Arab News: Türkiye, Balkanlar'daki etkisini artırmak için adımlar atıyor

Ankara; Moskova'dan Kiev'e, Suriye'den Libya'ya kadar çeşitli ihtilaflarda etkin rol oynuyor. Türkiye şimdi de, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Balkanlar'daki etkisini artırmak için adımlar atıyor.

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de Türkiye'nin Kosova ve Sırbistan arasında yaşanan gerilime dair rolünün değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin Moskova'dan Kiev'e, Suriye'den Libya'ya kadar çeşitli ihtilaflarda etkin rol oynadığı belirtilen analizde, Türkiye'nin şimdi de, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Balkanlar'daki etkisini artırmak için adımlar attığı belirtildi.

Analizde; Kosova ve Sırbıstan arasında yaşanan gerilimde Türkiye'nin etkin bir arabulucu olabileceği belirtilirken, bu durumun Ankara'nın bölgedeki konumunu güçlendirmesine yardımcı olacacağı tespiti yapıldı.

İşte Arab News'de yayımlanan analizin tamamı:

Recep Tayyip Erdoğan bir beş yıl daha iktidarda kalmayı garantilerken, Türkiye cumhurbaşkanı Türkiye'nin yüzyıllardır Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Balkanlar'daki etkisini artırmanın peşinde.

Kuzey Kosova'da tırmanan gerilim de Türkiye'ye böyle bir fırsat sunuyor.

Güneydoğu Avrupa, Amerika'nın jeopolitik yörüngesinde olmasına rağmen, Ankara muhtemelen Belgrad ile Priştine arasındaki anlaşmazlıklarda arabulucu rolü oynamaya başlamayı hedefliyor.

Etnik Sırpların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu Sırbistan sınırına yakın Kosova'daki durum, 26 Mayıs'ta ROSU olarak bilinen Arnavutların çoğunlukta olduğu Kosova Polis Özel Kuvvetleri'nin yardım amacıyla bölgedeki dört belediye binasına el koymasıyla tırmandı.

Yeni seçilen Arnavut belediye başkanları göreve başladı ancak Sırp halkı, 23 Nisan'daki seçimleri ezici bir çoğunlukla boykot etmişti. Bu nedenle oylar özgür ve adil olsa da sonuçlar bölgedeki çoğunluğun isteklerini yansıtmadı.

ROSU'nun hamleleri ABD'yi çileden çıkardı ve ABD, Kosova'nın en büyük destekçisi olmasına rağmen Priştine'yi Avrupa'da Amerikan önderliğindeki askeri tatbikatlardan ihraç etti. Bunun yerine ABD birlikleri, Kosova'ya çok da uzak olmayan Bujanovac kasabası yakınlarında, Sırp ordusuyla birlikte ortak askeri tatbikatlar düzenledi.

Batı'nın tam desteğine güvenemeyeceğinin oldukça farkında olan Kosova Başbakanı Albin Kurti, Priştine'nin uluslararası arenadaki konumunu iyileştirme umuduyla alternatif ortaklar aramaya başlayabilir.

Türkiye onlardan biri olabilir mi?

Ankara ilk olarak, NATO'nun huzursuzluğu bastırmaya yardım etmesi için asker talebine yanıt olarak kuzey Kosova'ya yaklaşık 500 Türk komando konuşlandırdı. Daha da önemlisi ise, Türkiye'nin yakında Kosova'daki ABD ağırlıklı NATO misyonunun komutasını devralması bekleniyor.

Ancak, Ankara geleneksel olarak Arnavutlar da dahil olmak üzere Balkan Müslümanlarının bir müttefiki olarak görülse de bu, Erdoğan'ın kuzey Kosova'daki etnik Sırp çoğunluğa karşı Kurti'nin yanında yer alacağı anlamına gelmiyor.

Bununla birlikte, Kosova başbakanının Türkiye'nin Priştine büyükelçisiyle yakın zamanda yaptığı görüşme, hiç şüphesiz onun ABD ile karşı karşıya geldiği bir dönemde Ankara'nın desteğini kazanma girişimini temsil ediyor.

Türkiye'nin Balkanlar'daki en etkili yabancı aktörlerden biri olmayı hedeflediği bir sır değil. Ankara'nın arabuluculuğu; Moskova ile Kiev arasında imzalanan tahıl anlaşmasından, Suriye'ye ve Libya'ya kadar çeşitli ihtilaflarda önemli ve etkin bir “barış sağlama” rolü oynuyor.

Belgrad ile Priştine arasında AB tarafından kolaylaştırılan diyalog, kuzey Kosova'daki gerilimin azalmasına yol açmadığından dolayı Erdoğan, Ankara'nın ihtilafta arabuluculuk yapması için bir fırsat penceresi görüyor.

Türkiye, Kosova'nın 2008'de Sırbistan'dan tek taraflı olarak ilan edilen bağımsızlığını kayıtsız şartsız desteklese de Erdoğan, bölgedeki Sırp çıkarlarına saygıyı da ima eden yapıcı ve dengeli bir yaklaşımı tercih ediyor gibi görünüyor.

Belgrad, Kosova'yı Sırbistan'ın ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Bu nedenle Türkiye, güneydoğu Avrupa ülkesiyle olan güçlü ekonomik bağlarını tarihi ve kültürel bağları ile dengelemeye çalışıyor.

2013 yılında Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde “Kosova Türkiye'dir, Türkiye Kosova'dır” açıklaması Belgrad'da sert eleştirilere yol açmıştı. On yıl sonra Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Erdoğan'ı "kuzey Kosova'da istikrarın korunmasına yardımcı olabilecek" bir aktör ve aynı zamanda Sırbistan'ın "gerçek bir dostu" olarak gördüğünü belirtti. Gerçekten de, Kosova'nın statüsüne ilişkin farklı görüşlere rağmen, Belgrad ile Ankara arasındaki ilişkiler son on yılda önemli ölçüde iyileşti.

Sırp vatandaşları Türkiye'ye pasaportsuz seyahat edebilirken, Ankara Balkan ülkesindeki ekonomik varlığını güçlendirmeye devam ediyor. Sırbistan'da 21'i fabrika olmak üzere yaklaşık 3 bin 300 Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Ayrıca, Sırbistan ile Türkiye arasındaki toplam ticaret hacmi 2022'de neredeyse 2,5 milyar Euro'ya (2,7 milyar $) ulaşırken, Türkiye ile Kosova arasındaki ticaret hacmi çok daha düşüktü ve 696 milyon $ olarak gerçekleşti.

Kosova'da artan bir Türk askeri varlığı, özellikle Batı'nın Ukrayna'daki savaşla meşgul olduğu bir dönemde, şüphesiz Ankara'nın bölgedeki konumunu güçlendirmesine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, Erdoğan'ın kendisini hem Belgrad hem de Priştine için yükselen, tarafsız bir ortak olarak göstermesine yardımcı olacak.

Ancak Amerika'nın; Vietnam Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da inşa ettiği en büyük yabancı askeri üssü olan Kosova merkezli Camp Bondsteel ile bölgede yabancı güç olmaya devam ettiği düşünülürse, Ankara'nın Washington ile dikkatli bir şekilde koordine olması gerekecek.

Kaynaklar

Tartışma