Ağlama Duvarı meydanı kazılarında Birinci Tapınak Dönemine ait kil mühür baskısı bulundu
Kudüs’teki Ağlama Duvarı meydanında devam eden kazılarda 2.700 yıl önce Kudüs’te bir valinin varlığına dair İncil kaydını destekleyen arkeolojik bir keşif yapıldı.
Kudüs’teki Ağlama Duvarı meydanında devam eden kazılarda Birinci Tapınak Dönemine ait kil mühür baskısı (bulla) bulundu.
Kazı ekibinde yer alan Dr. Weksler-Bdolah’a göre, “Yasal bir kazıda ilk kez böyle bir mühür baskısı bulundu ve 2.700 yıl önce Kudüs’te bir valinin varlığına dair İncil kaydını destekliyor.”
Mühür baskısı 13 x 14 mm ölçülerindedir ve pişmiş parça kil topak kullanılarak yapılmıştır. Mührün üst kısmında karşılıklı konumda iki figür tasviri alt kısmında ise eski İbranice yazıyla yazılmış bir yazıt görülüyor.
Yazıtta “şehrin valisine ait” yazıyor. “Şehrin Valisi” unvanı İncil’den ve İncil dışı belgelerden, kral tarafından atanan bir yetkiliyi işaret ediyor.
İbrani Üniversitesi’nden Prof. Tallay Ornan ve Tel Aviv Üniversitesi’nden Prof. Benjamin Sass mühür üzerinde yer alan tasviri “İki adam çift çizginin üzerinde ayna benzeri bir şekilde karşı karşıya geliyor.
Başları, ayrıntılardan yoksun büyük noktalar olarak tasvir edilmiştir. Dışa bakan eller aşağı indirilir ve içe bakan eller kaldırılır. Tüm figürler çizgili diz boyu giysiler giyiyor” şeklinde anlatıyor.
Birinci Tapınak Dönemi; Kral Süleyman tarafından M.Ö. 960 dolaylarında Birinci Tapınak’ın inşası ile başlayan ve Nabukadnesar yönetimindeki Babilliler tarafından M.Ö. 586’da tapınağın yıkılması ile sonuçlanan döneme verilen addır.
IAA arkeologları, mührün muhtemelen valilik ofisinin bir göstergesi olarak hizmet eden önemli bir mektup veya resmi gönderiye yerleştirildiğini öne sürüyorlar.
Keşif, Ağlama Duvarı meydanının kuzeybatı kesiminde, Birinci Tapınak Dönemi’ne (MÖ 7. ila 6. yüzyıllar) tarihlenen bir tabakada gerçekleştirildi.
İsrail Eski Eserler Kurumu tarafından yapılan bir basın açıklamasına göre, bu alanda açığa çıkan birkaç binadan biri, füze ve mührün muhtemel varış noktasıydı.
Önceki kazılar, civarda büyük mühür baskı toplulukları buldu ve bu da bina(lar)ın Kudüs’ün yönetiminde yer alan yüksek rütbeli yetkililer tarafından iskan edildiğini düşündürdü.