Arab News: Mısır, Türkiye ve Suriye arasında arabuluculuk rolünü üstlenebilir mi?

Son dönemde Orta Doğu'da yaşanan yumuşama ve değişen bölgesel dinamikler Suriye'ye de yansıyacak mı? Mısır, Türkiye ve Suriye arasında arabuluculuk rolünü üstlenebilir mi?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, Türkiye'nin olası bir Suriye normalleşmesinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Son dönemde bölgedee yaşanan ılımlı havanın ve çözülen sorunların Türkiye ve Suriye arasında da yeni bi uzlaşı kapısı açtığı belirtilen analizde, bu süreç için en uygun adayın ise Erdoğan-Sisi görüşmesinin ardından Mısır olabileceği belirtildi.

Analizde ayrıca, Mısır'ın 1990 yılları sonunda da Türkiye ve Suriye arasında arabulucuk yaptığı ancak bugün gelinen noktada, Türk askerinin Suriye'de olması, Doğu Akdeniz ve Libya'da yaşanan çeşitli anlaşmazlıkların süreci daha çetrefilli hale getirdiği tespitine yer verildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu Hindistan'da düzenlenen G20 zirvesi çerçevesinde Mısırlı mevkidaşı Abdülfettah El-Sisi ile bir araya geldi. İki lider, ilki FIFA Dünya Kupası sırasında Katar'da olmak üzere, bir yıldan kısa bir süre içinde ikinci kez uluslararası bir etkinlikte bir araya gelmiş oldu.

Erdoğan, Yeni Delhi'den dönüşünün ardından Türk basınına verdiği demeçte Türkiye-Mısır ilişkilerindeki iyileşmenin ülkesinin Suriye ile ilişkilerini normalleştirme girişimini olumlu etkileyebileceğini belirtti.

Bu açıklama, Mısır'ın Ankara ve Şam arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk yaparak önemli bir rol oynadığı ve nihayetinde komşu ülkelerin savaşın eşiğine gelmesini engellediği 1990'ların sonlarını akla getirdi.

1998 yılında dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, arabuluculuk teklifini canlandırmak ve her iki tarafın da normalleşme taleplerini iletmek üzere hem Türkiye'ye hem de Suriye'ye ani ziyaretler gerçekleştirmişti. Kısa bir süre sonra Mübarek dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ı Kahire'de ağırladı. Muhtemelen Esad'ın ağırlanması işe yaramış ve Suriye liderini, Türkiye'nin askeri kapasite açısından mukayeseli üstünlüğü göz önüne alındığında, Türkiye ile gerginliği diplomatik bir şekilde sona erdirmeye ikna etmiştir.

Mısır'ın arabuluculuğu, Türkiye-Suriye ilişkileri her tartışıldığında gündeme gelen ve Adana Mutabakatı olarak bilinen güvenlik ve siyasi düzeydeki ikili anlaşmanın imzalanmasının yolunu açmıştır.

Bugün Mısır'ın lideri Sisi'de, Mübarek'in yirmi beş yıl önceki diplomasisine benzer bir rol üstlenmiş durumda.

Şubat ayında Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry Türkiye ve Suriye'yi ziyaret etti. Bu Kahire'nin hem Şam hem de Ankara ile ilişkilerinin on yıldan uzun bir süre önce bozulmasından bu yana ilk ziyaret olma özelliği taşıyordu.

Bu ziyaretler öncelikle yıkıcı bir depremin ardından iki ülke ve halklarıyla dayanışmayı ifade etmeyi amaçlarken, aynı zamanda Kahire'nin hem Türkiye hem de Suriye ile ilişkilerinde yeni bir başlangıca zemin hazırladı.

Türk tarafının gözünde Mısır'ın iki ülkeyle gelişen ilişkileri onu normalleşme çabaları için ideal bir aday haline getiriyor ancak Mısır nihai bir anlaşmaya varılmasında daha büyük bir rol oynayabilir mi?

Ankara, Mısır'ın her iki tarafla olan ilişkilerinin gelecekteki görüşmelerde arabuluculuk yapmaya çok uygun olduğuna inanarak Kahire'yi bu rolü oynamaya devam etmesi için teşvik ediyor gibi görünüyor.

