Al Jazeera: Ukrayna savaşında Türkiye'nin etkisi yeniden artıyor

Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna arasındaki dengeli yaklaşımı, genel olarak dünya kamuoyunun onayıyla karşılanıyor ve Türkiye'nin uluslararası itibarını yükseltiyor.

1. resim

Geçtiğimiz haftalarda, Rusya'nın dünyanın gıda arzını tehdit ederek aniden anlaşmadan çekilmesinin ardından Ankara, tahıl ihracatı anlaşmasının kurtarılmasına yeniden yardımcı oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve her iki taraftaki diğer yetkililer arasında dört gün süren telefon diplomasisinin ardından Moskova, 2 Kasım'da Türkiye ile Birleşmiş Milletler'in Temmuz ayında arabuluculuk yaptığı anlaşmaya yeniden katılacağını duyurdu.

Erdoğan, Rusya'nın U dönüşü konusunda verdiği röportajda.“Putin, bu tahıl koridorunu başkaları aracılığıyla açmayı kabul etmiyor. Ama benimle konuştuğunda hemen tahıl koridorunu açtı” ifadelerini kullandı.

Savaşın başlarında Ankara, İstanbul ve Antalya'da Ukraynalı ve Rus yetkililer arasında müzakerelere ev sahipliği yaptı.

Ayrıca Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamaya göre; geçtiğimiz günlerde Amerikan ve Rus dış istihbarat servislerinin başkanları (CIA'dan Bill Burns ve SVR'den Sergey Nariskin) “nükleer silah kullanımından başlayarak uluslararası güvenliğe yönelik tehditleri” görüşmek üzere Ankara'da bir araya geldi.

24 Şubat'tan bu yana Ankara, savaşın her iki tarafıyla ilişkilerini dikkatli bir şekilde dengeledi.

Türkiye, Ukrayna'ya çok övülen Bayraktar insansız hava araçları gibi hayati önem taşıyan silahların yanı sıra Kirpi zırhlı asker taşıyıcıları ve vücut zırhı da dahil olmak üzere Ukrayna'ya çok sayıda teçhizat sağladı. Geçen ay ise Ukrayna için inşa edilen Ada sınıfı dört korvetten ilki İstanbul'daki bir tersanede suya indirildi.

Karadeniz girişinin koruyucusu olarak Türkiye, savaşın başlamasından birkaç gün sonra boğazlarını askeri gemilere kapattı ve Moskova'nın filosunu takviye etmesine engel oldu.

Bu arada Erdoğan, Putin ile düzenli temasını sürdürdü ve Türkiye'nin yalnızca BM Güvenlik Konseyi onaylı yaptırımları uygulama politikasına uygun olarak, Batı Rusya'ya sırtını dönerken ekonomik bağlarını sürdürdü.

Rus enerjisine erişim, Türkiye'nin Avrupa'nın başka yerlerinde görülen fiyat artışlarıyla karşı karşıya olmadığı anlamına geliyor.

Bu arada Putin, Türkiye'nin Rus gazının Avrupa pazarına satışında bir merkez haline gelmesi fikrini gündeme getirdi.

Bu arada açıklanan Türkiye Merkez Bankası rakamlarına göre Ocak ve Eylül arasında 24,9 milyar dolar olan ve 2021'in aynı döneminin iki katından fazla olan, çoğu izlenemeyen büyük meblağlarda yabancı nakit paranın Türkiye'ye aktı ve artan cari işlemler açığının desteklenmesine yardımcı oldu.

Ancak Türk Maliye Bakanı Nureddin Nebati geçen ay Financial Times'a verdiği bir röportajda, bu rakamların Rusların yaptırımlar nedeni ile finansal sistemden dışlanmalarına dikkat çekerek, Ruslar nakit kullandıkları için turizm gelirlerinin açıklanmayan gelirlerin önemli bir bölümünü oluşturduğunu açıkladı.

Enerji müzakerelerinde uzman olan Türkiye'nin Katar eski büyükelçisi Mithat Rende, Putin'in doğalgaz merkezi önerisini “Türkiye ile Batı'nın arasını açma ve aynı zamanda Avrupa ülkeleri arasındaki dayanışmayı bozma” girişimi olarak nitelendirdi.

Şüphesiz, Erdoğan'ın tahıl anlaşmasındaki rolü savaşan taraflar arasında kararlılıkla arabuluculuk arayışında olan Türkiye cumhurbaşkanının uluslararası itibarını yükseltti.

Batı tarafından dışlandığı için Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle bağlarını derinleştiren Rusya, Batı dünyasına açılan bir pencere olarak Ankara'ya giderek daha fazla güveniyor.

Türkiye'nin savaştan elde ettiği kazanımlar genel olarak NATO müttefikleri ve Batı ile olan ilişkilerinde de görülebilir.

İsveç ve Finlandiya'nın Atlantik ittifakına katılma çabaları, iki ülkede barınan “terörist” gruplar nedeniyle Türkiye tarafından engellendi. Yeni İsveç hükümeti ise Türkiye'nin hassasiyetlerini anladığını belirterek, son 38 yıldır Türk devletine karşı savaşan Kürt isyancılarla bağları nedeniyle YPG'ye karşı değişen pozisyonunu ortaya koydu.

Ayrıca Washington NATO'nun genişlemesiyle bir bağlantı olduğunu reddetmesine rağmen, Ankara ile F-16 savaş uçağı filosunun güncellenmesi konusunda anlaşmaya varmaya yaklaşıyor.

Erdoğan'ın dengeli yaklaşımı Türkiye'de ve genel olarak dünya kamuoyunun onayıyla karşılanıyor.

İstanbul'da esnaflık yapan Ömer Avcı isimli bir vatandaş; “Bu savaşa çok fazla karışmadığımız doğru. Ama Rus işgali korkunç ve barış için çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Batı ise hiçbir şey yapmıyor." ifadelerini kullanıyor.

Kaynaklar

Tartışma