ABD seçimlerinin ilk kıssadan hisseleri

ABD'deki seçimler yalnızca Donald Trump’ın tercih edilmesiyle sonuçlanmadı. Seçim sonuçları her yönüyle uluslararası toplum için de dersler içeriyor.

1. resim

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki seçimler yalnızca Beyaz Saray için Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın tercih edilmesiyle sonuçlanmadı. Senato da Cumhuriyetçi Parti’nin kontrolüne geçerken, bu yazının yazıldığı 6 Kasım sabah 09.30 itibarıyla Temsilciler Meclisi’nin 435 koltuğu için verilen mücadelede de yarışı Cumhuriyetçiler önde götürmekte. Dahası Donald Trump, sonuca etkisi olmasa da ülke genelindeki toplam oyda da önde görünüyor.

Peki ABD’deki 80 medya kuruluşu Kamala Harris’i, yalnızca 10 medya kuruluşu ise Donald Trump’ı desteklerken bu sonuca nasıl gelindi?

1 Kasım Cuma günü TRT Haber’de yaptığım değerlendirmede basında paylaşılan çok sayıda manipülatif anketin aksine, sonuçlarda belirleyici olacak, salıncak eyalet tabir edilen, seçmenlerinin her seçimde oy tercihlerini değiştirebildikleri 7 eyalette ( Nevada, Wisconsin, Michigan, Pensilvanya, Georgia, Arizona, Kuzey Karolayna ) Trump’ın önde olduğunu ifade etmiştim.

Kamala Harris'in paraşütle indiği başkan adaylığı

Gelinen noktayı değerlendirmeye önce Kamala Harris ile başlayalım. Harris, 2020 yılı seçimlerinde de aday olmayı planlamıştı. Ancak henüz 2019 yılının Aralık ayında, bağışçılardan yeterli desteği bulamayacağını anlayınca kendi partisi içerisinde ön seçime dahi girmeden bu sevdadan vazgeçti. Ne var ki, Demokrat Parti’ye hakim olan “Obama Çizgisi”, “siyah bir kadının” başkanlığı konusunda kesin kararını vermişti.

Biden başkan seçildikten sonra yardımcısı olarak Beyaz Saray’a sokulan Kamala Harris, geride kalan 3 buçuk yıl boyunca kayda değer hiçbir varlık göstermedi. Dış politika konusunda ne düşündüğüne dair fikri olan yoktu. 2023 yılına gelindiğinde Kamala Harris’in Demokrat Parti içerisinde yeniden bir yarışa girmesinin mümkün olmadığı ortadaydı. Bu nedenle olsa gerek yeniden başkan adayı olarak belirlendikten sonra oluşturulan baskıyla Biden’ın adaylıktan çekilmesi sağlandı ve Harris böylece parti içi bir sınamaya girmeye mecbur kalmadan başkan adaylığına paraşütle indirildi. Ne kadar demokratik bir tercih değil mi?

Demokrat Parti işçi sınıfı yerine pop müzik kraliçelerinden destek aradı

5 Kasım günü seçim sonucunu belirleyen nedir diye soracak olursanız, burada farkı yaratan asli unsurlardan biri kanaatimce Boeing uçak fabrikası işçilerinin ve liman işçilerinin seçimden 5 ay kadar önce başlattıkları eylem süreciydi. Her iki tarafta ABD tarihinin en büyük grevleri düzenlenmek üzereydi. Ancak seçimden 1 ay önce sağlanan geçici anlaşmalarla bu grevler ertelendi. Lakin bu işçi eylemleri sırasında yaşanan tartışmalar ve ortaya çıkan talepler bir noktaya kesin olarak işaret etmekteydi. ABD işçi sınıfı ve sendikalar, Demokrat Parti’nin geride kalan 4 yıllık yönetiminde hayal kırıklığına uğramışlardı ve yeni bir Demokrat Parti yönetiminden de umutlu değillerdi.

Yani Kamala Harris’in, işçi sınıfı ve sendikalar yerine Hollywood’u, pop müzik kraliçelerini ve manipülatif anket şirketlerini dinlemeyi tercih etmesi mağlubiyetini hazırlayan sebeplerin başında geldi.

Hispanikler, siyahlar ve kadınlar Kamala Harris'i tercih etmedi

Seçim sonuçlarında belirleyici olan ikinci faktör ise popülist siyasetin tırmanışta olduğu ülkelerdeki pek çok siyasetçi için uyarı niteliğinde. Hiçbir toplum sınıfının ya da sosyal grubun oylarının blok halde cepte olmadığı, ekonominin belirleyici olduğu gerçeği.

Düzensiz göçmenlere karşı olan Trump, ülkenin en büyük göçmen grubu Hispaniklerin oylarını aldı. Teksas’ta nüfusunun yüzde 97’si Hispanik olan ve 130 yıldır Cumhuriyetçilerin kazanamadığı Starr County’de 16 puan farkla Trump kazandı. Yine Kuzey Karolayna’da nüfusunun yüzde 40’ını siyahların oluşturduğu ve Amerikan İç Savaşı’ndan bu yana (1861-1865) Cumhuriyetçilerin kazanamadığı Anson County’de zafer yine Trump’ın oldu. Keza kadın seçmenlerin oyları da zannedildiği gibi Kamala Harris’e akmadı. Sahayı ve sosyolojiyi okumak yerine temennilerinin peşine takılan Demokratlar, gerçekleri göremediler.

ABD’de 2024 yılı seçimleri her yönüyle uluslararası toplum için dersler içeriyor. Seçimlerin yalnızca sosyal medya ya da popüler kültür figürleri üzerinden kazanılamayacağı bir kez daha tescil edilmiş oldu. Bilmem anlaşılıyor mu?

Tartışma