ABD ve Rusya Ukrayna savaşını uzatarak Sırplara mesaj veriyor

Lavrov’un Belgrad’a inememesi ile son yğzyılın en büyük diplomasi krizlerinden birinin daha Balkan yarımadasında devam ediyor.

1. resim
14.06.2022

Balkan Analisti Muhammed Enes Danalıoğlu, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin Balkanlardaki iz düşümlerini gdh.dijital için değerlendirdi.

***

Lavrov’un Belgrad’a inememesi ile birlikte 21. y.y.’nin en büyük diplomasi krizlerinden birinin daha Balkan yarımadasında yaşanması gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. Tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde Balkanlar bu tip krizlerin merkezi konumunda gözüküyor. Dünya iç siyasetini ulus devlet perspektifinden yeniden dizayn eden Birinci Dünya Savaşı, Avrupa iç güvenlik stratejisinin yeniden kurgulayan 1991-1995 Yugoslavya Savaşı ve son olarak Ukrayna Savaşı’nın Balkanlarda oluşturulmak istenen krizle birlikte desteklenmesi.

Dikkat edildiğinde bu noktada şu ifade önemli: oluşturulmak istenen kriz. Çünkü Balkan yarım adası, ulusçuluk akımı sonrası Balkan coğrafyasında bağımsızlık mücadelesine giren toplumları gören Wallerstein’ın ortaya koyduğu strateji, başta Batı bloğu olmak üzere küresel siyasi sistemin Balkan yarımadasına bakışını ortaya koyuyor. Wallerstein’ın bağımsızlık süreci ile birlikte genişleyen ‘pazarı’ kontrol altında tutmak için suni krizlerin oluşturulması ile kontrolün sürekli ve tam hegemonik şekilde sağlanması stratejisinin bugün hâlâ geçerli olduğunu görüyoruz. Ancak 1991’den itibaren asıl mesele bu krizin kimin yöneteceği yani Avrupa iç güvenliğini kimin sağlayacağı.

ABD’nin “Şahin Politikası”

ABD’nin Avrupa kıtası ile yaşadığı blok içi güç mücadelesi Balkan yarımadasına yansımaya devam ediyor.

Avrupa içi siyasi dengelerinin güçlenmeye başlaması ile birlikte ABD’nin Avrupa kıtasına karşı müdahalesini tanımlayan ‘şahinlik politikasını’ reddetmesi yeniden Balkanlarda krizi tetikliyor ve Rusya da çok açık bir şekilde söylenebilir ki ABD’nin bu konudaki en büyük gizli müttefiki. Balkan coğrafyasında yer alan irredentist milliyetçi akımlar da zaten hâlihazırda krizin oluşturulması için oldukça rahat bir ortam sunuyor.

Bu konuda biraz geriye gitmek gerek çünkü Balkan coğrafyası söz konusu olduğunda kümülatif tarihsel süreci düşünmeden reel politik düzlemde gelecek dönem hedef ve stratejileri yorumlanamıyor.

Benzer şekilde 1991’de dağılmaya başlayan Sosyalist Yugoslavya’nın sürüklendiği iç savaş da Ukrayna Krizi için çeşitli verileri ortaya koyuyor.

Dağılan bir Yugoslavya, yani ortaya çıkan ve kontrolünün kimde olduğu belli olmayan bir ‘tüketici pazarı’, güçlenen ve AB’ye dönüşüp üst Avrupa kimliği oluşturmak için önemli adımlar atıp ABD’nin Avrupa iç siyasetine müdahalesinin kısıtlanmasını planlayan Avrupa Topluluğu.

Ek olarak Rusya’da 1993 Duma Seçimleri’nde milliyetçi partilerin meclise girmesi de her şeyi hazır hale getirmişti. ABD’de özellikle güvenlik stratejileri açısından tek kutuplu anlayışı benimseyip iç siyaset odaklı Cumhuriyetçi Bush’un görevi Demokrat Bill Clinton’a devretmesi sonucu ABD yeniden Avrupa iç güvenliğini kontrol eden konumunu geri aldı ve NATO’nun araçsallaştırılması sonucu savaşa müdahale ederek Avrupa kıtasının koruyuculuğunu, ‘şahinliğini’ yeniden Avrupa’ya bırakmadı.