Suriye açısından bakıldığında, Türk askerlerinin Suriye'den çekilmesi halinde Ankara ile normalleşmeye istekli olabileceği gibi bir karşılık söz konusu. Ancak Türk tarafı, güvenlik çıkarları tehlikede olduğu için bunu kabul etmeyecektir. Dolayısıyla bu durum bir anlaşmanın nasıl müzakere edilebileceği konusunda bir zorluk teşkil ediyor.

Mısır ayrıca Türkiye'nin Libya'ya müdahalesini bir ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki askeri varlığına tepki olarak Kahire, Türkiye'nin Yunanistan ve Kıbrıs'la yaptığı deniz sınırı belirleme anlaşmasındaki stratejik çıkarlarını göz ardı eden Doğu Akdeniz Gaz Forumu girişiminden Ankara'yı dışladı. Ancak Ankara ve Kahire bu tür sorunları bir kenarda tutarak ilişkilerini geliştirme yönünde önemli adımlar atabiliyor.

Her iki ülke de karşılıklı anlaşmaya dayalı istikrarlı ilişkileri, geçmişteki ihtilaflı konularla ilgili faslı kapatmanın yolu olarak görüyor.

Diğer taraftan Kahire, Suriye'nin Arap dünyasına geri dönmesinde ve rejimin rehabilitasyonunda itici güç oldu. Mısır, Ağustos ortasında Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Ürdün ve Mısır dışişleri bakanlarını bir araya getiren Suriye konulu Arap Bakanlar İrtibat Komitesi toplantısına ev sahipliği yaptı.

Peki, Mısır'ın Suriye dosyasındaki proaktif rolünü motive eden nedir?

Mısır'ın motivasyonları yerel ve bölgesel kaygıların bir araya gelmesinden kaynaklanıyor.

İlk olarak, Mısır eski önemli bölgesel oyuncu statüsünü yeniden kazanmayı hedefliyor. Geçmişte Orta Doğu'da kilit bir dış politika oyuncusuydu. Ancak Arap ayaklanmalarının ardından yaşanan iç siyasi çalkantılar Kahire'nin dikkatini dış politikadan uzaklaştırıp ülke içindeki iktidar mücadelelerine ve kötü giden ekonomisine yöneltti ve bölgesel diplomaside nispeten daha az yer almasına neden oldu.

Son dönemde Orta Doğu'da yaşanan yumuşama ve değişen bölgesel dinamikler Mısır'ı daha aktif bir dış politika benimsemeye ve yeni bölgesel uyum biçimlerine yatırım yapmaya iterek uluslararası sahnede kendine güvenini ve iddiasını artırdı. Kahire bölgedeki muhataplarına "Mısır geri döndü" mesajını iletmek istiyor.

İkinci olarak Mısır, 2022 yılında Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde yerinden edilmiş Suriyelilere ev sahipliği yapma konusunda Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak'ın ardından beşinci sırada yer aldı. Mısır'ın Suriyeli mülteci krizine yönelik politikaları, iç istikrar ve ekonomik kapasite gibi hususlar çerçevesinde şekillenmiştir.

Mısır, diğer bölgesel çatışmaların yayılma etkilerini önemli bir tehdit olarak görüyor ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi bu endişelerin bir kısmını hafifletebilir.

Mısır, Türkiye ve Suriye ile ilişkilerin vaktinden önce normalleşmesinin bölgesel ve uluslararası güçlerle yaratabileceği sürtüşmelerden kaçınmak istiyor ki bu da Mısır'ın insani yaklaşımını açıklıyor.

Bu nedenle Kahire'nin Türkiye ve Suriye arasındaki arabuluculuk faaliyetlerini genişletmesi muhtemel.

Geçmişte olduğu gibi Mısır'ın arabuluculuk rolü her iki tarafça da olumlu karşılanabilir. Ancak Rusya, İran ve ABD gibi daha fazla aktörün müdahil olması ve terörizm ve mülteci akını gibi tartışmalı konuların varlığı göz önüne alındığında Mısır bugün daha zorlu bir görevle karşı karşıya.

Buna ek olarak, normalleşme arzusuna rağmen ne Türk ne de Suriye tarafı kendi koşulları açısından geri adım atmaya istekli görünmüyor.

Kaynaklar

Tartışma