The Quincy Institute: Esad'ın devrilmesinin ardından Rusya için sırada ne var?
Rusya, prestijine yıkıcı bir darbe vuran Esad'ın iktidardan düşmesi hakkında neden seyirci kaldı? Türkiye, Rusya'nın Orta Doğu'daki güç statüsünün korunmasının anahtarını elinde tutuyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından The Quincy Institute'de, Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin ardından Rusya'nın ülkedeki geleceğinin ve dış politikasına etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye'de Esad rejiminin çöküşünün Rusya'nın prestijine yıkıcı bir darbe vurduğu tespiti yapılan analizde, İstanbul Boğazı'nın kapatılması ve Tartus'taki donanma varlıklarının tahliyesi nedeniyle Rusya'nın, Akdeniz'de büyük ölçekli deniz operasyonları yürütme kabiliyetinden yoksun kalacağı belirtildi.
Analizde ayrıca, Türkiye ile HTŞ'nin şimdi Rusya'nın Orta Doğu'daki büyük güç statüsünün korunmasının anahtarını elinde tuttuğı tespiti yapıldı.
İşte The Quincy Institute'de yayınlanan analiz:
8 Aralık'ta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) grubunun öncülük ettiği hızlı bir saldırının ardından iktidardan düştü. Esad'ın devrilmesi Suriye'de ve Arap dünyasında geniş çapta kutlanırken, Moskova'daki hava çok daha az iyimserdi.
Esad'ın siyasi sığınmacı olarak Moskova'ya gelişinden kısa bir süre sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Suriye'deki olaylardan duyulan “aşırı endişe” dile getirildi ve Rusya'nın Suriye'deki askeri üslerinin “yüksek alarm” halinde olduğu ilan edildi.
Esad'ın düşüşünden yirmi dört saatten az bir süre önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov HTŞ'yi “terörist” olarak nitelendirdi ve böyle bir isyancı grubun Suriye topraklarını ele geçirmesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Esad sonrası dönem başlarken Rusya, Suriye'deki Tartus deniz üssünü ve Hmeymim hava üssünü kaybetmek ve Orta Doğu'da büyük bir prestij kaybına uğramakla karşı karşıya.
Her ne kadar bu yetkililerin Moskova ile işbirliği yapmaya istekli olup olmadıkları belirsiz olsa da, bu statü erozyonu Rusya'yı Suriye'nin yeni yetkilileriyle pragmatik bir ilişki kurmaya zorlayabilir.
Esad iktidardan düşerken Rusya neden seyirci kaldı?
HTŞ güçleri Şam'a yönelik yıldırım saldırılarına başlarken, Rusya ilk aşamada Esad'ı askeri olarak desteklemeye devam etti.
Lavrov 7 Aralık'ta Doha Forumu'nda yaptığı konuşmada Rusya'nın Hmeymim'deki Hava-Uzay Kuvvetleri'nin Suriye Arap Ordusu'na “terörist saldırıları püskürtme” konusunda yardımcı olduğunu açıkladı.
Ancak Rusya'nın askeri yardımının ölçeği, 2015'teki başarılı müdahalesiyle kıyaslandığında oldukça sönük kaldı.
Rusya'nın Esad'a son günlerinde verdiği desteğin kapsamının sınırlı olması iki temel faktöre bağlanabilir.
Bunlardan ilki HTŞ'nin saldırısının doğasında var olan sürpriz unsuruydu.
Esad'ın düşüşünün ardından Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov;
“Genel olarak yaşananlar muhtemelen tüm dünyayı şaşırttı ve biz de bu durumda bir istisna değiliz”
açıklamasında bulundu.
Peskov'un açıklaması Moskova'da Esad'ın Mayıs 2023'te Arap Birliği'ne geri dönmesinin rejimine yönelik büyük tehditlerin sona erdiği yönündeki yaygın görüşü yansıtıyordu.
Suriyeli muhalif gruplar Arap ortaklarından izole edildiği için Kremlin, isyancı güçlerin Esad'a karşı geniş çaplı bir saldırı başlatmak için yeterli kapasiteye sahip olmayacağından emindi.
Bu aşırı güven Rusya'nın İdlib'deki askeri çatışmaların tırmanışını ve HTŞ'nin Halep çevresindeki gizli askeri yığınağını önemsememesine neden oldu. Rusya bu bölgeleri HTŞ'nin saldırısına karşı savunmak için yeniden kuvvet konuşlandırmak yerine, İsrail'in saldırılarına karşı Suriye'nin Golan Tepeleri yakınlarında dokuz gözlem noktası kurmayı tercih etti.
Bu, İsrail'in Hizbullah ve İran'a bağlı milislere verdiği zararı arttıran ve Esad güçlerini HTŞ'nin ana ilerleme eksenleri etrafında savunmasız bırakan stratejik bir hataydı.