Burada dikkat edilmesi gereken noktalar, savaşın bilerek ve isteyerek uzatılması ve ABD’nin Avrupa iç güvenliğini üstlenici rol ortaya çıkana kadar krizin tetiklenmesi. BM Hava Harekâtı için uçakların geri dönmesi, ABD Dış Politikasının baş aktörü Kissinger’a ait silah fabrikasının iki eski müdürü olan Eagelburger ve Scowcroft’un ABD-Belgrad arası diplomasiyi yürütmesi savaşın neden uzatıldığını başk açıdan da ortaya koyuyor.

Nitekim sonunda ABD, NATO’nun kurucu antlaşmasının 53. maddesinde hemen değişikliğe giderek tek yanlı Avrupa iç siyasetine müdahalesini Rusya ile anlaşarak o dönemde sağladı ve Rusya-ABD gizli ittifakı günümüze kadar Balkan güvenliğini yürüttü.

Avrupa Ordusu söylemleri

Günümüzdeki Ukrayna krizi aslında 2016’dan itibaren gelişerek Balkanlara yansıdı. Macron’un o dönemde ‘Avrupa Ordusu’ söylemlerinin artık ABD’nin şahinlik politikasının değiştirileceğini ortaya koyarken, akabinde hemen sarı yelekliler olaylarının başlaması, Avrupa’ya bir mesajdı.

Ancak Avrupa gereken mesajı tam olarak anlamadan iç dinamiklerini ABD’den bağımsız güçlü bir Avrupa ilkesi etrafında kurgulamaya devam ederek ABD’den bağımsızlaşmaya devam edince, ABD-Rusya gizli ittifakı kontrolü sağlamak adına tekrardan Balkanlara yöneldi.

12 yıllık pasif Yüksek Temsilcilik görevini Bosna Hersek’te yürüten Inzko’nun görevi bırakmadan 3 hafta önce Soykırım İnkâr Yasası’nı çıkarması ve bu kararın Bosnalı Sırpları tahrik ederek Balkanlarda yeni kriz çıkaracağını bildiği esasında çok aşikâr. Peki neden bu yolu seçti? Çünkü ABD-Rusya’nın Avrupa iç siyasetine müdahalesi adına yeni bir krize ihtiyaç vardı.

Akabinde Dodik’in bağımsızlık yanlısı ciddi adımlar atması devam ederken asıl Avrupa iç güvenlik ve siyasetine müdahalenin yeniden dizayn edilmesi için Ukrayna Savaşı patlak verdi. Dikkat edildiğinde Rusya’nın savaşta önemli derecede itibar kaybı yaşadığı şeklinde yorumlar yapılsa da Rusya henüz ordu gücünün neredeyse sadece %10’unu kullanmış durumda.

Bu açıdan Rusya ve ABD savaşın uzatılarak Sırbistan, Hırvatistan ve Bosnalı Sırplar üzerinden Avrupaya üstü kapalı gizli mesajlar vermeye devam ediyor.

Nitekim 1991’de olduğu gibi Avrupa, Ukrayna Savaşı sonrası Rusya tehlikesine karşı Balkanlarda yeniden NATO’ya ihtiyaç duymuş durumda. Anlaşılacağı üzere bu ABD-Rusya arasında ‘danışıklı dövüşü’ ortaya koyuyor ve Avrupa iç güvenliğine ve stratejisine müdahale konusunda iki kutup arası tekrardan paylar dağıtılıyor.

Son olarak bu konuda Harold Malmgreen’in geçtiğimiz aylarda yayınladığı makale çok önemli. Malmgreen, yayınladığı makalede Putin ile yaşadığı bir anıyı aktarırken Putin’in krizleri ‘Chicken Game’ stratejisi üzerinden nasıl çözdüğünü aktarıyor. Chicken Game stratejisi Rusya'nın krizlere müdahalesini ve krizi nasıl çözdüğünü ortaya koyuyor. Putin’in ortaya koyduğu ifadelere göre iki Rus bir konuda kriz yaşıyorsa bir akşam yemeğinde buluşur ama yanlarında silahla yemeğe gelirler.

Tartışma hararetlenirse iki taraf da silahlarını masaya koyar ve ortaya çıkan tehlikenin farkına varıp ortaya konan son durumdaki koşullara razı olur. Putin bu stratejisini bugün ABD işle Ukrayna ve Balkanlar üzerinden de yürütmeye devam ediyor. Dolayısıyla Ukrayna Savaşı, Balkanlarda oluşturulmak istenen suni krizlerle desteklenerek, Avrupa iç siyasetini ve güvenliğini Avrupa kıtasının kendisine bırakmayan yeni bir planlama sürecini ortaya koyuyor.