Arab News: İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin Türkiye ziyareti ve beklentiler

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin Türkiye ziyareti, Kafkasya, Azerbaycan ve Suriye'deki gelişmeler açısından kritik. Türkiye-İran görüşmeleri, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?

1. resim

Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri; “yönetilebilir bir rekabet” ve “isteksiz bir işbirliği” olarak tanımlamak bir klişe haline geldi. Ankara'nın Tahran'la ilişkileri pek çok açıdan Moskova ile olan ilişkilerine benziyor ve Suriye, bu üç ülke arasındaki ilişkilerin karmaşık doğasını en iyi şekilde ortaya koyuyor.

Özellikle bu üç ülkenin 2017 başında başlattığı Astana Barış Süreci, Ankara-Tahran-Moskova eksenini Suriye bağlamında kavramsallaştırıyor. Astana çok önemli sonuçlar ortaya çıkarmadı, ancak üç ülkenin etki alanlarını oluştururken çatışmayı önlemek için bir çerçeve haline geldi.

Ve şimdi yıllar süren husumetin ardından Türkiye-Suriye ilişkileri yeni bir aşamaya giriyor. Rusya normalleşme sürecine öncülük ederken İran, Suriye krizinin son aşamasında yeni bir rol üstlenmeye çalışıyor.

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, iki yıl önce göreve gelmesinden bu yana Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekleştirerek ve yakında hem Türkiye'yi hem de Suriye'yi ziyaret edecek. Reisi'nin ziyareti, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yılki Tahran gezisine karşılık olarak gerçekleşecek ve iki tarafın Suriye konusunu detaylı bir şekilde masaya oturtmasını sağlayacak.

Görüşmede; Suriye'nin yanı sıra Kafkasya bölgesi, özellikle de Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri ve Afganistan'daki kaygılar gündemde olacak. Erdoğan'ın Temmuz ayında Tahran'a yaptığı ziyaret, Reisi tarafından işbirliği düzeyinin artırılmasında “önemli bir dönüm noktası” olarak övülürken, Türk, İran ve Rus liderlerin Astana formatı kapsamında bir araya gelmesine de olanak sağladı.

İran Cumhurbaşkanının eli kulağındaki ziyaretleri, Tahran'ın dışlanmak yerine sadece söylemde değil, pratikte de normalleşme sürecinin bir parçası olmayı hedeflediğini teyit ediyor. Çünkü İranlı yetkililer Rusya'nın arabuluculuğunda Suriye ve Türk savunma bakanları ile istihbarat şefleri arasında Moskova'da yapılan son görüşmeye davet edilmemekten memnun değiller.

Söz konusu görüşmelerin bu ayki ikinci aşamasına dışişleri bakanlarının da katılması bekleniyor. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad geçen hafta İran'ın ülkesindeki “herhangi bir siyasi girişimde” rol oynaması gerektiğini söylemesine ve Tahran'ın Suriye'deki terörle mücadeledeki rolünü övmesine rağmen, İran'ın müdahalesinden söz edilmedi.

Her halükarda Reisi'nin ziyareti, İran'ın Suriye'deki stratejik çıkarlarını vurgulayacak, bölgedeki rolünü pekiştirecek ve Türkiye-Suriye müzakerelerinin sonuçlarından ne beklediğini gösterecek.

Ankara; Astana formatının bir parçası olarak Tahran'la ortak olmasına rağmen, Ankara'nın önceliği, özellikle Kürt terör gruplarının tehdidiyle ilgili olarak Suriye politikalarını, Moskova ile senkronize etmek olmuştur. Türkiye'nin Suriye politikası bu tehditle iç içe geçmiş durumda ve Ankara uzun süredir, Kürt terör gruplarının Tahran tarafından koz olarak kullanıldığı algısına sahip.

Ancak gerçekte Kürt ayrılıkçı hareketleri sadece Ankara tarafından değil Tahran tarafından da bir tehdit olarak görülüyor. Bu nedenle her iki ülke de 2017'de Kuzey Irak'ta yapılacak bağımsızlık referandumuna karşı çıkmıştı.

Ancak Ankara ve Tahran bu tehdide biraz farklı bakıyor. Türkiye varoluşsal bir tehdit olduğunu düşünürken, İran bunu sadece güvenlik sorunu olarak görüyor.

Bazıları, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin Eylül ayında polis nezaretinde ölümünden bu yana İran'daki protestoların, rejimi kaynaklarının dış politikadan çok iç istikrara daha fazla harcamaya itebileceğine inanıyor. Ancak rejim dış politikasında geri adım atma belirtisi göstermediği için bunun tersi de olabilir.

İran, Suriye, Lübnan, Irak ve bölgenin geri kalanındaki nüfuzunu gevşetmek yerine pekiştirmek için bazı dış politika adımları atabilir.

Bu bağlamda İran'daki gelişmelerin nasıl gelişeceği ve Türkiye-Suriye normalleşme sürecinin nasıl devam edeceği, İran'ın Suriye'deki rolünün nasıl şekilleneceğinin iki önemli belirleyicisi olacaktır.

Kaynaklar

Tartışma