gdh'de ara...

Arab News: Türkiye, Körfez ülkeleriyle bağlarını güçlendiriyor

Bölgedeki konumunu güçlendirmek isteyen Türkiye, Körfez ülkeleriyle bağlarını güçlendiriyor. Erdoğan, NATO zirvesinden sonra bölgeye ziyaret gerçekleştirecek ve muhtemelen büyük yatırım anlaşmaları imzalayacak. 

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim zaferi sonrası, Türkiye'nin Körfez ülkelerine dair politikalarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Körfez ülkelerinin Türkiye'ye büyük yatırımlar yapmak istediği belirtilen analizde, bölgedeki konumunu güçlendirmek isteyen Türkiye'nin de Körfez ülkeleriyle bağlarını güçlendirmek istediği tespitine yer verildi.

Analizde ayrıca Türkiye'nin, Körfez ülkeleri ile sadece ekonomi başlıkları nedeniyle değil, bölgesel güvenlik kaygıları nedeniyle de yakınlaştığının altı çizildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analizin tamamı:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yakında Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi de içerecek bir Körfez turuna çıkacak. Türkiye'nin bu ülkelerin her biri ile ekonomik çıkarları ve siyasi kaygıları paylaşan farklı ilişkileri var.

BAE, Erdoğan'ın yeni bir kabine kurmasının ardından Türkiye'yi ziyaret eden ilk ülkelerden birisi oldu. Erdoğan'ın BAE'ye son ziyareti ise, iki ülke arasındaki yakınlaşmanın ardından geçen yıl Şubat ayında gerçekleşmişti.

Türk ve Birleşik Arap Emirlikleri heyetleri arasındaki iki günlük görüşmelerin odak noktası yenilenebilir enerji, ulaşım, savunma ve ticaret oldu. BAE, İstanbul metro projesine ve İstanbul-Ankara arasındaki hızlı trene yatırım yapmakla ilgileniyor.

Mart ayında Ankara, iki ülke arasında büyüyen ekonomik bağların altını çizerek BAE ile ticaret hacmini ikiye katlamak için bir anlaşma imzaladı. Mayıs ayındaki Türkiye seçimlerinin ardından ise Türkiye ve BAE, iki ülke arasındaki ticareti önümüzdeki beş yılda 40 milyar dolara çıkarmak için Mart ayında imzalanan bir serbest ticaret anlaşmasını onayladı. BAE, Türkiye'ye 30 milyar dolara kadar yatırım yapacak ve ihracatını ikiye katlayarak 5 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarma hedefi ile hareket edecek.

Türk hükümeti, çeşitli yöntemlerle Körfez ülkelerinden 25 milyar dolarlık yatırım çekme hedefi belirledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin yeni ekonomi ekibinin hedefleri doğrultusunda yabancı yatırıma yönelik anlaşmalar yapmak için harekete geçti.

İlk büyük anlaşma büyük olasılıkla İzmir Alsancak Limanı'nın işletme hakları ile ilgili olacak. Ancak Uraloğlu, görüşmelerin devam ettiğini belirtse de yatırım yapacak olan potansiyel bir Körfez ülkesinin ismini açıklamadı.

Körfez ülkelerinin Türkiye'deki yatırım açığını doldurmak için potansiyel adaylar olarak ortaya çıkması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret planlarını da hızlandırdı. Erdoğan, muhtemelen 11-12 Temmuz'da Litvanya'da yapılacak NATO zirvesinden sonra bölgeye geniş kapsamlı bir ziyaret gerçekleştirecek.

Maliye Bakanı Şimşek, ziyarete ve gelişmelere dair çok fazla ayrıntı vermedi ancak gezinin, önemli yatırım anlaşmalarını beraberinde getireceğini belirtti. Şimşek BAE ziyaretini “verimli” olarak nitelendirdi ve muhtemelen resmi anlaşmalar Erdoğan'ın ziyaretiyle kesinleşecek.

Mehmet Şimşek'in bakan olarak atanması, Körfez yatırımcıları tarafından memnuniyetle karşılandı. Şimşek; geçmiş dönemde “akılcı” olarak adlandırdığı politikaların uygulanmasında önemli bir rol oynadı ve Körfez ülkelerinin aradığı “öngörülebilirliği” Türkiye ekonomisine geri getirmeyi vaat ediyor.

Şimşek'in Körfez ülkelerinde güçlü iş bağlantıları var ve bu da Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan çıkış yolu bulmasına yardımcı olacak gibi görünüyor.

Türkiye, Körfez ülkelerini ticaret, ekonomi, enerji ve savunma gibi alanlarda kilit ortak olarak görüyor. Ancak Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile bağlarını güçlendirme politikasının arkasındaki tek itici güç ekonomik istikrar ve ticari fırsatlar değil. Bölgesel güvenlik kaygıları ve diplomatik normalleşme ortamı da Ankara'yı ilişkileri yeniden rayına oturtmaya doğru iten gerekçelerden birisi.

Türkiye ve Körfez ülkeleri, on yıldır bazı bölgesel konularda zıt taraflarda yer alsa da, özellikle Suriye, Yemen, Libya ve Irak'taki istikrarsızlık konusunda ortak kaygılar taşıyor. İran, Körfez ülkelerine yeni bir diplomatik ılımlaşma politikası peşinde koşsa da, vekil güçleri bölgedeki Türk ve Körfez çıkarlarına hala tehdit oluşturuyor.

Ancak bir gerçek var ki; bölgedeki diplomatik normalleşme ortamı, Türkiye'nin başta Mısır olmak üzere eski bölgesel hasımlarıyla yeniden ilişki kurma kapısını araladı ve Ankara ve Kahire, diplomatik ilişkileri normale döndürmek için on yıl sonra ilk kez büyükelçi ataması gerçekleştirdi. Bu hamle, hem Suudi Arabistan hem de BAE tarafından bölgesel istikrar için önemli görüldü ve memnuniyetle karşılandı.

Sonuç olarak; karşılıklı ekonomik çıkarlar ve siyasi kaygılar, bölgedeki konumunu güçlendirmek isteyen Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle bağlarını güçlendiriyor.

Ancak Ankara aynı zamanda, hem bölgesel emelleri hem de ülke içi ekonomik hedeflerine ulaşmak için, çeşitli aktörlerle birlikte ince bir çizgide yürümek zorunda kalacak.

Kaynaklar

Tartışma