Arab News: Türkiye ve Körfez ülkeleri Suriye'nin geleceğinde kilit rol oynayacak
Türkiye ve Körfez ülkeleri Suriye'nin ayağa kalkması için üç önemli aşamayı beraber hayata geçirmeli. Suriye'de yüz milyarlarca dolara mal olacak projelerde Türkiye ve Körfez ülkeleri kilit aktörler olacak.
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'nin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Esad rejiminin beklenen sonla yüzleşmesinin ve hızla çökmesinin ardından tamamen yerle bir olmuş olan ülkenin yeniden inşaa edilmesinin gerekliliğine dikkat çekilen analizde, bu yeniden inşaa sürecinde Türkiye ve Körfez ülkelerinin iki kilit aktör olacağı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Irak gibi komşu ülkelerdeki yeniden yapılanma konusunda deneyimini Suriye'ye taşıyabileceği ve Suriye'deki yüz milyarlarca dolara mal olacak projelerde Türkiye ve Körfez ülkelerinin beraber hareket edebileceği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Suriye, her biri hem Suriye halkı hem de bölgedeki diğer devletler için ciddi sonuçlar doğuran birçok aşamadan geçmiştir.
Bugün, savaşın parçaladığı ülke kritik bir dönemeçte ve ülkeyi elli yıldır yöneten Esad rejimi kaçınılmaz sonuyla yüzleşti.
Rejimin hızla çökmesi, Türkiye ve Körfez ülkelerinin iki kilit alana odaklanarak Suriye'nin geleceğinde önemli bir rol oynamaları için fırsatlar sunuyor.
Siyasi ve askeri muhalefetin düzene sokulması ve ülkenin siyasi ve ekonomik olarak yeniden inşasının organize edilmesi gibi adımlarda Türkiye ve Körfez ülkeleri aktif bir şekilde ortaklık yapabilir.
Zira bu çabalar sadece Suriye'nin istikrarını arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde anavatanlarına dönmeleri için gerekli koşulları da yaratacaktır.
Türkiye ve Körfez ülkeleri, Suriyelilerin barışçıl bir geçiş hükümeti kurmalarını destekleyerek Suriye'de yeni ve istikrarlı bir siyasi düzen kurulmasına etkin bir şekilde katkıda bulunabilir. Bu istikrarlı düzen de Ankara ve Körfez başkentlerinin öncülük ettiği Esad sonrası yeniden inşa çabaları için elverişli bir ortam sağlayacaktır.
Süreç nasıl işleyebilir?
İlk aşama, parçalanmış Suriye muhalefetinin düzene sokulmasıdır.
Türkiye ve Körfez ülkeleri sahip oldukları siyasi ve mali güçle hem siyasi hem de askeri muhalif gruplar arasında daha fazla koordinasyon sağlayabilir. Farklı muhalif gruplardan temsilcilerin yer aldığı “koordinasyon komiteleri” kurarak çabaların düzene sokulmasına yardımcı olabilir ve sağlıklı bir diyalog platformu oluşturabilir.
Bu bağlamda, yeni hükümet herkesle diyalog kurabilecek bir yönetişim yapısı inşa etmelidir. Ayrıca Türkiye ve Körfez ülkeleri, sivil toplum liderlerini muhalefetin siyasi ve yönetişim yapılarına entegre etmek için forumlar düzenleyerek azınlıklar ve kadınlar da dahil olmak üzere tüm Suriyelilerin ülkelerinin geleceğinde pay sahibi olmalarını sağlayabilir.
Suriye'nin yeniden inşası şüphesiz, uzlaşma, reform ve hukukun üstünlüğü olmadan başarılamaz.
Türkiye ve Körfez ülkeleri bu konuda, son on yıl veya daha uzun süredir sığındıkları ülkelerde hukukun üstünlüğünün nasıl uygulandığını tecrübe eden Suriyelilere güvenebilir.
Çünkü hem Türkiye hem de Körfez ülkeleri, Suriye'nin gelecekteki yönetimi için kilit öneme sahip olabilecek Suriyeli entelektüellere, eski yetkililere ve iş dünyası liderlerine yıllardır ev sahipliği yapmaktadır.
Ulusal bir geçiş hükümeti kurmak için bu kişilerle birlikte çalışmak uzlaşma aşamasında büyük önem taşıyor.