İkincisi ise Rusya'nın askeri varlıklarını Suriye'den Ukrayna'ya çekmesi ve çoklu sahalarda sert güç yansıtma kabiliyetinin azalmasıydı. Ağustos 2022'de Rusya S-300 hava savunma füzelerini Suriye'nin Masyaf kentinden Karadeniz'deki Novorossiyk limanına taşıdı. Suriye'deki Rus askeri tesislerinin sayısı 2023'te 132'den 105'e düşmüş, 2024'te ise mütevazı bir artışla 114'e yükselmiştir.
Haziran 2023'te Wagner Grubu'nun isyanıyla birlikte bu tesislerdeki personel sayısı endişe verici bir hal aldı. HTŞ saldırısı sırasında Rusya'nın tek geçerli seçeneği Afrika Kolordusu paralı askerlerini Suriye'ye yeniden konuşlandırmaktı ki bu da zaman alan bir süreç olacaktı.
Rus medya kuruluşları son günlerde ülkelerinin kaynaklarının kısıtlı olduğunu nadiren de olsa kabul etti.
Nezavisimaya Gazeta'nın 2 Aralık tarihli başyazısında şu ifadeler yer alıyordu;
“Daha önceki bedava kaynaklar belli ki tükendi. Şimdi Rusya'nın başka yerlerde bu kaynaklara ihtiyacı var.”
Rusya'nın prestijine yıkıcı bir darbe
Esad'ın çarpıcı sonu, Rusya'nın Akdeniz'deki büyük güç statüsünü paramparça etti.
İstanbul Boğazı'nın kapatılması ve Tartus'taki donanma varlıklarının tahliyesi nedeniyle Rusya, Akdeniz'de büyük ölçekli deniz operasyonları yürütme kabiliyetinden yoksun.
Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu ile Libya'nın doğusundaki bir tesis üzerinde hızlı bir anlaşmaya varılamazsa, Rusya muhtemelen Akdeniz'den uzun süreli izolasyona maruz kalacak ve Mali, Burkina Faso, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Sudan'daki operasyonlarında ciddi lojistik aksaklıklar yaşayacaktır.
Moskova'daki IMEMO RAS düşünce kuruluşunun önde gelen Orta Doğu uzmanlarından Nikolay Sukhov, Suriye'yi “Afrika'ya sıçrama noktası” olarak tanımladı ve Rus savaş uçaklarının artık Afrika sahalarına doğrudan uçuş yapamayacağı uyarısında bulundu.
Rusya'nın HTŞ'nin saldırısına verdiği yumuşak karşılık, Suriye'ye ilk askeri müdahalesinin yarattığı güç yanılsamasını da yıkacak. Rusya, 2018 Arap Gençlik Araştırması'nda Y kuşağı Araplar arasında arzu edilen bir dış ortak olarak ABD'nin önüne geçmişti. Bu değişimin ana nedeni Rusya'nın Esad adına Suriye'ye kararlı bir şekilde müdahale etmesi ve Moskova'nın kriz zamanlarında sadık bir müttefik olarak imajını güçlendirmesi oldu.
Rusya'nın bu gücü, Esad'ın Suriye'deki yönetimine derinden karşı olan Arap gençlerine bile cazip geldi. Rusya'nın Sahra Altı Afrika'daki müşterilerine de “Suriye modeli” kontrgerillayı tanıttığı düşünüldüğünde, mesajının önemli bir bileşeninin yeniden ele alınması gerekiyor.
Diğer yandan, Türkiye'nin HTŞ'nin Esad'ı devirmesine verdiği destek de Moskova ile Ankara arasındaki ilişkileri gerebilir.
Ancak Türkiye, Rusya'nın Batı'nın yaptırımlarından kaçınması için kilit önemde bir can simidi olduğundan, Suriye konusunda yaşanacak bir kriz de Moskova daha da zor durumda kalabilir.
Rusya'nın Suriye'nin yeni yetkilileriyle olası angajmanı
Esad'ın devrilmesinin ardından Rusya Duma Savunma Komitesi Başkanı Andrei Kartapolov, Rusya'nın Şam Büyükelçiliği'nin HTŞ ile iletişim hatları kurduğunu doğruladı.
Peskov da Kartapolov'un yorumlarını destekleyerek Rusya'nın Suriye'deki üslerinin korunması için diyaloğun önemini vurguladı. Rus medyasında HTŞ'nin yükselişini NATO'nun Suriye devletine karşı yürüttüğü vekalet savaşının bir ürünü olarak gösteren yorumlarla tam bir tezat oluşturuyor.
HTŞ ile askeri üsleri üzerinden ciddi bir angajmana girilebilmesi için Rusya'nın örgütün BM tarafından belirlenmiş terör örgütleri listesinden çıkarılması çabalarına destek vermesi gerekecek.
Esad rejiminin hızla çökmesi Rusya'yı, Ukrayna konusunda olası müzakereler öncesinde güç gösterisinde bulunmaya çalıştığı bir dönemde küçük düşürdüği bir gerçek.
Ve Türkiye ile HTŞ, şimdi Rusya'nın Orta Doğu'daki büyük güç statüsünün korunmasının anahtarını elinde tutuyor.