gdh'de ara...

Arab News: Gazze bir İsrail Hiroşima'sı mı olacak?

Gazze'de yaşanan süreçte, İngiltere'nin tarihi rolü ne? Yaşanan çatışmalarda yeni cepheler mi açılacak? Gazze, bir İsrail Hiroşima'sı mı olacak?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de İsrail-Filistin arasında yaşanan gerilimin olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

1917'de Balfour Deklarasyonu'nun yayınlanmasıyla başlayan ve sonrasında 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla yaşanan süreçte İngiltere'nin rolüne değinilen analizde, gelinen noktanın ise Netanyahu'nun Gazze'yi yok etme planına şahitlik ettiği belirtildi.

Analizde ayrıca, İngilizlerin Filistin meselelerine müdahalesinden önce Filistin'de farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı belirtilirken, artık çok sayıda ülke ve cephenin bu tarihi anlaşmazlığa müdahil olacağı öngörüsünde bulunuldu.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Neredeyse tüm dünyanın hemfikir olduğu konu; İsrail'in Gazze Şeridi'ni kolayca harap edebilecek müthiş bir askeri güce ve yıkıcı yeteneklere sahip olduğudur.

Yargıya yönelik tepki çeken hamlelerinin ardından İsrail'in siyasi ortamında halihazırda kargaşaya neden olan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, daha önce siyasi rakibi olan Yitzhak Rabin tarafından dile getirilen ve Gazze'nin ortadan kaldırılmasını içeren planı yerine getirmek isterse, muhtemelen bunu Gazze'yi Hiroşima'nın İsrail'deki eşdeğerine dönüştürerek başarabilir.

Ancak bir gerçek varsa o da; Netanyahu o kadar ileri gitmese bile artık, şu ana kadar yaşanan lekeyi silemeyeceği gibi, sahada yaşanan son olayların sonuçlarını da değiştirmeyecektir.

Geçtiğimiz Cumartesi günü başlayan olaylar, Mısır'ın Süveyş Kanalı'nı geçmesinin ve Suriye'nin Golan Tepeleri'ne girmesinin 50. yıldönümünün ertesi gününe denk geldi. Her ikisi de İsrail ve müttefikleri için bir şok oldu.

Peki her iki tarafın da çektiği tüm bu acılar gerekli miydi?

Bu sorunun doğrudan cevabı beraberinde başka bir soru daha ortaya çıkarıyor. İsrail ve Filistin neden ortak bir çözümde buluşamadı?

75 yıl boyunca ve özellikle İsrail'in Filistin'in büyük bölümünde bir devlet olarak kurulmasından bu yana çok sayıda çatışma yaşandı.

Bu süreç, ilk olarak 2 Kasım 1917'de Balfour Deklarasyonu'nun yayınlanmasıyla başlamış, ardından Filistin'e Yahudi göçünün kolaylaştırılması ve nihayetinde İsrail'in kurulmasından sadece birkaç hafta önce 29 Nisan 1948'de İngiliz Mandasının sona ermesiyle başka bir boyuta evirilmiştir.

İngilizlerin Filistin meselelerine müdahalesinden önce, Filistin'de farklı dinlerin mensupları arasında bir arada yaşam söz konusuydu.

Ancak Londra'nın Siyonist hareketin kurucularıyla yaptığı ve bölgenin gelecekteki yönelimine zemin hazırlayan ittifakı, bu gelişmelere katkıda bulunmuş ve İngiliz askerleri yaşanan sürecin önünü açmıştır.

Bu gerçeklerin geçtiğimiz Cumartesi gününden bu yana yaşanan olayların seyrini değiştiremeyeceği doğru olsa da, bugünü anlamak için tarihin merceğinden sürece bakmak değerli öngörüler sunacaktır.

Şimdi sorulması gereken en önemli soru şudur: Bu kan dökme süreci nereye varacak?

Süreç kuşkusuz, daha fazla çatışma ve yıkımla sonuçlanacaktır. Bu kadarı artık açık bir şekilde biliniyor. Ve Gazze Şeridi'nde yaşanan, "El Aksa Tufanı" olarak adlandırılan süreç, artık çok sayıda ülke ve cephenin bu tarihi anlaşmazlığa müdahil olmasına neden olacak.

Kaynaklar

Tartışma