Arab News: Gazze Savaşı ve krizler, Türkiye-Suriye diyaloğu için bir katalizör olabilir mi?
Türkiye ve Suriye, giderek daha fazla ortak endişelere sahip oluyor. İsrail'den Lübnan'a, İran'dan Yemen'e kadar bölgede tırmanan gerilim, Türkiye-Suriye ilişkileri için katalizör olabilir mi?
Suudi Arabistan'ın önde gelen yayın organlarından Arab News'de, İsrail-Filistin savaşı ile bölgede değişen güvenlik yapısının, Türkiye-Suriye ilişkileine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Özellikle Hakan Fidan'ın bölgedeki duruma dair etkili bir aktör olduğu belirtilen analizde, İsrail-Filistin savaşı ile birlikte bölgede ortaya çıkan güvenlik kaosu nedeniyle Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerinde yeni bir süreç başlayabileceği belirtildi.
Analizde ayrıca; İsrail'den Lübnan'a, İran'dan Yemen'e kadar bölgede tırmanan gerilimin ortasında Türkiye ve Suriye arasında düzelebilecek ilişkilerin İsrail tarafından bir 'tehdit' olarak görülebileceği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Küresel ortamda her yeni kriz, bir öncekini gölgede bırakma eğilimindedir. Nitekim şu anda İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı, daha önce Suriye iç savaşının merkezinde yer alan Ukrayna'daki çatışmanın yerini almış durumda.
13 yıldır süren çatışmaların ardından Suriye, insani ve güvenlik kaygılarının artmaya devam ettiği parçalanmış bir ülke haline geldi.
Şiddetin azalmasına rağmen kriz sona ermiş değil ve Gazze savaşı işleri daha da kötüleştirebilir. Bu artan risk, hem yangını kapısının eşiğinde gören Suriye hem de daha geniş bölge için sonuçları göz önüne alındığında, Türk politika yapıcıları için endişe kaynağı olmaya devam ediyor..
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye'ye ilişkin son yorumları önemli. Fidan on yılı aşkın bir süre Türkiye'nin istihbarat başkanlığını yaptı ve 2011'de başlayan Arap ayaklanmalarından bu yana bölgesel meseleleri yakından izledi.
Fidan'ın geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye'de yapılan seçimlerin ardından yeni görevini üstlenmesinden birkaç ay sonra Gazze savaşı patlak verdi. Bununla birlikte, Ankara ile Şam arasındaki görüşmelerin kolaylaştırılmasında oynadığı kilit rol nedeniyle Suriye konusu Fidan için özel bir önem taşıyor.
Türkiye-Suriye normalleşmesi 2023 seçimlerinden önce de gündemdeydi.
Suriye, Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları 10 Mayıs'ta Moskova'da bir araya gelerek Suriye ile Türkiye arasında on yıllardır devam eden gerginliği sona erdirme çabalarını ele aldı ve Rusya, Suriye-Türkiye ilişkilerinin normale dönmesi için bir yol haritası önerdi.
Bu toplantının ardından süreci değerlendiren Fidan, çeşitli düzeylerde doğrudan ve dolaylı iletişimin devam ettiğini söyledi. Türkiye'nin mevcut önceliğinin Suriye rejimi ve muhalefeti arasındaki çatışmaları önlemek olduğunun altını çizen Fidan, her iki tarafın da Astana çerçevesindeki pozisyonlarını korumalarını beklediklerini ifade etti.
İsrail'den Lübnan'a, İran'dan Yemen'e kadar bölgede tırmanan gerilimin ortasında Türkiye'nin Suriye'deki statükonun korunmasında çıkarları var.
İlk olarak, Suriye'de terörist unsurların yeniden canlanmasını önlemek kilit bir endişe kaynağıdır. Rejim ve muhalif güçler arasındaki gerilimin yeniden tırmanması halinde terörist unsurların verimli bir zemin bulması muhtemel.
Fidan bunu önlemek için Türkiye'nin yoğun diplomatik, istihbari ve askeri faaliyetlerde bulunarak meselelerin dengede kalmasını ve tarafların pozisyonlarını korumasını sağladığını söyledi. Nitekim Suriye'de askeri bir güç dengesi var olmaya devam ediyor.
İkinci olarak, Türkiye'ye yeni bir mülteci dalgasının gelmesinin önlenmesi çok önemlidir ve Suriye ile normalleşme bu sorunun çözümüne yardımcı olabilir.Türkiye açısından bakıldığında, Suriye ile normalleşme Türkiye'nin çıkarlarına iki şekilde fayda sağlayabilir.
Türkiye ilk olarak Ankara, Türkiye'nin yasadışı PKK'nın Suriye kolu olarak gördüğü YPG ile mücadelede Şam ile işbirliği yapmayı beklemektedir. İkincisi, normalleşme sürecinin Esad rejimini şu anda Türkiye'de ikamet eden Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştıracak somut adımlar atmaya sevk edeceği beklentisidir.
Uygun koşulların oluşmasıyla birlikte Ankara, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin anavatanlarına dönmesini öngörüyor. Bu hamle aynı zamanda Suriye'nin kuzeyinde ABD destekli YPG ile mücadelede Ankara'nın elini güçlendirecek bir araç olarak görülüyor.
Son olarak Fidan, iki tarafın da sükunet düzeyine ulaşması halinde siyasi uzlaşma ve barış inşası potansiyelinin altını çizdi.
Fidan;
"Her iki tarafın nefreti unutulabilir ve barışa ve geleceğin inşasına yönelik siyasi bir duruş oluşturulabilir, yani etkileşimler yoluyla bu sorun çözülebilir."
açıklamasında bulundu.
Türkiye ve Suriye arasındaki sorunlar terörizm, mülteciler ve çeşitli yabancı aktörlerin varlığı gibi çok boyutlu ve iç içe geçmiş durumda.
Her iki tarafın da normalleşme sürecini engelleyen koşulları var ancak süreç henüz sona ermiş değil. Gazze savaşı Türkiye-Suriye görüşmelerinde yaşanan bir dizi gerilemenin sonuncusu oldu ancak Türkiye yıllardır istikrar ve güvenliğine tehdit oluşturan Suriye konusunda daha fazla endişe duyuyor.
Lübnan-İsrail sınırındaki durum, Suriye'yi içine çekecek büyük bir çatışmanın en olası tetikleyicisi haline geldi. Suriye'nin hava sahasında ve topraklarında faaliyet gösteren bu kadar çok dış güç varken şiddetin tırmanması ciddi riskler doğurur.
Esad'ın kendisi Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana oldukça düşük bir profil çizerken, Türkiye'nin hakim olduğu bölgelerdeki muhalif güçler İsrail'e karşı Filistinlileri destekliyor. Gazze savaşının Suriye'deki dengeleri değiştirmesinden endişe ediliyor.
Öte yandan, Gazze çatışması aslında Türkiye-Suriye görüşmelerini kolaylaştıracak bir faktör olabilir.
2009 yılında İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırması sonucunda Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini güçlendirmesini hatırlattı. O dönemde Ankara, Suriye ile ilk askeri tatbikatını gerçekleştirmiş ve sınır bölgesinde kara kuvvetlerini kullanmıştı. Bu işbirliği İsrail tarafından "çok rahatsız edici" olarak değerlendirilmişti.
Gazze savaşı da dahil olmak üzere bölgede yaşanan gerilimler arasında, Türkiye-Suriye görüşmeleri ilerleme fırsatı bulabilir.
Türkiye ve Suriye bölgesel istikrarsızlık konusunda ortak endişelere sahip ve devam eden krizler diyaloğun yenilenmesi için bir katalizör olabilir.