Arab News: Türkiye ve İsrail, neden daha yakın ilişkiler kurmaya karar verdi?
Türkiye ve İsrail arasındaki görüşmeler, bölgesel dinamikler açısından önemli sonuçlar ortaya çıkarabilir. Peki Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeni evresinde, hangi başlıklar ön plana çıkacak?
Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İsrail Başbakanı Netanyahu arasında BM Zirvesi kapsamında gerçekleşen görüşmenin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İki liderin görüşmesinin hem yerel hem de bölgesel dinamikler açısından önemli sonuçlara gebe olduğu belirtilen analizde ayrıca, ticaret ve enerji başlıklarında da önemli gelişmeleri tetikleyebileceği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye ve İsrail liderleri Recep Tayyip Erdoğan ve Benjamin Netanyahu arasında merakla beklenen görüşme nihayet Salı günü BM Genel Kurulu çerçevesinde gerçekleşti. Bu, iki lider arasında belgelenmiş ilk görüşmeydi.
İki ülke aslında, Tel Aviv ile Ankara arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olan 2010 yılındaki meşhur Mavi Marmara olayına kadar yakın ilişkilere sahipti.
İki lider arasındaki görüşmeye damga vuran konular arasında; Erdoğan'ın yakın gelecekte Kudüs'teki Mescid-i Aksa'yı ziyaret etme ihtimali, enerji, teknoloji, inovasyon, yapay zeka ve siber güvenlik gibi çeşitli alanlarda işbirliği, İsrail-Filistin ilişkilerine dair görüşmeler ve İsrail'in Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirme çabaları yer aldı.
Görüşme, Erdoğan'ın ABD yönetiminin İsrail-Suudi anlaşmasına aracılık etme girişimini desteklediğini ve bunun bölgedeki gerilimin azaltılmasına yardımcı olabileceğini ifade etmesinden bir gün sonra gerçekleşti.
Görüşme aynı zamanda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un 2008'den bu yana ilk üst düzey İsrail ziyareti olan Mart ayındaki Ankara ziyareti ve Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in Şubat ayında Türk liderle görüşmesinin ardından iki ülke arasında ısınan ilişkiler bağlamında gerçekleşti.
Erdoğan'ın Netanyahu ile uzun bir düşmanlık geçmişi var ve iki lider uzun yıllar boyunca kamuoyu önünde sert sözler sarf etti. Çok az lider Erdoğan ile Netanyahu kadar uzun süreli bir gerginlik yaşamıştır. Dolayısıyla bu görüşme iki liderin bir araya gelmesinden çok daha büyük bir öneme sahipti ve hem yerel hem de bölgesel etkileri olacaktır.
ABD'nin rolünden başlayacak olursak, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki iyileşme sürekli olarak Ankara'nın Amerika ve oradaki Yahudi lobisiyle olan ilişkileriyle iç içe geçmiştir. Bu lobi, Türkiye'nin Washington ile ilişkilerini destekleme ya da zayıflatma konusunda önemli bir etkiye sahiptir. Tarihsel olarak, bu lobinin desteği Ermeni meselesi, Yunan iddiaları ve silah satışları gibi çeşitli durumlarda Ankara için faydalı olmuştur.
Ancak Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasının ardından Yahudi lobisi tutumunu değiştirerek Türkiye'yi savunmasız bıraktı. ABD, Türkiye açısından tartışmalı olan bazı kararları desteklemeye devam etti ve yıllar geçtikçe Ankara, Yahudi lobisinin desteği olmadan ABD ile ilişkilerinde daha fazla ilerleme kaydetmesinin zor olduğunun farkına vardı.
İkinci faktör ise iki ülkeyi ilişkilerini yeniden değerlendirmeye iten değişen bölgesel dinamiklerdir.
Tarihsel olarak, bölgesel gelişmeler Türkiye ve İsrail'in birbirlerine yönelik hesaplarını şekillendirmede önemli bir etken olmuştur. Geçmişte Türkiye komşuları Irak, İran ve Suriye'den gelen tehditlerle karşılaştığında İsrail'e yaklaşma eğilimi göstermiştir. Benzer şekilde İsrail için de İran tehdidi, Türkiye ve diğer bölgesel güçlerle daha yakın ilişkiler kurmasında sürekli olarak motive edici bir faktör olmuştur.
Tel Aviv'in Bahreyn ve BAE ile tarihi Abraham Anlaşmalarını imzalamasında İran faktörünün önemi göz ardı edilmemelidir.
Ayrıca, Türkiye ve İsrail'in desteğiyle Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı zaferiyle sonuçlanan 2020 Dağlık Karabağ Savaşı, Tel Aviv ile Ankara arasındaki ilişkilerin çözülmesinde rol oynadı. Savaşın sonuçlarından biri de İran'ın bölgedeki etkisinin azalması oldu.
İsrail'in Azerbaycan'a verdiği desteğin başlıca nedeni Tahran'ın Ermenistan'a verdiği destekti. Büyük bir Azeri diasporasına ev sahipliği yapan İsrail, Bakü ile daha yakın bir ilişki kurma arayışıyla Erivan'a karşı destek sağladı. Bu ortak amaç Tel Aviv ve Ankara'yı bir kez daha bir araya getirdi.
Dikkate alınması gereken üçüncü faktör ise; her iki ülkenin de benzer tehditlerle karşı karşıya olduğu Suriye'deki durumdur. Dahası İsrail, Türkiye'nin Suriye dosyasında İran ve Rusya ile yakın temas kurmasından rahatsız. Tel Aviv, Türkiye'nin Rusya-İran ekseninde yer almasını istemiyor.
Türkiye açısından bakıldığında ise İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki yakın enerji bağları, özellikle de İsrail ve Mısır'ın sıvılaştırılmış gazını Avrupa'ya ihraç etmeyi amaçlayan EastMed boru hattı konusunda endişeler söz konusu.
Türkiye için İsrail ile ilişkilerini geliştirmek, Ankara'nın dış politikasının geniş çaplı revizyonunun bir parçası. Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle de bağlarını daha da güçlendirmesi bekleniyor.
Netanyahu, ülkede siyasi bir krizi tetikleyen yolsuzluk, dolandırıcılık ve güven ihlali iddiaları da dahil olmak üzere birkaç yıldır yasal zorluklarla karşı karşıya. Halka, ekonominin iyiliği için eski bölgesel rakipleriyle uzlaştığını göstermesi gerekiyor.
Türkiye'deki durum da bunu yansıtıyor. Zira Ankara finansal yatırımları ülkeye çekmeye çalışıyor. Her iki ülke de şimdi ikili ticareti arttırmaya çalışıyor. Ancak Türkiye'nin iki ülke arasındaki gerilimin en yüksek olduğu dönemde bile İsrail'in önemli bir ticaret ortağı olmaya devam ettiğini belirtmek önemli.
Dolayısıyla, Erdoğan ve Netanyahu tarafından başlatılan Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeni evresinde, iç kazanımlar, değişen bölgesel dinamikler ve ABD faktörü ile yakından bağlantılı olan ekonomik ve enerji ile ilgili çıkarlar baskın bir rol oynayacak gibi görünüyor.