Kanlı terör örgütü ASALA nasıl tasfiye edilmişti?
1975 Lübnan iç savaş ortamında kurulan ASALA terör örgütü, dünya genelinde özellikle sivil hedeflere karşı düzenlediği bombalı ve silahlı saldırılarla tanınan aşırı milliyetçi Ermeniler tarafından kuruldu. Bu örgüt, bağımsız bir Ermenistan kurulması, Türkiye'nin sözde Ermeni soykırımını kabul etmesi ve tazminat ödemesi talepleri doğrultusunda eylemler gerçekleştirdi. ASALA, aktif olduğu dönemde sivil can kayıplarına yol açan, dış güçler tarafından desteklenen bir terör örgütü olarak Türk diplomasisine yönelik terör eylemleri gerçekleştirdi.
ASALA'nın kuruluşu ve ideolojisi
ASALA, 1975 yılında Lübnan İç Savaşı sırasında Beyrut’ta Agop Agopyan tarafından kuruldu.
Kuruluş amacını diasporadaki Ermeni toplulukları arasında milliyetçi duyguların güçlendirilmesi olarak belirleyen terör örgütü, sözde Ermeni soykırımının kabul edilmesi ve Büyük Ermenistan’ın kurulması hedefleri doğrultusunda hareket etti.
1970'lı yıllar, özellikle Lübnan'daki iç savaş ortamı, ASALA gibi militan terör gruplarının ortaya çıkması için uygun bir zemin oluşturdu.
ASALA, ideolojik olarak aşırı milliyetçi bir çizgi izledi. Benzer hedefleri olan diğer militan örgütlerle, özellikle İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), PKK, ve Kızıl Tugaylar gibi gruplarla işbirliği yaptı. Ancak örgütün saldırıları ağırlıklı olarak Türk diplomatik ve sivil hedeflere yöneldi.
Dış unsurların maşası olarak kullanıldı
ASALA'nın eylemlerinin ardındaki en önemli faktörlerden biri, örgütün dış mihraklar tarafından sağlanan desteklerle büyümesi ve faaliyetlerini sürdürmesiydi.
Yunanistan ve Suriye istihbarat servislerinin sağladığı eğitim, lojistik ve mali yardım, ASALA'nın operasyonel kapasitesini ciddi ölçüde artırdı. Özellikle Suriye, Lübnan'daki militan unsurlara geniş bir hareket alanı sağlayarak ASALA'nın burada eğitim kampları kurmasına ve terör militanları yetiştirmesine olanak tanıdı. Aynı zamanda Batı'da Fransa ve bazı gruplar da ASALA’ya doğrudan ve dolaylı olarak destek sundu.
ASALA'nın terör eylemleri
ASALA’nın eylemleri, özellikle 1979 yılından itibaren büyük bir artış gösterdi.
Örgüt, 21 ülkede, 38 şehirde 110'dan fazla silahlı ve bombalı saldırı düzenledi.
Bu saldırılarda Türkiye'nin 42 diplomatı hayatını kaybederken, birçok sivil de yaralandı veya öldü.
1982 yılında Ankara Esenboğa Havalimanı'nda düzenlenen bombalı saldırı ise ASALA'nın Türkiye içindeki ilk büyük eylemi olarak tarihe geçti. Bu saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti, 72 kişi ise yaralandı.
ASALA’nın bir diğer saldırısı 1983 yılında Paris Orly Havaalanı'nda gerçekleştirdiği bombalı saldırı oldu. Bu terör saldırısında ikisi Türk vatandaşı olmak üzere 8 kişi yaşamını yitirdi, 52 kişi yaralandı.
Örgütün saldırılarında hedef aldığı kişiler ve kurumlar sivil diplomatik misyonlar ve havayolu şirketleri gibi sivil hedeflerdi, bu da örgütün terör stratejisinde sivilleri doğrudan hedef alarak korku yaymayı temel hedef oldu.
Türkiye Atina Büyükelçisi Galip Özmen saldırısı
ASALA terör örgütünün yurtdışında gerçekleştirdiği eylemlerden biri de 1980 Atina saldırısı oldu.
31 Temmuz 1980 tarihinde Atina'da ASALA tarafından gerçekleştirilen ve Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen haince öldürüldü.
Türkiye'nin tepkisi
ASALA'nın saldırılarına karşı Türkiye, hem diplomatik hem de askeri önlemler aldı.
Örgütün faaliyetlerinin yoğunlaştığı dönemde Türkiye, terörle mücadele politikasında sınır ötesi operasyonlara yöneldi.
Bu operasyonlar, ASALA'nın özellikle fonlandığı ve desteklendiği Lübnan ve Suriye'deki terör kamplarına yönelikti.
Türk istihbaratının düzenlediği operasyonlarla, örgütün lojistik ve operasyonel altyapısına darbe vuruldu.
Aynı dönemde, Türkiye, uluslararası kamuoyunda da ASALA terör örgütünün sivilleri hedef alan saldırılarını, terörizme karşı aldığı önlemler çerçevesinde ASALA, ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Rusya gibi ülkeler tarafından terör örgütü olarak tanınmasını ve faaliyetlerinin yasaklanmasını sağladı. Özellikle ABD'nin ASALA'yı terör örgütü listesine alması, örgütün küresel çapta hareket alanını daraltarak faaliyetlerinin azalmasına neden oldu.
ASALA terörünün tasfiyesi
ASALA, 1980'li yılların ortalarından itibaren Türkiye'nin gerek askeri operasyonlarla gerek uluslararası kamuoyundaki başarısıyla zayıflamaya başladı.
Örgüt içerisindeki iç çekişmeler, stratejik başarısızlıklar ve Türk güvenlik güçlerinin kararlı operasyonları, ASALA'nın etkinliğini büyük ölçüde azalttı.
28 Nisan 1988 tarihinde örgütün kurucusu Agop Agopyan öldürüldü. Türk istihbaratının gerçekleştirdiği bir operasyonla öldürüldüğü -kesin olmamakla birlikte- ifade edildi.
Agop Agopyan'ın öldürülmesinden sonra kayda değer bir eylem gerçekleştiremeyen örgüt, bu dönemin ardından tamamen etkisiz hale geldi.
ASALA, milliyetçi ideolojisini silahlı mücadeleyle hayata geçirmeye çalışan, sivil hedeflere yönelik saldırılarıyla tanınan kanlı bir terör örgütü olarak tarihteki yerini aldı.
Dış güçlerin desteğiyle büyüyen ve özellikle Türk bürokratları ve sivillere yönelik eylemler gerçekleştiren ASALA, Türkiye’nin sert müdahaleleri ve sınır ötesi operasyonları sayesinde etkinliğini kaybetti ve tasfiye oldu.