Cumartesi günü Ürdün'de Türkiye, Körfez ülkeleri ve Suriye'nin komşularının dışişleri bakanları arasında gerçekleşen zirve, Suriye'nin geleceği için ortak bir bölgesel çaba gösterilmesi açısından önemli bir girişim olarak kayıtlara geçti.
İkinci aşama ise ülkenin yeniden inşasının organize edilmesidir.
Geçtiğimiz Perşembe günü Türk istihbarat şefiyle birlikte Şam'ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşası için komşu ülkelerle birlikte çalışmaya devam edeceğini ve yeni yönetimle ekonomik ve diğer sorunları ele almak için işbirliği yapacağını belirtti.
Hasar ve yıkımın eşi benzeri görülmemiş boyutlarda olduğu göz önüne alındığında, ülkenin yeniden inşası ve kalkınmasının yüz milyarlarca dolara mal olacağı açıktır.
Türkiye ve Körfez ülkeleri, yerleşim yerleri, altyapı, okullar, hastaneler, köprüler ve yolları kapsayacak uluslararası ve eşgüdümlü bir yeniden inşa çabasına öncülük edebilir.
Türkiye inşaat işlerine öncülük ederek, Körfez ülkeleri de bu yeniden inşa girişimlerini finanse ederek Suriye için tek bir yeniden inşa stratejisi geliştirebilir ve böylece yeniden inşa sürecinde herhangi bir başarısızlık yaşanmasını önleyebilir.
Türkiye, Irak gibi komşu ülkelerde savaş sonrası yeniden yapılanma konusunda deneyim sahibidir ve bu uzmanlığını Suriye'ye taşıyabilir.
Aynı şekilde Körfez ülkeleri de Suriye'nin yeniden inşasına önemli ölçüde katkıda bulunabilecek mali kaynaklara sahiptir. Irak'ın yeniden inşası için Türkiye'den sonra en büyük miktar olan milyarlarca doları taahhüt ettikleri Irak'tan deneyimleri var. Suriye için de benzer bir politika izleyebilirler.
Bir sonraki aşama ise mültecilerin anavatanlarına geri dönmesidir.
Milyonlarca Suriyeli savaşın yıkıma uğrattığı ülkelerinden kaçarak öncelikle Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi komşu ülkelere sığındı. Temel altyapı ve ekonomik fırsatlar olmadan, mülteciler harabeye dönmüş bir ülkeye dönmekte tereddüt edeceklerdir.
Geçtiğimiz yıl Türkiye en az 1 milyon Suriyeli mültecinin Suriye'nin kuzeyinde inşa edilecek kalıcı konutlara döneceğini açıkladı. Benzer stratejiler Körfez ülkeleri tarafından da uygulanabilir.
Suriye'nin yeniden inşası sadece mültecilerin geri dönüşünün önünü açmakla kalmayacak, aynı zamanda tüm bölgenin ekonomik istikrarına da katkıda bulunacaktır.
Suriye'de istikrarlı bir hükümet ile Türkiye ve Körfez ülkeleri, mal ve hizmetler için yeni bir pazar sağlayacak yatırımlar yapabilir ve bu da Suriyeliler için ekonomik faydalar ve kaliteli hizmetlere yol açabilir.
Ancak Suriye'nin altyapısını, ekonomisini ve yönetim yapılarını yeniden inşa etmek, ekonomisi çökmüş bir ülkede kurulacak yeni bir hükümet için zor bir görev olacaktır.
Nitekim, Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi Al-Bahra, halkın hayatını kolaylaştırmak ve iş olanaklarını arttırmak için erken toparlanma projelerine başlamaları gerektiğini kabul etti.
Dolayısıyla Türkiye ve Körfez ülkelerinin Suriye'de desteklemesi gereken üç kilit aşama var. Uzlaşma, yeniden inşa ve mültecilerin geri dönüşü.
Savaş sonrası devletlerin yeniden inşası konusundaki deneyimi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle işbirliği içinde Suriye'nin siyasi ve ekonomik yeniden inşasında öncü bir rol oynama fırsatı bulunmaktadır.
Bu yeniden inşa sürecinin yıllar alması muhtemeldir ve başarısı siyasi, lojistik ve güvenlikle ilgili zorlukların aşılmasına bağlı olacaktır.