonda telsizler ve ardından çağrı cihazları, İsrail gizli servisi Mossad’ın gözetiminde İsrail’de üretildiler.
Macaristan’da kurulan bir paravan şirket vasıtasıyla cihazların pazarlaması, Bulgaristan’da kurulan bir başka paravan şirket aracılığıyla ise nakliye gerçekleştirildi. Tüm bu sürecin yönetiminde ise Norveç pasaportu sahibi muhtemel bir Mossad ajanı yer almakta ki kendisi normal olarak şu anda sırra kadem basmış durumda.
İsrail, bu cihazları yalnızca birer ölüm tuzağına çevirmekle kalmadı. Aynı zamanda bu cihazları takip amaçlı kullanarak İran-Lübnan arasındaki Hizbullah milisleri ile İran Devrim Muhafızlarının tüm hareketlerini, silah sevkiyat yolları ve depolarını da haritalandırdı. Hasan Nasrallah dahil Hizbullah’ın yönetim şemasındaki isimlerin yüzde 99’unun geride kalan 23 gün ortadan kaldırılması, insan istihbaratının yanısıra sinyal istihbaratı aracılığıyla mümkün oldu.
Şimdi İsrail, bu cihazlar vasıtasıyla tesis ettiği üstünlüğü bir efsaneye dönüştürmeye çalışıyor. Peki o zaman biz de şu soruları soralım:
- Bu denli sofistike ve yıllara yayılan, Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar geniş coğrafyayı kapsayan operasyonu yürüten bir ülke nasıl oldu da burnunun dibinde hazırlanan “Aksa Tufanı Operasyonu”nu görmedi?
- Ya da İsrail-ABD-İngiltere üçlüsünün Ortadoğu haritasını değiştirmek için “Aksa Tufanı Operasyonu” gibi bir gerekçeye mi ihtiyaçları vardı?
- Hatta hem Hamas hem de Hizbullah içerisine sızdırdıkları muhbirleri vasıtasıyla bu operasyon için iki örgütün lider kadrolarını kışkırtmış olabilirler mi?
İsrail Ordusunda Birim 414'e mensup 21 kadın asker harcandı mı?
Fransız gazeteci Sacha Perrin’in Paris Match dergisi için 7 Ekim’in birinci yıldönümü için hazırladığı dosya haber, yukarıdaki soruları meşru kılıyor. Perrin hazırladığı dosya haberde, “Aksa Tufanı Operasyonu”nda Hamas’ın ilk hedefi olan Nahal Oz yerleşimini koruyan İsrail askeri üssündeki, gözetleme ve istihbarattan sorumlu 26 kadın askerin akıbetini sorguluyor.
Perrin’e göre, bu kadın askerlerin 2023 yılının Mayıs ayından bu yana Gazze’deki direniş gruplarının saldırıya hazırlandıklarına dair yaptıkları uyarılar İsrail ordusunun komuta kademesi tarafından dikkate alınmadı.
Nahal Oz’daki Roni Üssü, Gazze’deki direniş gruplarının 7 Ekim sabah saat 06.20’deki roket saldırılarının bitmesinden 3 dakika sonra saldırıya uğradı. Bu üste İsrail ordusunun “Birim 414” adı verilen unsurları bulunuyordu. Mensupları silah taşımayan “Birim 414”’ün görevi, balonlara yerleştirilmiş kameralar ve diğer elektronik sistemlerle güvenlik çiti çevresindeki gelişmeleri gözlemekti. 26 kadın asker, 7 Ekim öncesindeki 5 ay boyunca defalarca güvenlik çiti çevresinde sıra dışı gelişmelere şahit oldular ve bunları rapor ettiler.
Hazırladıkları raporlara göre Gazze sınırlarını aşacak ve daha önce benzeri görülmemiş bir saldırı kaçınılmazdı. Ancak bu raporlara dair muhataplarından ve komutanlarından sağlıklı bir geri dönüş alamadılar. Roni Üssü’nü hedef alan saldırıda 26 kadın askerden 15’i öldürüldü, 6’sı esir düştü, 4’ü kaçmayı başarabildi.
Esir düşenlerden biri de daha sonra Gazze’de hayatını kaybetti. İsrail 7 Ekim günü Nahar Oz ve çevresinde 331 askerini ve 61 polisini yitirdi. Yalnızca Roni Üssü’nde ölenlerin sayısı 45 olarak kayda geçti. Sürecin dikkat çeken yanlarından biri ilk İsrail saldırı helikopterinin Roni Üssü ve Nahar Oz’a, saldırı başladıktan 2 saat 22 dakika sonra ulaşmış olmasıydı.
Üsse 12 defa ateş açan saldırı helikopterinin bu esnada Hamas milisleri ile İsrail askerlerini ayırt edip edemediği, helikopter saldırısında ölen İsrail askeri olup olmadığı bilinmiyor. Saat 09.45’teki helikopter saldırısını takiben 7 İsrail askeri Roni Üssü’nden çıkmayı başararak koşarak uzaklaşmaya çalıştı.
Bu gruptan hayatta kalan tek askerin ifadesine göre, bir keskin nişancı kaçan gruptaki diğer 6 askeri başlarından vurarak öldürdü. İfadelerin ayrıntılarına inildiğinde sadece Hamas’ın değil, başka birilerinin de “Aksa Tufanı Operasyonunun” hazırlıklarını izleyen Roni Üssü’nden kimsenin sağ çıkmasını istemediği sonucuna ulaşabilir.
İsrail ordusunun takviye güçleri ancak 7 Ekim akşam saatlerine kadar Nahar Oz ve Roni Üssü’ndeki askerlere ya da onlardan geriye kalanlara ulaşabiliyor. İsrail’de Netanyahu hükümetine muhalif basın ucundan kıyısından elde ettiği bilgilerle 7 Ekim’in bu karanlık noktasına ışık tutmak için çabasını sürdürüyor.
Ancak 1 yılın ardından elde edilen bulgular, İsrail’in bugün bölgede yürüttüğü saldırıları için “Aksa Tufanı Operasyonu”na ihtiyaç duyduğu ihtimalini güçlendirir nitelikte. Dolayısıyla Roni Üssü’ndeki istihbarat görevinde bulunan ve yaşanacakları öngören 21 kadın askerin Netanyahu’nun hedefleri uğruna harcandığı kanısı güçleniyor.